Yüz dolar Çeviri İspanyolca
1,560 parallel translation
Çünkü birkaç yüz dolar karşılığı, yerel bir radyoya çıkabilir. Her an, herhangi biri tarafından dinlenebilirsin.
Porque por 200 dólares se puede ir a una tienda de electrónica... y espiar a cualquiera en cualquier momento.
- Yüz dolar banknotunda kimin resmi var?
- ¿ Quién está en los billetes de $ 100?
Ayda sadece dokuz yüz dolar.
sólo nueve mil al mes.
Günde beş yüz dolar.
Quinientos dólares por día.
Lütfen. Bak, bir kaç yüz dolar verebilirim.
Sí, otro trago me vendría bien.
Yüz dolar nasıl? Uygun mu?
¿ Como $ 100 estaría bien?
Sayfaların arasına bir kaç yüz dolar saklar.
Él guarda varios billetes entre esas páginas.
Kutusu altı yüz dolar.
$ 600 la caja.
Yüz dolar bozar mısın?
- ¿ Tiene cambio de cien?
Haftada iki gün daha fazla mesai ve iki yüz dolar fazla maaş.
Oh Creo que estamos. Dos días más y doscientos dólares más en la semana.
Sizce bir kaç yüz dolar, ve temiz çarşaflarda bir iki gece... bana eski yaşantımı mı hatırlatacak?
¿ Crees que unos cientos de dólares, un par de noches en sábanas limpias... ¿ Se me recuerdan lo que yo solía tener?
- Üstüne birkaç yüz dolar ekleyebilirim.
- Sí, y yo puedo reunir un par de cientos.
İki yüz dolar.
Doscientos dólares- -
Bu işkence tabureleri için yüz dolar istedi.
Quería cien dólares por esos artefactos de tortura.
Bak David. Beni turneye çıkarırlarsa, saatine yüz dolar kazanabilirim. Tamam mı?
David mira, si me llevan a la gira, puedo conseguir 100 jodidos dólares a la hora, ¿ vale?
Üç yüz değil, beş yüz dolar.
Nada de 300, 500.
Beş yüz dolar çekilebileceğini sanmıyorum...
No creo que se puedan sacar 500.
Hesabımda beş yüz dolar yok.
Ni siquiera tengo 500 dolares en mi cuenta.
- Belki dört yüz dolar.
- Quiza 400.
Tamam, işte yüz dolar.
OK, aquí tienes cien dólares.
Dante'nin maçta yenilmesi için Andre'ye üç yüz bin dolar verdin.
Le diste a Andre 300.000 dólares para que Dante perdiera.
Banka hesaplarının birinden yüz bin dolar çekmiş.
Retiró $ 100000 de una de sus cuentas.
Yüz bin dolar, gizemli misafir bu adam sanki kendi isteğiyle gitmiş gibi.
Cien mil, una visita. 44 HORAS DESAPARECIDO Huyó por voluntad propia.
Belki Bay Mükemmel olma baskısı altında patladı. Yüz bin dolar çekip Bangkok'a uçtu.
Quizás no soportó más ser el Sr. Perfecto tomó $ 100000 y huyó a Bangkok.
Terri, yüz bin dolar sana başka yerde iyi bir başlangıc fırsatı verir.
$ 100.000 serían un buen comienzo para ti en alguna parte.
Yüz bin dolar nakit çekti bile.
- Ya retiró cien mil en efectivo.
Yüz bakımına 135 dolar mı?
¡ $ 18 por el jugo de naranja!
Birkaç yüz dolar.
- 200.
Bizden yüz kişi, 10 dolar kattı.
Cien de nosotros hemos puesto 1 0.
Vergi mükelleflerinin yüz binlerce doları.
Cientos de miles de dólares de contribuyentes.
İlk yılında yüz bin dolar kazanma şansın var.
Puedes ganar hasta 1 00.000 dólares el primer año.
Onun yüzünden iki yüz bin dolar zarar ettik.
El tipo nos costó $ 200000.
İki yüz bin dolar umrumda değil!
Los $ 200000 no importan.
Güçlü birinden sana yüz milyon dolar miras kaldı.
Heredó muchos millones de una persona muy poderosa.
Yüz milyon dolar!
¡ 100 millones!
Yaklaşık yüz yirmi beş dolar.
- Unos 125.
Ne zamandan beri sokağa atacak yüz yirmi beş doların var?
¿ Desde cuándo puedes tirar 125 $?
Yüz yirmi beş doları, iki altmış beşe bölecek olursan. Eşittir kırk yedi. Kırk yedi çarpı iki eşittir doksan dört.
$ 125 entre $ 2.65 es 47.47, por dos veces, 94.
Kutusu altı yüz dolar buna değer.
Esos puros son el espíritu.
- Yüz bin dolar.
- Los $ 100.000.
Yüz bin dolar mı?
¿ Los $ 100.000?
Yüz bin dolarım nerde?
¿ Dónde están mis $ 100.000?
Yüz bin dolarım nerde?
¿ Y mis $ 100.000?
Yüz bin dolarımı istiyorum.
Quiero mis $ 100.000.
Mevcut şartlar altında, hepimiz için en iyi olacak çözümün... ona yüz bin doları ödemen olduğunu düşünüyorum. Ya da en iyisi onun yetkilendirdiği temsilci olarak bana ödemen gerektiğini. Borcun olan yüz bin doları...
Creo que lo mejor para todos, dadas las circunstancias... es que le pague a ella los $ 100.000, o mejor aún... págueme a mí, su representante... los $ 100.000 que le debe y luego desaparezca de nuestras vidas.
Üç yüz elli dolar mı?
¿ Trescientos cincuenta dólares?
Yüz bin dolar için form doldurup bekleyeceksin.
- Debes presentar los papeles y esperar un par de días por los cien mil.
Yüz dolar.
Supongo qué, ¿ Hoyd?
Bu kodu kırana büyük ödül vaat eden yarışmalar var bunu çözecek anahtarı bulan kişiyi yüz binlerce dolar bekliyor.
Hay competiciones con grandes premios para ver si alguien es capaz de craquearlo, cientos de miles de dólares para quien encuentre la clave de descifrarlo.
Size bir şey söyleyeyim, Belediye meclis üyesi. Daha bahsi geçememiş bir konuda bir kaç yüz bin dolar için ellerimi kirletemem.
No puedo coger unos cientos de miles de dólares que aún no se hayan asignado.
35 yaşına geldiğinde yüz milyon dolar kazanmak istiyordun.
A los 35 querías haber ganado 100 millones de dólares.