Yıllar geçti Çeviri İspanyolca
345 parallel translation
Fakat yıllar geçti ve onlar derin ve çoğalan bir... mutluluğa kavuştular.
Al pasar los años gozaron de una profunda y creciente felicidad.
Seni görmeyeli yıllar geçti.
No te he visto hace años.
Ama yıllar geçti, hiç izine rastlayamadım.
Pero no pude encontrarlo, todo fue en vano.
Üzerinden uzun yıllar geçti.
Eso fue hace mucho.
Evet, okul arkadaşı idik. Evet, anımsayamayacağım kadar uzun yıllar geçti.
Hace tantos años que ni me acuerdo.
Uzun yıllar geçti, çok özledim seni.
Te he fallado durante todos estos años.
Yıllar geçti sinsice sezdirmeden
Mas la edad, con paso sigiloso...
Üstünden çok yıllar geçti, ama burası olduğundan eminim.
Han pasado muchos años, pero seguro que éste es el lugar.
Uzun yıllar geçti, Doktor!
Lo sé Han pasado muchos años, médico.
Yıllar geçti, mevsimler geldi geçti.
Pasaron los años... Las estaciones iban y venían.
Ve aradan yıllar geçti.
Y los años pasaron.
lnnsbruck'daki karşılaşmamızın üzerinden yıllar geçti.
- Han pasado algunos años, desde que nos vimos en Innsbruck. - Sí.
O kadar çok kanlı ve kötülük dolu yıllar geçti ki!
¡ Cuántos años de derramamiento de sangre y de rencor!
Aradan yıllar geçti.
Eso era hace años.
Seninle son görüşmemizin üzerinden yıllar geçti.
Pasaron años desde nuestro último encuentro
Yıllar geçti, herşey yabancıydı.
Pasaron los años. Todo me era desconocido.
Aradan yıllar geçti, Bayan Foley. Tam olarak 18-19 yıl.
Han pasado muchos años, Señorita Foley. 18 o 19 para ser precisos.
O gitti, ve ben unuttum. Yıllar geçti, ben anladım...
Él se fue y ya lo olvidé, han pasado los años, pero ahora sé...
Yıllar geçti.
Pasaron los años.
Aradan yıllar geçti.
Eso ya es una mujer.
"Yıllar geçti ve Stroud'un ilacının haberi..." "... tüm kuş meraklıları camiasına yayıldı. "
Los años pasaron, y la noticia de la medicina de Stroud se extendió por la pequeña comunidad de aficionados.
Son saldırının üzerinden çok yıllar geçti ama şimdi geri döndüler ve eğer gelmeye devam ederlerse, eninde sonunda başarıya ulaşmaları muhakkak.
Han pasado muchos años desde su último asalto, pero ahora han vuelto. Y si continúan viniendo, al final conseguirán sus objetivos.
Yıllar geçti.
Y su servicio al Gobernador finalizó.
Gideli sanki yıllar geçti...
Me parece que Guy hace años que se fue
Hey, John, Son görüşmemizin üstünden yıllar geçti
Parece que han pasado años desde la última reunión.
Yıllar geçti, artık boyu babasından da uzundu.
Los años han pasado. Él ya es más alto de lo que fue su padre.
Yıllar geçti ve bu söz gerçekleşmedi.
Han pasado los años y la promesa no se ha cumplido.
Yıllar geçti.
Son muchos años.
- Eleanor, geçmişte kaldı, yıllar geçti üstünden.
- Eleanora, ya pasé esos años.
Bunun üstünden yıllar geçti.
También de eso hace ya años.
Yıllar geçti, para büyüdü en de drank ook.
El año pasado se me acabó el dinero, y el alcohol también.
Beni son görüşlerinden bu yana yıllar geçti. Ve ben de iyi bir oyuncuyum.
No, hace muchos años que no me ven y yo soy un gran actor, Tito.
O zamandan beridir yıllar geçti.
Han pasado muchos años.
Ama yıllar geçti zincirler defalarca değişti ama ben yaşadım.
Pero pasaron los años y aunque muchas veces me cambiaron las cadenas, conseguí sobrevivir.
Ömrümün en iyi yılları çalışmakla ve tasalanmakla geçti.
¡ Mis mejores años los pasé entre trabajo y penurias!
Yıllar ne çabuk geçti!
¡ Cuánto tiempo ha pasado!
Gazetelerde okuduğumuza göre, savaş sonrası yıllar her yer için kötü geçti. Suç oranı giderek artıyordu ve dürüst vatandaşlar da suçluları cezaevine tıkmakta oldukça zorluk yaşıyorlardı.
En los periódicos leíamos, claro, que la posguerra fue mala en todas partes, que la delincuencia crecía y que a los ciudadanos honrados les costaba meter en la cárcel a los criminales.
# Oyun bahçesindeki yıllar # Ne de çabuk geçti
Los años en la escuela han pasado volando.
Karamela inanan bir adam olarak Fazla şeyi sorgulamadım..... ama bu uzak diyarlarda uzun yıllarım geçti..
Sí, pero bajo tierra. Caramella, no me crees, quizás es que no me entiendes. No puedes.
Aradan yıllar gecti ama Sligon kral Arturun Britanyanın gözden uzak bir kesiminde küçük bir ada üzerinde, ona verdigi bu sığınağı asla bulamadı.
Pero los años pasaron, y Sligon no había encontrado el escondite... donde el rey Arturo les había dado asilo : en una abadía en un sitio remoto de la costa inglesa.
- Uzun yıllar geçti efendim.
- Han pasado muchos años, Señora.
Sonra yıllar geçti ve İmola ortadan kayboldu!
Después pasaron los años e Imola desapareció.
Orada burada çalıştım. Yıllarımın çoğu savaşta geçti. Doğal olarak yanlış tarafta tabii ki.
Estuve dos años en la guerra.
Yıllarım savaşta kan dökmekle geçti.
¡ He sobrevivido a los horrores de la guerra!
Günlerim ellerimi açıp dua etmekle geçti. Geçirdiğim yılların senden önce bir anlamı yoktu.
Tú mediste los días, nada yace ante ti.
# Yıllar geldi geçti
♪ The years have passed ♪
Bu oda, bu kat, yıllarım burada geçti.
Esta habitación, este apartamento, han sido todo mi mundo desde hace años.
Bunun ardından dağlardaki hayvanları ormanların koruyucularını, dağların sakinlerini düşündüler. Geyik, kuş, puma ve jaguar yılan, çıngıraklı yılan, engerek gibi sarmaşıkların koruyucuları akıllarından geçti.
Luego hicieron a los animales pequeños del monte, los guardianes de todos los bosques, los genios de la montaña, los venados, los pájaros, pumas, jaguares, serpientes, serpientes de cascabel, y víboras, guardianes de las enredaderas.
Yıllar iyi geçti.
Los años han sido buenos.
Yıllarım sana ders vermekle geçti. Hiçbir şey öğrenemedin. Peki şimdi nasıl beceriyorsun?
¡ Cuánto tiempo te enseñaron sín ningún resultado y es que puedes!
Okul yıllarımın üzerinden epey bir zaman geçti John.
Antes de que yo fuera a la escuela, John.
geçti 458
geçtim 30
geçtik 21
geçti artık 123
yıllardır 65
yıllar 31
yıllarca 52
yıllar sonra 22
yıllar boyunca 24
yıllar önce 137
geçtim 30
geçtik 21
geçti artık 123
yıllardır 65
yıllar 31
yıllarca 52
yıllar sonra 22
yıllar boyunca 24
yıllar önce 137