English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ Z ] / Zoom

Zoom Çeviri İspanyolca

928 parallel translation
Hallettim. Üç objektif bir de zoom var.
No sé, tiene tres objetivos y un zoom.
O yaklaştırıcı mercek ile beynimin içine giremezsin!
¡ No puedes meterte en mi cerebro con tu zoom!
Bana zum yap.
Hágame un zoom.
- Şeyi var mı... zoom'u?
¿ Tiene... cómo se dice? ¿ Zoom?
Şu düğmeye basın ve çektiğiniz.
Ahora, le mostraré cómo usar el zoom. Sólo gire esto así... y el objeto se acercará más y más.
Haydi odanın öteki ucuna zoom'layalım, tam oraya.
Acerquemos el otro lado del local, ese sector. Está bien.
Yaklaş yaklaş, gözyaşlarına zoom yap.
Píllala, qué hermosa.
Şimdi kendilerine sorular soracağız.
Píllala con el zoom. Las lágrimas.
Şimdi, bu güzel sabahı kışkırtıcı, hıçkırtıcı, sallayıcı, kollayıcı, uyandırıcı bir müzik ile selamlayalım! Arkadaşımdan küçük bir yardım alayım!
Vamos a alegrar la mañana con música wam, bam, zoom, boom que despierte, con la ayuda de mi amigo.
Ne düşünüyorsun? Uyku çantasına doğru bir zoom yapılıyor... Kuzeybatı Pasifikte bir yerlerde, evet?
Nos acercamos a un saco de dormir en un lugar del Pacífico.
Şimdi zum yapıyorum...
Mira... El zoom se mueve así.
Açgözlü ve saldırgan!
Agreidior... agridi... Agreidsor zoom... ¡ Atacar!
Geniş E. 3'ü 130'a çek.
Zoom lento sobre John y Dorothy.
derleyip toplamak için kestigim hersey ; ve o anda göze görünenler içinde en iyi duranlara yönelmek, son yirmidörtte bir saniyesine kadar, kol mesafesinde, zoom mesafesinde kalmak, nafile...
todo lo que había seleccionado para ordenar, y que reflejaba mejorlo que veía en ese momento ; ¿ por qué la mantenía al extremo de los brazos, al extremo del zoom, hasta su último veinticuatroavo de segundo?
TV kameran burada, 1 00'den 1'e zum mercekli.
Aquí, la cámara de TV, con un zoom 100-a-1.
Zum yapmaya çalış.
Prueba el zoom.
Zum, doğru.
Zoom, listo.
Zoom, zoom.
Zumba, zumba, zumba, zumba
"Zoom-splat." Böyle.
zumbo, splat, y Puum.
Geniş açıyla başlayalım, sonra parmaklıkların yakın çekimi.
Empezaremos con una toma general, luego quiero un zoom sobre la entrada.
Hepinizin uçuşa geçtiğini, bizi dinlemediğinizi biliyorum... ama yine de sizin için bir doz süper rock'n'roll çalacağım.
Sé que nadie está escuchando porque ustedes son todos zoom, pero tengo una foto de hot rock'n'roll de todos modos.
Kara deliklere benzer delikler buldum. Size göstermek istiyorum. Yaptığım şey : bir yer belirlemek, yakınlaştırmak ve denklemi bulmak.
Encontré algo que me parecieron agujeros negros y me gustaría mostrárselos, así que lo que voy a hacer es esencialmente hacer un zoom en la zona utilizando un factor de aumento mucho mayor, y si aprieto el botón adecuado debería ocurrir... ahora.
Sizde eksik parçaları büyüterek, Mandelbrot kümesini keşfedebilrsiniz. Kimsenin görmediğini bilin, ilk gören benim.
Y puede explorar el Conjunto de Mandelbrot haciendo zoom en distintas partes del mismo y puede estar seguro de que nadie lo ha visto nunca.
- Ka-za-zoom!
- ¡ Ka-za-zum!
Yaklaş...
Dale al zoom.
- Diğeri de zoom mercekli. - Onu bilmiyorum.
- La otra tiene un zoom...
Zoom merceği var.
- Eso no lo conozco. Para acercar las cosas a la cámara.
- TV müptelası mısınız siz?
- ¡ Zoom! - ¿ Fueron destetados con la television Uds.?
Biraz zoom yap.
Ahora haz un acercamiento en ese cuadro.
Zoom la.
Acercamiento.
Yakınlaştırıp adamı bulabilir misin?
¿ Puedes hacer un zoom y ver dónde está?
Şu gökdelenden alırım, seni çekerim ve atlama sahnesini ekleriz.
Haré un zoom desde el rascacielos hasta encontrarte, y luego revelaré el vacío.
Smithers, yakınlaştır.
Smithers, zoom.
Zoom, zoom!
Ellos copian todo lo que hago.
- Kutlama zoom'u.
- Un zoom de celebración.
Yana yatır ve yakınlaştır.
Mueve la cámara hacia arriba y cierra el zoom.
Tamam, zum istiyorum. Kan gölüne yavaş bir zum.
Bien Io que quiero es un zoom lento sobre eI charco de sangre.
Önümüzdeki hafta, deliklere zum koyacağız, altlarına da çene dinlendirme yeri
La próxima semana, pondremos mirillas con zoom y apoya barbilla.
Zoom yapmayı ve beyaz ayarını biliyor musun?
¿ Sabes usar el zoom?
Dijital zoom yapılmış!
Creo que es un "zoom" digital.
Geri zekalı dijital zoom kullanmış.
¡ Ha hecho un "zoom" digital!
Öyle mi? Dijital zoomu olan kaç kamera vardır? 5.000?
¿ Cuántas cámaras hacen "zoom" digital, 100, 5.000, dos millones?
Kamera yakınlaşır.
La cámara cierra zoom.
Zoom'un nasıl çalıştığını size göstereceğim. - Evet.
Sí.
like,'Hey, Pop, can I go ride my zoom... "
"...
"... that goes two hundred miles an hour... "
like,'Hey, Pop, can I go ride my zoom... "
"Zum"
" Zoom.
Zum objektifi.
Un zoom.
Sonra ren geyiği kafasına zoom yapmalıyız.
- ¿ Sabías que Soapy era catedrático?
Yakınlaştıran objektifin var mı?
¿ Tiene zoom la cámara?
- Tamam, yanaşayım.
- Sí, ahora pongo el zoom.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]