Zahmet olmazsa Çeviri İspanyolca
447 parallel translation
Şimdi zahmet olmazsa.
Ahora, si te place.
Zahmet olmazsa, havadar bir hücre istiyorum bir sürü penceresi olsun ve biri güney tarafına baksın.
Y si no le molesta, me gustaria una celda espaciosa y aireada... con muchas ventanas y orientada al sur.
- Evet, zahmet olmazsa tabii.
. - Si, si no le molesta.
Zahmet olmazsa bana gazetenin iş ilanları bölümünü uzatabilir misin?
¿ Serías tan amable de acercarme la sección de anuncios del periódico?
Çok zahmet olmazsa, bu gece tiyatroda görüşeceğiz.
Te veré en el teatro esta noche, si no es mucho problema.
Çok zahmet olmazsa, arada tozunu alıp rutubetten etkilenmemesi için mutfak kapısını açık tutabilir misiniz?
Si no es mucha molestia, puede limpiarlo de vez en cuando y dejar abierta la puerta de la cocina para que no coja frío.
- Zahmet olmazsa ısıt.
- ¡ Sírvelo!
- Zahmet olmazsa.
- Si eres tan amable.
Zahmet olmazsa bir ateş alayım dostum.
¿ Tiene fuego, amigo?
Tatlım, şalımı getirir misin zahmet olmazsa?
Querido, ¿ me traes la estola?
Zahmet olmazsa.
- Seguro, si usted quiere.
Şu duvara doğru. Zahmet olmazsa?
Contra el muro.
- Zahmet olmazsa.
- No me caería mal.
Zahmet olmazsa onu dışarı çıkarmanı öneririm doktor.
Le sugiero llevarla afuera, si no le importa, doctor.
- Zahmet olmazsa.
- Oh, me gusta, me apetece.
Hayır, zahmet olmazsa 11'e kadar bekleyin lütfen.
No, mejor a las 11.
Gözlerim, odaklanamıyor, zahmet olmazsa okur musunuz?
No puedo centrar la vista, ¿ le importaría...?
Size zahmet olmazsa çaydanlığı ateşe koyar mısınız?
Quizás usted será tan amable de tenerlo listo para nosotros.
Size zahmet olmazsa...
¿ Le importaría servirlo?
Eğer zahmet olmazsa biraz su içebilirmiyim.
Sólo quiero un trago de su agua si no le molesta.
Zahmet olmazsa bir bardak su alabilir miyim?
¿ Podrían darme un vaso de agua?
Zahmet olmazsa artık, nereye gittiğimizi söyleseniz diyorum?
Entonces, perdónenme si insisto, ¿ No quieren decirme dónde van?
Zahmet olmazsa pantolonumu uzatır mısın?
- Pásame el pantalón, sé bueno.
Kelso, zahmet olmazsa...
Kelso, ¿ te importaría...? - ¿ Qué hace?
Zahmet olmazsa...
Cuando pueda.
Zahmet olmazsa, biraz su rica edeceğim.
Quiero agua, si no le importa.
Evet, Gilligan, zahmet olmazsa.
- Sí, Gilligan. - Si no te importa.
- Evet, zahmet olmazsa.
Bien. Lo acepto.
Bay Kusenov, zahmet olmazsa sizi birkaç dakika burada tutacağız.
¿ Podrían pasar a este cuarto por unos minutos, por favor?
- Zahmet olmazsa.
- Por supuesto.
- Zahmet olmazsa?
- ¿ No les importa?
- Zahmet olmazsa biraz su.
- Un poco de agua, si no es molestia.
Zahmet olmazsa telefon edip
Este cheque está bueno.
- Çok basit. Zahmet olmazsa kroki istiyorum.
¿ Le molesta dibujármelo?
Çok hoşuma gidecektir... Pembe Panter'i bana verirsen zahmet olmazsa eğer.
Me gustaría mucho... que me entregaras la Pantera Rosa... si no es pedir demasiado.
Bay Capone, zahmet olmazsa beyefendinin burnunu yine kırar mısınız?
Señor Capone, ¿ te importaría romperle la nariz a este caballero otra vez?
- Zahmet olmazsa, tabii.
. - Si no le importa.
Zahmet olmazsa geri alabilir miyim?
¿ le molestaría devolverla?
- Zahmet olmazsa?
- Tendrás tu jugo.
Tam vaktinde kalkıp... kahvaltınızı yatağınıza getireyim. Ağzınız açık uyursanız... uyanmak zorunda bile kalmazsınız. Zahmet olmazsa, siz doğru yönde nefes alıp verirsiniz... ben de tütsülenmiş... ringa balığını küçük lokmalar halinde ağzınıza atarım!
Yo le serviré el desayuno en la cama, si duerme con la boca abierta no le despertaré, le meteré trozos de arenque en la boca.
Zahmet olmazsa açar mısın?
¿ Les molestaría abrir?
Zahmet olmazsa bana da kahve yapar mısınız?
¿ No podría hacerme una taza de café a mí también?
Asla "Lütfen" ya da "Zahmet olmazsa" demiyor.
Nunca dice : "Por favor" o "Me gustaría".
- Zahmet olmazsa getirebilir misin?
¿ Qué tal traerlo? ¿ Puede hacerlo?
Sanırım ben de bir bardak "sherry" alacağım, zahmet olmazsa.
Creo que tomaré otro vaso de jerez.
- Evet? Zahmet olmazsa, arkama biraz yağ sürer misin?
¿ Podrías ponerme aceite bronceador en la espalda?
Zahmet olmazsa arkanı döner misin? !
Dese la vuelta si le incomoda.
Zahmet olmazsa.
En absoluto, muchacha.
Eğer zahmet olmazsa.
Si no la fatiga.
Müdürüm, zahmet olmazsa?
¡ Alguien tiene que hacerlo!
Zahmet olmazsa?
¿ Le importa?