Zarif Çeviri İspanyolca
2,308 parallel translation
Sen güzel, zarif, şık bir kadınsın ve yalnız kalman mümkün değil.
Eres una mujer hermosa, elegante y fina y de ninguna manera vas a quedarte sola.
Çok zarif, Dr. Shepherd.
- Qué elegante, Dr. Shepherd.
Yetişkin, zarif, seçkin insanların olduğu. Ayrıca o elbiseye nasıl baktığını gördün.
Adulta, elegante, con presencia de gente importante viste cómo miró ese vestido.
İçten ve zarif bir kadın olup aynı zamanda şehvetli olmalı.
Moverse con gracia y elegancia, y tener esa pasión avasalladora.
Nasıl zarif bir Honda çelikten yapılmış güçlü bir arabayı göçertir?
¿ Cómo podría un pequeño Honda doblar un auto de acero?
Basit ama zarif.
Es simple, pero elegante.
Bu sağlıklı ve zarif bitki... tütünü.
Una hierba saludable y adelgazante : el tabaco.
Bence bu akşam çok zarif görünüyorsun.
Te ves muy elegante esta noche.
Her neyse, şişman bir adama göre zarif bir kıçın var.
A propósito, tienes un lindo trasero para ser gordo.
Burada zarif bir katılım yapmaya çalışıyoruz.
Estamos teniendo algo elegante aquí.
Ve zarif bir kokusu var.
Y, tiene un olor exquisito..
¶ tatlı, beyaz ve zarif ¶
# Dulces, blancos y muy refinados #
Eğer ilkel mağara insanları gibi olmasını istiyorsan evet olabilir ama biz burada daha zarif bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.
Bueno, si quieres hacerlo como un Neandertal, seguro. Pero creo que apuntamos a un poco mas de sutileza por aquí, sabes?
Orda zarif Cattiude * adında kedi eşyaları satan bir yer var.
Hay una tienda llamada Gatitudes que vende cosas para gatos.
Ama onu zarif göstereceğine söz ver.
Pero, por favor, sólo prométeme que lo harás parecer algo casual.
Çok zarif.
Es exquisita.
Demek istediğim, sen zengin, zarif bir kadınsın.
Ella es una mujer rica y con clase.
ve kim benim kızlarımla çizgiyi aşarsa, Angel Beach e gidene kadar o zarif kıçlarınıza tekmeyi basarım.
Y si se pasan con alguna de mis chicas, les daré tal patada en el culo que llegaran hasta Playa Ancha.
Düzgün, zarif, aynen buradaki gibi yapın dedim.
Que se mantenga con clase, como esto.
Bu şekilde saldırınca çok zarif gözüküyorlar.
Viéndolo así, parece que tenga razón.
Ayrılıkçı güçler, Cristopsis'lerin... zarif ve güzel dünyasını acımasızca bombalıyorlar.
Las fuerzas Separatistas aplastan sin piedad el bello y elegante mundo de Christophsis.
Tara'nın arkadaşı şu zarif kadını tanıyorsun, değil mi?
Ok, ¿ sabes aquella mujer tan elegante amiga de Tara?
10 yıl boyunca giyinseniz bile, hala aldığınız günkü gibi zarif duracaktır.
Si lo vistieran por 10 años, seguiría estando... tan elegante como si acabaran de comprarlo.
Soluk zarif limon sarısı sizin çekiciliğinizi ortaya çıkaracak.
El elegante amarillo limón pálido aumentará su atractivo.
Zarif hareketlerle.
Movimientos sutiles. whooo!
Çok zarif, ama dikkatli bakarsan alt taraftaki muhteşem kasları görürsün.
Y es sutil pero si observas de cerca puedes observar todo el maravilloso tono muscular por debajo.
Zarif parmaklar.
Dedos de artista.
Güzel, zarif, incelik dolu.
Con clase, elegante, refinada.
Ama güzel kağıt oynuyor. Böyle zarif oynayan bir soylu kadın daha önce hiç görmemiştim.
Pero ella juega a cartas de forma agradable, de buen grado, como nunca he visto a una mujer jugar en mi vida.
Bana önceden sevimli, akıllı ve zarif Aragon'lu Catherine'nin gerçek varisi gerçek bir prenses olduğu söylenmişti.
Me dijeron antes que era encantadora, inteligente, bien educada, graciosa... Una verdadera heredera de Catalina de Aragón. Una verdadera princesa
Zarif Eskort.
- Elegant Escorts.
Zarif Eskort'un telefon kayıtları için emir çıkartalım.
Bien. Iremos solo a la cita del registro del numero de los acompañante elegantes.
Bilirsiniz firmam için reklam yapan bir fotoğrafçı bana, Zarif'in ilanını vermişti.
Oh, Realmente. Tu sabes... una fotografía quien hizo algunos ajustes para mi firma. él fue el primero en darme una elegante propaganda.
James Sok, Zarif Eskort'un sahibi bir teknede yaşamıyor muydu?
- James Sok, el dueño de Elegant Escorts ¿ no vive en un barco?
Bayan Smith'in sizin zarif ellerinizle tasviri.
Una representación de su propia mano de la señorita Smith.
Bruce Jenner bir kadın. Zarif, çok güzel, hollandalı kadın.
Bruce Jenner es una mujer, una holandesa elegante y hermosa.
Andrew'u işe aldığında onlar için zarif bir ajansa hoş geldiniz partisi düzenlemiştim ama o iptal etti.
Planeé una cena encantadora de bienvenida a la agencia para ellos cuando contrataste a Andrew y ella la canceló.
Hem de nasıI resim yapıyor. Morris de son derece zarif şiirler yazıyor.
Pinta y Morris escribe los más exquisitos poemas.
Ama bana öyle geliyor ki, içten içe sahte bir uyuşukluğa sahip hat safhada yalnız ve son derece şık olan o küçük yaratık kadar zarif ve hassas biri.
Pero pienso que por dentro es tan refinada como ese animal engañosamente indolente, tremendamente solitario y terriblemente elegante.
Ama bana öyle geliyor ki içten içe, sahte bir miskinliğe sahip, had safhada yalnız ve son derece şık olan o küçük yaratık kadar zarif ve hassas biri.
Pero pienso que por dentro es tan refinada como ese animal engañosamente indolente.
Çok cazip ve zarif bir teklif Masuka.
Es tentador, Masuka. Y te repito.
Ve son olarak, bu zarif ve güzel küçük kadın heykelleri vardır.
Y por último, estas delicadas y hermosas estatuillas de mujeres.
Bayılacaksın. Biraz zarif ve heyecanlı ve diğerleri de buna çok benziyor.
Es un poco elegante y un poco rompedora, y las piezas se parecen mucho a esta.
Arkeologlar, hayvan kemikleri, kabukları ve bazı zarif taş aletler buldu.
Los arqueólogos hallaron huesos de animales, conchas y algunas exquisitas herramientas de piedra.
"Ev ya da iş yerinize zarif mobilyalar sunar." Neden? Neye ihtiyacın var?
"Otorgando elegante mobiliario para casas y empresas." ¿ Por qué?
Görünüşte zarif bir restoran. Aşağısı, yani kasa bölümüyse geç saatlerde ahlaksızlığa adanmış bir yer oluyor. İtibarsız davranışlar ve uçarı bir ortam.
Al frente, un elegante restaurante pero debajo un local nocturno dedicado a la indecencia de mala reputación y todo tipo de libertinaje.
Gördüğünüz gibi restoran zarif olacak. Sezonluk menüler ve geniş bir şarap listesi içerecek.
Como puede ver, el restaurante sería elegante un menú según la estación, gran carta de vinos...
Neden bu tezgahı kurdun? Sona geldiğinde bazıları blöf yaparken daha zarif bir oyun tercih eder.
Uno puede atar cabos sueltos con un simple nudo, o puedes elegir una forma más elegante como el cruce de carreteras en trébol.
Bütün müşteriler ve ortaklar gelecek. Hepsi de muhteşem, zarif nefes kesici Betty Draper'la gelmemi bekliyor.
Son todos los clientes, todos los socios, y esperan que vaya con la glamorosa, elegante y despampanante Betty Draper.
Ben çok zarif bir bayanımdır.
Estoy en un buen día.
Tadı çok zarif.
Sabe tan elegante.