English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ Ö ] / Örme

Örme Çeviri İspanyolca

76 parallel translation
O zaman bir bakalım sepet örme kursu falan açabilirler mi?
¿ Sabes qué te digo? , ¿ por qué no vemos si pueden organizar clases de cestería o algo así?
Sepet örme işi mi yapacağım?
Me darían trabajo para tejer cestos.
- Evet, örme dikme işleri.
- Sí, a coser y a cocinar.
3'lü örme yapın! Başlayalım hadi!
¡ Hacedme una trenza de tres!
Evet, ama tuğlaları örme, tekrar lazım olabilir.
Si, pero no lo tabiques, podríamos necesitarlo después.
Gri renkte örme İtalyan kazak.
Un traje de punto italiano gris.
- Bilirsiniz, örme falan.
Sí, ya sabe labores de costura.
Her iki koridorda hindistan cevizi renginde örme ile kaplı.
Ambos corredores están cubiertos con alfombras de coco.
Örme? Dokuma? Boya?
¿ Hilar, tejer, hacer tinturas?
Örme alışkanlığını ve Metamucil'e olan sevgini saymazsak öyle bir yerde yaşamak için fazla gençsin.
Y aparte de que tejes y tomas Metamucil eres muy joven para vivir en un sitio así.
Sepet örme ya da kadın hakları gibi gereksiz dersleri.
Algo inútil como cestería o estudios de mujeres.
Kafanda göçük görmüyorsa yüzden Nanna size örme'ne kapağını verdi.
Nanna le dio a tejer " tope ne así Si el hueco en su cabeza no ve.
- Örme giysilerle çalışıyorum.
- Trabajo en géneros de punto.
İyi örme için kaliteli yün.
Lana delicada para telas delicadas.
Sepet örme ve bale arasında onu ne zaman görüyorsun?
¿ Cuándo lo ves entre tejido de canastos y ballet?
Ortak noktaları çok. Örgü örme, bulmacalar, televizyondaki bir dizi -
Tienen mucho en común, el tejido, los crucigramas, el show de TV...
- Lütfen örgü örme.
- Por favor no hagas punto.
Asker malzemeleri satan dükkan bir sürü gocuk ve örme takke getirtti.
La tienda vendió mas abrigos y gorras.
Tamam, biz iyi örme gayrimenkullerine bakalım.
Suena bien. Vamos a buscar un buen sitio. - Adiós.
Örme işi tam olarak 10'da başlayacak ve uzun yolculuğumuz akşam onda bitene kadar durmadan öreceğiz. - Taylor, 10'a 40 saniye var.
El punto comenzará a las 10 : 00 a. m. en punto, y haremos punto sin parar hasta que acabe nuestro largo día, al dar las 10 : 00 p. m.
Sadece örmek adına örme aşkınız nerede?
¿ El placer de hacer punto por que sí?
Mezar Odasındaki, örme kumaşta görmüştüm.
Lo he visto en una tapicería de la bóveda.
Buradaki örme kumaş, konunun dışında.
De acuerdo, este tapiz aquí está fuera de lugar de algún modo.
Angela örme kumaştaki kızıl saçlı figürü tespit etti.
Angela identificó la figura pelirroja del tapiz.
Örme kumaştaki sayılar, basit alfa sayısal kodlar.
Los números en el tapiz son un simple código alfanumérico.
Aynı sembolü, Dr. Brennan'a postayla gönderilen... -... bu örme kumaşta buldum.
Encontré los símbolos que le enviaron a la Dra. Brennan en este tapiz.
Şu ağ örme yeteneklerini sergile bakalım.
Haz lo de la telaraña.
Aramıza bir duvar örme.
Mira, no crees esta pared entre los 2.
Öyle mi, onca örgü örme hiç mi ısıtmıyor?
Bueno, que tanto tejer les sirva para algo.
Suratında 2 tane pencere var, ve bir örme hırka giyiyor, kedili.
- Anteojos de estudiosa y un saco con gatos.
Köpek dişleri, kurdun simgesidir Mezar Odasındaki, Gormogon örme kumaşındalar.
Los caninos son un símbolo del lobo que aparece en el tapiz Gormogon que hay en la bóveda.
Şu'örme baykuşu'* nasıl aldığımı sanıyorsunuz?
¿ Como creéis que obtuve ese macramé ornamental?
Örgü örme işi nasıl bu arada? Düşündüğün asi kişi değilsin sen.
Tú no eres tan rebelde como crees.
Örme kazak gibi.
Es como un suéter deshilachado.
Ama sepet örme sınıfındaki birinden ikinci bir görüş alacağım.
Pero pediré una segunda opinión del tipo que está en mi clase de Cestería.
Sonra, hasır örme mi?
¿ Qué sigue, tejido de punto?
Çünkü aynen örme yorganın ipliği gibi tereyağı da bir ailenin yemeğinde baş köşededir.
Porque, al igual que el hilo de la colcha de la abuela, la mantequilla es la pieza central de una cena familiar.
Ağaç işleri, duvar örme, hatta alçıpan.
Trabajo en madera, ladrillos. Tabiques de yeso.
Ama acilde beklerken biraz örgü örme şansımız oldu diye de düşünebiliriz.
Pero piensa en todo el tejido que hicimos mientras estábamos esperando en la sala de emergencia.
Şehri dolaşarak garip örme kepler alıp kızlarla tanışmaya çalışıyorum.
Voy por el pueblo comprando gorros de gato raros para conocer chicas.
Ben örme şapkayı hava soğuk olduğunda giyerim.
No tenemos nada en común. Yo me pongo gorro de punto para el frío.
Tanrı'm! Sevgili yünden örme Bay Capulet, bu size yakışan bir şey.
Por Dios, qué horrible saco, Sr. Capuleto.
Müzik var, örme bileklikler var, kızarmış sosis var.
Tenemos música, brazaletes de cáñamo... salchichas.
Benimle arana duvar örme, konuş benimle.
No te bloquees. Háblame
- Küçük bebeklere örgü örme işinde çok iyisin.
- No he tenido tiempo de terminarlo. - ¡ Qué hermano tengo, que sabe hacer punto!
Meksiko'da pizza kuryeliği ve duvar örme.
repartidor de pizza en la ciudad de Mexico y albañil..
Tuğla duvar örme işi almıştık ve o bana, " Hey, Ephraim!
Estábamos construyendo ese muro, y él me decía, " Oye, ¡ Ephraims!
Şimdi yakından bakınca büyükmüş, büyük, büyük.
Sabes? ahora que lo veo bien, es enorme..... orme..... orme.....
Sonra da, Orme geçidine doğru sağa dön.
"Y a la derecha de nuevo en Orme Lane."
Ah, duvar örme işi..
Oh, pasas ladrillos.
Stonehenge Snowdon, The Great Orme.
Stonehenge, Snowdon, el Gran Orme.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]