English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ Ç ] / Çıktı

Çıktı Çeviri İspanyolca

84,259 parallel translation
Hikayemiz şöyleydi, sabah erkenden tekne gezisine çıktık, tekne yana yattı ve devrildi ve Jason boğuldu.
Nuestra versión sería que fuimos a pasear en barca por la mañana temprano y que la barca se inclinó, volcó y Jason se ahogó.
Gerçekte ise, karşı kıyıya kupkuru çıktık.
En realidad, llegamos al otro lado completamente secos.
Ateşin içine daldılar ve sağ çıktılar.
Habían jugado con fuego y habían sobrevivido.
Yukarı çıktım, kapıyı çaldım. Polly'e iyi olup olmadığını sordum. Hiçbir şey söylemedi.
Subí arriba, llamé a la puerta y pregunté a Polly si estaba bien, y... no dijo nada.
Evet, işten biraz geç çıktım ama... Saygılarımı sunmak istedim.
Ya, he salido un poco tarde del trabajo, pero... quería ofrecer mis respetos.
Hapisten çıktığında babamı terk mi edeceksin?
¿ Vas a dejar a papá cuando salga de la cárcel?
Josie, şu anda devam etmemi sağlayan tek şey hapishaneden çıktığında nasıl ve ne zaman bir araya gelebileceğimiz düşüncesi Ve her şeyin tekrar yoluna girmesi.
Josie, la única cosa que hace que siga adelante ahora mismo es pensar en cómo, cuando salga de la cárcel, podremos estar todos juntos otra vez. Y volver a como eran las cosas antes.
Seninle çıktım.
Salí contigo.
Size ne gibi görünüyoruz? Yukarı çıktığınız zaman yani.
¿ Qué pensaste de nosotros, cuando sus vinisteis toos a nuestra montaña?
Zıvanadan çıktı.
Está fuera de control.
Geçen akşam işler biraz kontrolden çıktı.
Anoche todo se desmadró un poco.
Zıvanadan çıktı Chick.
Bueno, está fuera de control, Chick.
Ok yaydan çıktı artık Norman.
¡ Es demasiado tarde, Norman! ¡ Está aquí!
Yürüyüşe çıktım.
He salido a dar una vuelta.
Bir görseydiniz Şerif, büyük rezalet çıktı. Metresi kaçıp gitti.
La amante salió pitando.
Biz gidince, afyon üretimi 3,400 tona çıktı.
Y cuando llegamos nosotros la producción de opio pasa a tres mil cien toneladas.
Çünkü Sarı Ceketli onun imzasıyla hastaneden çıktı.
Porque su firma está en todos los papeles de alta de Chaqueta Amarilla.
Bundan her kim sorumluysa, hayatının gözlerinden buharlaşıp çıktığını görecek kadar yaklaşmak istiyorum.
Quiero estar lo suficientemente cerca para ver la vida desvanecerse de los ojos de quienquiera que sea el responsable.
Komadan çıktığımdan beri, insanlar beni aptal amaçları için kullanmaya çalışıyorlar, ve bundan gına geldi artık.
Desde que me desperté del coma, la gente ha intentado usarme para sus propios fines estúpidos, y estoy harta de ello.
Sinemadayken, Iron Man ile Wonder Woman'ın sevişip sevişmeyeceğini görmek için beklerken sıkılırsan telefonunu açıp evine kimin girip çıktığını izleyebilirsin.
En algún cine, aburrido hasta morir pensando si Iron Man se lo va a montar con la Mujer Maravilla, puedes desbloquear tu teléfono y ver quién te está robando.
Sen uzaylıyı kaçırdıktan sonra ortaya çıktılar.
Aparecieron después de que secuestraste al RAP.
Holden her evden çıktığında bir aile toplantısı düzenlemeyelim diyorum.
Solo digo que quizás no haga falta montar una reunión familiar cada vez que Holden sale de casa.
Üzgünüm, Çavuş, dışarıya çıktığını biliyorum ama.
Perdone, sargento, sé que está a punto de irse.
- Uh... - Hiç şehir dışına arabayla çıktın mı hiç Michael?
¿ Ha conducido alguna vez fuera de la ciudad, Michael?
- Burası çok kullanılan bir ev, kimin girip çıktığı bilinmeyen bir ev.
Es una casa de un barrio concurrido, quién sabe quien entra y sale.
- Sizce buradan mı çıktı?
- ¿ Crees que se fue de aquí? - ¿ Y usted?
Eskiden korktuğum her şey bir anda ortaya çıktı ve beynime nüfuz etti.
Dejé que mi mente fuera invadida por todo aquello que solía temer y... que de repente apareció.
Büyük bir savaş çıktı.
Una gran guerra estalló.
Petrovic ortaya çıktı.
Y Petrovic capitalizó.
- Nereden çıktı ya?
- ¿ Qué carajo?
Nakit para gerektiren bir iş olanağı çıktı.
Tengo una oportunidad comercial que requiere efectivo.
- Doğrudan telesekreter çıktı.
- Directo al buzón de voz.
Huzuruna çıktığınız Targaryen Hanesi'nden Daenerys Fırtınadadoğan Demir Taht'ın gerçek varisi Andallar ve İlk İnsanlar'ın gerçek kraliçesi Yedi Krallık'ın Koruyucusu Ejderhaların Annesi Büyük Çim Denizi'nin Khaleesi'si Ateşgeçirmez, Zincirkıran.
Están en presencia de Daenerys de la Tormenta de la Casa Targaryen legítima heredera al Trono de Hierro legítima Reina de los Ándalos y de los Primeros Hombres Protectora de los Siete Reinos Madre de Dragones Khaleesi del Gran Mar de Hierba La que no Arde, Rompedora de Cadenas.
Çıktı.
Así es.
- Yola çıktı.
- Está en camino.
Benim tanıdıklarımın hepsi orospu çocuğu çıktı.
Cada Señor que he conocido fue un cretino.
Kazayla ortaya çıktı.
Sucedieron accidentalmente.
Dışarı mı çıktı?
¿ Se fue afuera?
Buradan çıktılar dostum.
Salieron de aquí.
Dışarı çıktığımızda ona borçlu olduğumuzu söyledi.
Cuando salimos dijo que estábamos en deuda.
Geçenlerde ayakkabı sektöründen çıktım, şu an başka bir iş arıyorum.
He dejado la industria del zapato recientemente, así que busco curro.
Ama sen bana o kaseden çıktığımı söylüyorsun.
Pero tú me estás diciendo que dejé esa fuente.
Çıktı mı?
¿ Está fuera?
Ama buradan sağ çıktık. Seni sevdiler ve annemi en erken önümüzdeki ilkbaharda göreceğiz.
Sé que mi madre puede ser demasiado, pero hemos venido, les has gustado y, ahora, no tendremos que volver a verla hasta la primavera, por lo menos.
- Polis, üzerinden "Gönül çelen" ve bir sayfası işaretlenmiş olan "Beni Unutma" romanlarının çıktığını ifade etti.
La policía dice que llevaba una copia del libro El guardián entre el centeno, y también una muy manoseada de Siempre Alice.
Bu da nereden çıktı?
¿ A qué viene esto?
Konuklara saldıran terörist hücrenin büyük bir bölümü yeni bir şirketten ortaya çıktı.
La mayor parte de la célula terrorista que atacó a nuestro huésped provino de una compañía nueva.
O kız nereden çıktı?
¿ De dónde salió esa chica?
Yani, açıkçası çok akıllı ama her zaman daha fazlası için ittim yayıncısını aradım babama karşı çıktım.
Digo, obviamente muy inteligente pero siempre tenía que andar tras él para que se apurara llamara a su editor o o le hiciera frente a mi padre.
Çıktığımdan beri beni takip ediyor.
Me está siguiendo desde que salí.
O şimdi ayrılır ve bir sonraki sefere üç ay sonra ya da üç yıl ya da yarın saçmalıklarıyla tekrar ortaya çıktığında içeri girmesine hemen izin verirsin.
Ahora se irá pero la próxima vez dentro de tres meses, tres años o mañana cuando quiera que reaparezca con sus mentiras lo dejarás volver a quedarse.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]