Zamn Çeviri İspanyolca
47 parallel translation
O zamn vücutlarımızın efendisi olacağız.
Entonces tendremos control de nuestro cuerpo.
Fesleğenin şifalı bir bitki olduğunu kabul etmenin zamnı geldi.
A la albahaca le ha llegado el momento.
Ve şimdi tüm zamnını Elton'larla geçirmek zorunda!
¡ Y ahora debe de pasar casi todos los días con los Elton!
- hayır biraz daha zamnım var. Git Rahul, geç kalacaksın.
Ve, Rahul, llegarás tarde.
- Yüzbaşı, yeni emirler aldık. - Tam zamnında.
- Capitán, nos llegaron nuevas órdenes.
Ayrıca boş zamnın yanında pek çok aleti de vardı.
Y porque tenía mucho tiempo, tenía muchas herramientas.
Ama her zamn olduğu gibi, nihayete ermemiş gerçeklerdi.
Pero como siempre sucede, se trataba de una verdad incompleta.
Baba her zamn bir oğul bir kardeş olur derdi. Baba...
Mi padre siempre solía decirme, hijo, tú tienes una hermana.
- Acele edin, fazla zamnımız yok.
- Apresurese, tenemos prisa.
Oh... ifade edrim ki... senin zamnını aldım...
¡ Oh,..., tomate tu tiempo. Quiero decir... yo... como tú.
Zamn bulursan dur.
Pasa si tienes tiempo.
Bende Şov Zamnı'nını seviyorum.
Amo el programa.
Filmler benim zamnıma göre çok değişti, Ve toplum gibi şeytanın yoluna ayk uydurdu. Bu yüzden, bu günkü filmi seçecek kişi....... Başpiskopostan başkası olamazdı.
Las películas han cambiado mucho desde mis días... y han tomado el camino de la maldad, tanto como la sociedad moderna, por lo tanto, no hay otro más que el arzobispo en persona escogió la película para ahora.
Chuunin sınavına zamnında beraber katılmıştık..
Hicimos juntos el examen de Chuunin.
O zamn herşeyi kabul ediyorum.
Es todo lo que ofrezco.
O zamn anlayacaksın.
Entonces comprenderás.
Temsilci? Bunlara isdedikleri heyecanı vermenin zamnı geldi.
Resultó que muchos Republicanos neo-conservadores de alto nivel en la comunidad de inteligencia pueden ser muy... muy groseros!
Seni düşündüğüm zamn Kendiminkini ovabilirim
Al pensar en ti Me froto
Seni düşündüğüm zamn Kendiminkine dokunabilirim
Cuando pienso en ti Me toco
6 hafta içinde hayatımın en güzel zamnını geçirdiğim California Üniversitesi'nden mezun olmuş olacağım.
En seis semanas, me graduaré en la universidad de California... donde he tenido la mejor época de mi vida.
kaybederek dönersin erkek olmak istiyorsun her zamn bir oğlun olsun istedin bende olurum kaybederek dönmem.
¡ Quieres ser un "hijo"! Siempre quisiste un hijo, ¿ verdad? Yo me convertiré en uno.
neden kartını değiştirmiyorsun kendin ve herkez için benim kartım her zamn düzgün çalışır - ohhh Raj!
¿ Por qué no cambia su tarjeta de una vez por todas? A veces mi tarjeta funciona. - Pero Raj
gercekten çok üzgünüm 2 santim sadece 2 santim tam zamnında fren yaptım...
Lo siento, lo siento de verasl 2 pulgadas. A tan sólo 2 pulgadas. Si yo hubiera pisado el freno 2 pulgadas después, entonces hubieramos tenido un accidente.
bu arda ne zamn evleniyorsunuz
¿ cuando pensais casaros?
ne zamn seni görsem kısmet ( kader ) bağlantım ortaya cıkıyor. "
"Cada vez que te veo..." "Hay una kismet ( destino ) en conexión."
Bu bizim ilişkimiz biliyormusun çoğu zamn insanların tuhaf bağları vardır bizimkisi gibi
Esta es nuestra relación. Ya sabes, Raj. Muchas veces las relaciones se forman así.
birazdaha zamn mı istiyor?
No va a devolver el dinero.
belkide geç bile kalmıştım bu ilişki uzun zamn önce bittmişti
Tal vez esta relación.. teníamos que haberla terminado hace tiempo
Belkide onunla görüşmek için iyi bir zamn değildir gidelim hadi bu huyundan bıktım bıktım!
Tal vez ahora no es buen momento para reunirse con él. Venga. Vamonos
Priya, Çünkü sen benim uğurumdun ne zamn karşıma çıksan herşey yolunda gidiyordu sen benim şansımdın
Porque Priya, cada vez que estabas conmigo.. .. Todo mi trabajo iba sin problemas Eras quien me daba suerte
ne zamn geldin?
Cuando llegaste?
Tamam. Yani, onu ne zamn salarlar.
Bueno. ¿ Así es que, cuando la sueltan?
onu takım otobüsünün üstüne attığın zamnı hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas cuando la colaste en el autobús del equipo?
Her zaman yılın bu zamnı ortalarda olur, gittiği her yere neşe ve mutluluk saçar, ve çocuklar sırf onu görebilmek için sırada bekler. â ™ ª Well, times were different, and I think you'll concur â ™ ª â ™ ª that little babies shouldn't play â ™ ª â ™ ª with frankincense or myrrh unless it's â ™ ª â ™ ª happy birthday, baby Jesus â ™ ª â ™ ª happy Christmas, happy kwanzaa â ™ ª â ™ ª happy hanukkah â ™ ª â ™ ª and happy, happy birthday, baby Jesus â ™ ª
Siempre viene en esta época del año, repartiendo felicidad por donde va, y los chicos hacen cola para verle. "Cristo" no "X"
sen zamnımı israf etmeden bana yolu göster, ben sevgilime çiçegi. verecem meydanmı okuyorsun!
Déjame pasar sin perder tiempo.. Voy a entregarle una flor a mi amor. ¡ Atrévete a dar un paso más!
Gideon 12 zamn yolcusundan 6 tanesini ziyaret etti.
Gideon ya visitó en el pasado a seis de los doce viajeros...
- Kahvaltı için zamnın var mı?
- ¿ Desayunamos?
Buraya kadar gelip zamnını ve paranı boşa harcamazdın.
Podrías haberte ahorrado el tiempo y el dinero de venir aquí.
- Yeri ve zamnı ayarla ABD ye iadesini yap
- Darles a ella. - Viceministro,
Buraya kadar gelip zamnını ve paranı boşa harcamazdın.
Pude ahorrarte el tiempo y los gastos del viaje.
Babanın yanında durarak zamnımı harcadım yanlış olduğunu bile bile...
He pasado mucho tiempo de mi vida permitiéndole todo a tu padre, estando a su lado, incluso sabiendo que estaba equivocado.
O zamn git te getir seni moron.
Bueno, ve y cógelo, idiota.
Eğer postayı zamnında teslim edemezsek, kim ister ki bizi?
- No sabría cómo hacer nada más.
Geçmişte ne zamn dünyadaydın. Evet?
- ¿ En serio?
senin favori eşin için ohh sagoll baban her zamn nazik olmuştur raj dev kataria ile tanış kanada inşaat şirketinin varisi elbette dev buda raj
Su vino favorito para tí. Oh nuevo Tu padre siempre me echa a perder.
Ama Yönetim Kurulu nihai kararı verir ewt bu problem değil hayatım ne zamn geldin şimdi şimdi bunu görmelisin hayatım haydi göster ona evet raj tatlım için ev tasarlıycak hayatım bu çok güzel ve farklı hayatım cok iyi çok iyi
Pero el consejo de administración tomará la decisión final. Sí. No es problema.
Bir suç işlediğin zamn seni vururum.
Haz algo malo y te detendremos.