Zilleri Çeviri İspanyolca
167 parallel translation
Öküzlerin zilleri de yıllardır aynı ama sıkılmıyorsun, değil mi?
Las estrellas son siempre las mismas y no te cansas.
Oh, St Mary'nin zilleri Sizi her zaman seveceğiz
Campanas de Santa María siempre os querremos.
Kayıtlar dengeyi tutturamazsa kayıt ofisinde alarm zilleri çalar.
Dijo que si los datos no coinciden, salta la alarma en la oficina de ingresos.
Zilleri unuttum.
! " Me olvidé los platillos.
Hayatım boyunca, kağıt fenerlerden süzülen ışığın vurduğu lotus havuzları ve rüzgarda çınlayan bambu zilleri ile bir çay evini görme hayalini kurdum.
Durante toda mi vida ha sido mi sueño poder conocer una casa de té. Y ver los farolillos de colores reflejando sus luces en el estanque de lotos. Y oír las campanitas de bambú que cuelgan de los pinos y que suenan al ser agitadas por la brisa.
Ardından ölüm zilleri çalar.
Después, la muerte lleva los triunfos.
Zilleri duyuyor musun, bebeğim?
¿ Oyes campanas, muñeca?
Kapı zilleri ve kızak çanları Ve erişteli şinitzel
Campanas y Estofado con pasta
Kapı zilleri ve kızak çanları Ve erişteli şinitzel
Las campanas y el Estofado con pasta
Bu kadar uzun çaldığım için özür dilerim, buradaki zilleri pek bilmiyorum...
Lo siento, no creí haber tocado tan fuerte.
Buradan şatodaki biri arandığında orada alt kademe bürolarda telefonların hepsi birden çalar. Daha doğrusu, hepsi birden çalardı eğer zilleri çıkarılmamış olsaydı.
Cuando se llama desde aquí a alguien del castillo, allí suenan todos los aparatos de los departamentos subalternos, o más bien sonarían en todos ellos si no fuera por que en casi todos se ha desconectado el sonido.
Ara sıra bitkin düşmüş bir memur özellikle akşamları ve geceleri biraz oyalanmak istediğinde zilleri bağlar, o zaman cevap alırız.
De vez en cuado algún funcionario agotado siente la necesidad de distraerse, sobre todo a última hora de la tarde y conecta el sonido, y entonces recibimos una respuesta.
Susturun şu lanet zilleri!
¡ Apaga esa campana!
" Servis zilleri.
" Toque para pedir servicio.
Zilleri çalıyorum! Havai fişekleri patlatıyorum.
Estoy oyendo campanas tocando silbatos y tirando serpentinas.
Heryerde sirenleri, zilleri ve işaretleri var.
Está lleno de sirenas, campanas y señales.
Telefonunuzun zilleri Cennet'teki harplar gibi çalsın.
Que las campanas de dicha suenen como arpas celestiales.
Dikkatini dağıtacak etken yok, zilleri falan duymuyor.
Bueno, no tiene distracciones, no escucha zumbidos ni campanas.
Düşünce gücüyle ışıkları yakıyor ve zilleri çalabiliyor.
La fuerza de sus pensam ¡ entos puede encender luces y hacer sonar timbres.
Hadi zilleri çalalım.
Vamos a doblar las campanas.
- Valeleri de yok zilleri de.
No tienen portero ni campana.
'elçilik'kelimesini anlamadık, çabuk zilleri takın!
No comprendemos qué es embajada. Ponte el tsak, rápido.
Zilleri tak, dostum... tak şunu.
Ponte la campanilla, querido amigo. Póntela.
Bu uyarı zilleri çalarken yoğunlaşamıyorum.
No puedo concentrarme con esta alarma.
Baird'ın lanet olası ileri şizofreniklerinin orada... uyarı zilleri devrede.
Baird está con los catatónicos y las alarmas siguen sonando.
- Hiç biri deme bana. Onların alarm zilleri çalıyor.
Esas campanas de alarma están soñando.
Çalın zilleri kutlayalım
# Celebren, que esa es la idea #
Bir saat kulesindeki zilleri falan mı çalıyorsun?
Sonando campanas en una torre de reloj de alguna parte?
Zilleri unuttum.
olvidé Ios cimbaIos.
Hiçbirinizde alarm zilleri çalmıyor mu? Evet.
¿ Esto no les recuerda algo?
# Kapı zilleri ve kızak zilleri Ve bir şey bir şey eldivenler #
Campanillas y cascabeles Yalgo con mitones
Onun büyük zilleri var mı?
¿ Ella tiene grandes tetas?
Zilleri yanına al... ki dünyanın haberi olsun bir orospunun geldiğinden!
Y llévate estas campanitas. Sabrá el mundo que llega la puta.
Acayip okul zilleri içinde Jostens'ı dinleyin.
Y si quieren anillos de promoción estrafalarios : Jostens.
Ben bu taraftaki zilleri çalacağım,.. ... ve sen de diğer taraftakileri.
Tocaré los timbres de este lado y tú lo harás del otro.
O anlamsız zilleri bitmek tükenmeksizin vurup durur ve dolaşıp durur.
Sólo sigue golpeando esos cimbales indefinidamente y sigue y sigue y sigue.
Belki her geri çekilişinde çalan zilleri vardır.
Tendrá una campana que suena cuando va marcha atrás.
"Cadılar Bayramı, kapı zilleri, şeker, hadi toplayalım ve..."
"Halloween, timbre, dulces, los tomamos y..."
Zilleri duyuyorum. Hazırım.
Oigo campanas, estoy listo.
Minyatür UAV, zilleri ve düdükleriyle beraber.
Vehículos aéreos en miniatura.
Aşağıdaki zilleri çalamaman ne kötü.
Lástima que no tengas el gallo.
Kapı zilleri ve kızak çanları ve erişteli şinitzel... #
Timbres, campanas de trineo y schnitzel con fideos.
Kapı zilleri ve kızak çanları... #... Ve erişteli şinitzel... #...
Timbres, campanas de trineo y schnitzel con fideos.
Tüm bu karları yarmak ve zilleri çalmak falan bu Sam'la yaptığımız şey.
¿ Esa de correr por la nieve y de las campanillas? Es la que canto con Sam.
Ziller, zilleri unutmuşum.
¡ Los cascabeles, me olvidé de los cascabeles!
St. Mary'nin Zilleri'ni kastetmedim.
- Sí, pero con "agregar" no me refería a "La Campana de Santa María".
Çal zilleri.
Toca los platillos.
Ve tüm zilleri ben çalarım.
Y yo toco todas las campanas. ¡ Dios!
Dün gece söylediklerini düşündüm... ve bütün gece uyuyamadım, tüm olanlar birdenbire zilleri çaldırdı.
Me he quedado despierto, pensando en lo que dijiste. Y todo eso me llegó muy adentro, ¿ sabes?
Alarm zilleri.
Suena la alarma.
Rüzgar zilleri.
- Buenas noches.