Zamanınızı boşa harcıyorsunuz Çeviri İspanyolca
96 parallel translation
Zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
Pierde el tiempo.
- O halde zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
- Entonces pierde el tiempo.
Zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
Está perdiendo su tiempo.
Bay Fraleigh, zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
Sr Fraleigh, pierde usted el tiempo.
- Zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
- Está perdiendo el tiempo.
Bu şekilde zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
Eso es lo que pasa cuando pierdes tu tiempo libre en esto.
Melekler ya da Şeytan. Zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
Las hadas o el diablo, no me vengan con trucos.
Bu durumda burada zamanınızı boşa harcıyorsunuz, değil mi, Komiser?
Entonces pierde su tiempo aquí, teniente.
Zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
Pierde usted el tiempo.
Vaazla zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
Pierde el tiempo sermoneándome.
Zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
Están perdiendo el tiempo.
Zamanınızı boşa harcıyorsunuz. Lütfen beni dinleyin.
Está perdiendo tiempo.
Zamanınızı boşa harcıyorsunuz!
No pierdan el tiempo.
Zamanınızı boşa harcıyorsunuz Kaptan.
Está malgastando el tiempo, Capitán.
- Zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
- Estás perdiendo el tiempo.
- Çünkü zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
- ¿ Por qué no? - Porque estás perdiendo el tiempo.
Zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
Pierde su tiempo.
Eğer eski kocam hakkındaysa, zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
Si es sobre mi esposo, está perdiendo el tiempo.
Bu yüzden zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
Pierde el tiempo.
Korkarım zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
Me temo que todos han estado perdiendo el tiempo.
Siz etiketler ve logolar Zamanınızı boşa harcıyorsunuz
Uds. etiquetas y símbolos pierden su tiempo teniéndome sentado aquí.
- Zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
- Está perdiendo su tiempo. - Es mío para perderlo.
Aslında, zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
De hecho, están perdiendo su tiempo.
Eğer bu buluşma da, bana onun gerçek yüzünü... göstermek için düzenlendiyse, zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
Si éste es otro intento para que la vea por lo que no es, pierden el tiempo.
Lütfen, Bay Bern, zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
Por favor, Sr. Bern, está perdiendo el tiempo.
Zamanınızı boşa harcıyorsunuz Komutan.
Estás perdiendo el tiempo, Comandante.
Bece zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
Creo que está perdiendo su tiempo.
Waliver zamanınızı boşa harcıyorsunuz dedi Bu bir kazaymış.
Wallover dice que es una perdida de tiempo.
Zamanınızı boşa harcıyorsunuz Ajan DiNozzo.
Creo que desperdicié tu tiempo, agente DiNozzo. - Para nada.
Sayın Yargıç korkarım zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
Senoria, me temo que esta perdiendo el tiempo.
Bana güvenin, zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
Créanme, están desperdiciando su tiempo.
Bana güvenin, zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
Créeme, estás perdiendo tu tiempo.
Cidden zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
En serio, sólo pierde su tiempo.
Hadi, zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
Están perdiendo el tiempo.
Evet, zavallı bay kedi, şu anda kızgın mısın? Zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
Sí, pobre Sr. Kitty, estás tan disgustado... chicos, estais perdiendo el tiempo.
Zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
Están desperdiciando tu tiempo.
Sen ve ortağın burda zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
Están perdiendo el tiempo tú y tu compañero.
Anket sonuçları "Zamanınızı boşa harcıyorsunuz." diyor.
La encuesta dice que están perdiendo el tiempo.
Koç, zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
El entrenador, estás perdiendo el tiempo.
Zamanınızı boşa harcıyorsunuz Bay Monk!
- ¡ Usted pierde su tiempo, Sr. Monk!
Size söyledim, zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
Ya te lo he dicho, que estás perdiendo el tiempo.
Tabii ki ama zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
Claro, pero pierden el tiempo.
- Zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
- Están perdiendo su tiempo.
Zamanınızı boşa harcıyorsunuz. Jack'i bulmak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz.
Está perdiendo su tiempo, hemos hecho todo lo posible para encontrar a Jack.
Zamanınızı bu kitapla boşa harcıyorsunuz.
Está perdiendo el tiempo con este libro.
20 dakika önce aradınız ve arabanın sizde olduğunu söylediniz, hadi gelin, alın dediniz, ama şu hale bak zamanımızı boşa harcıyorsunuz.
"Listo para entregar", me dijo. Y aquí está, haciéndonos perder el tiempo a mi mujer y a mí.
Sanırım siz kara insanları zamanınızın çoğunu "Neden?" diye sorarak boşa harcıyorsunuz.
Creo que los que vivís en tierra,... perdéis mucho tiempo preguntándoos el por qué.
Zamanınızı ve tıbbi kaynakları boşa harcıyorsunuz.
Una pérdida de tiempo y recursos médicos.
Beni rahatsız etmekten vazgeçin artık. Herkesin zamanını boşa harcıyorsunuz.
Deje de molestarme, y de malgastar el tiempo de todo el mundo.
Canınız cehenneme. Zamanı ve kaynakları bu aptalca komediyle boşa harcıyorsunuz.
Estáis desperdiciando tiempo y recursos con este numerito ridículo.
Ama zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
Pero ustedes están perdiendo el tiempo.
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144