English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ Ö ] / Örnek

Örnek Çeviri İspanyolca

8,728 parallel translation
Sayenizde, şanlı milletimiz dünyaya bir kez daha örnek teşkil edecek.
Gracias a usted. Nuestra gloriosa nación... será un ejemplo... al mundo de nuevo.
Mükemmel bir önder ve örnek aldığım birisiniz.
Usted es el líder supremo. Es mi modelo a seguir.
Takip edebileceğimiz kadar örnek onun beyninde mevcut.
Tenemos suficiente para seguirlo con la esperanza de que él tiene una muestra completa en su cerebro.
Ve senin gibi kolay etkilenen bir gence çok kötü bir örnek olurum.
Y un muy mal ejemplo para niños impresionables, como tú.
- Beni örnek al.
Mírame a mí.
Onu örnek alıyor olmalısın.
De seguro lo admirabas.
- Örnek alınan biri miydi?
Vaya ejemplo. Sí, lo fue.
Mesela bir örnek, balkabağı resmi olan su depolu kasaba. Çocukken ziyaret ettiğin bir yerdi muhtemelen.
Por ejemplo, esta ciudad con la torre de agua con el dibujo de la calabaza puede ser un lugar que visitaste en la infancia.
Peki ya onları örnek ya da kurbanlar olarak göstermenin riski.?
Pero hay un riesgo de que sean ejemplos o víctimas.
Örnek niteliğinde.
Ejemplar.
- Çünkü örnek olmalısın.
- Debes dar el ejemplo.
Ekibin geri kalanına örnek olmam için yanıma verildin aslında.
Y te asignaron conmigo solamente para que yo le dé ejemplo al resto del equipo.
İyi bir örnek.
Es un buen ejemplo.
Belki Barton'ı örnek almalıyım.
Quizá debería seguir el ejemplo de Barton.
- İlk olarak, önümüzde örnek yok.
Para empezar, no hay precedentes.
Örnek dava yok.
No hay ningún caso.
- Bir örnek verin.
Deme un ejemplo.
Şimdi kendimize daha sağlıklı bir örnek bulmadan önce gömleğini giy, evlat.
Ahora póngase su camisa, hijo, antes de encontrarnos un espécimen más saludable.
Kendini yenileyebilen birisi örnek alınmalı ; yargılanmamalı.
Uno es admirado por reconstruirse a sí mismo, no es para juzgarse.
Burası en sevdiğim oda. Çünkü cömertlik ve tevazu erdemlerine örnek teşkil ediyor.
Es mi cuarto favorito aquí, porque ejemplifica... las grandes virtudes de la generosidad y humildad...
Sadakat erdemine örnek teşkil etmesi için onlardan birini öldürürsek 2 milyon kişi nasıl tepki verir?
¿ Cómo crees que dos millones de ellos reaccionarían...? Si eliminamos a uno de los suyos... para ejemplificar la virtud de la lealtad?
Örnek aldığı kişilerin arkadaşları yok yani.
Así que su modelo a seguir no tiene amigos.
Sana bir örnek vereyim.
Por ejemplo.
Bir lider, bir örnek insan olabilirdin.
Podías haber sido un líder, un ejemplo.
Teşkil ettiği örnek toplumu doğrudan etkiliyor.
El precedente que fija afectaría al público directamente.
Pekala, biriniz örnek verebilir mi bununla ilgili?
Ahora, ¿ alguien puede pensar en un ejemplo?
Örnek vereyim.
Al igual que, de acuerdo, ejemplo.
Belki onu örnek yapmanın bir yolu vardır.
Quizás haya un modo de volverlo un ejemplo.
Şarkı söyleyen kadınlar ahlakî rahatlıkla bir kültürsel çöküşe daha örnek oldu.
Las mujeres que cantan son otra muestra de decadencia cultural.
Ciddi kontrol sorunlarıyla uğraşmış birini örnek al.
Lo dice alguien que ha tenido problemas serios de control.
- Belki bir örnek istersiniz.
¿ Quiere una muestra?
Senin dersin için mükemmel bir örnek tuval olacaktır.
Ella es un lienzo perfecto para tus lecciones.
Örnek olarak Stonewall'u ele alalım.
Mira a Stonewall, por ejemplo.
Her zaman iyi bir örnek olmaya çalışırdı.
Ella siempre estaba tratando de dar un buen ejemplo.
Bütün kızlarımıza örnek oluyor.
Es un modelo para todas nuestras chicas.
O kız kötü örnek oluyor.
Esa chica es una mala influencia.
Harika örnek, marketin içinde mevye atma.
Qué gran ejemplo al arrojar fruta por el mercado.
Kurt'le birlikte bir örnek göstereceğiz...
Kurt y yo os demostraremos...
Açık kaynak aynı zamanda ekonomik olarak nasıl organize olabileceğimize bir örnek. Gelecekte ihtiyacımız olan ürünleri özel endüstrilere kontrol noktalarına, efendilere, kölelere ve bakıcılara gerek duymadan geliştirmek için bir örnek.
El Código Abierto además es un ejemplo de cómo podemos organizar económicamente, un ejemplo a futuro, para construir los productos que necesitamos sin necesidad de la industria propietaria, sin necesidad de los puntos de control, sin la necesidad de amos y esclavos, ni niñeras.
Bunlara örnek olarak da mil harcama dökümlerimi, ofis gereçlerini kötüye kullanma ve kişisel faks makinemi kullanmamı gösteriyorlar.
Incluyendo pero no limitados a : uso de pagarés, mal uso de suplementos de oficina, y mi uso personal de mi máquina de fax.
Amerikalı olmak için her şeyinizle örnek oldunuz.
Ejemplifica lo que significa ser un americano.
Bir örnek önce senin setleri zaten ne.
Delante de usted esta una muestra de lo que ya está en sus kits.
Halkı bir örnek olarak gör.
Toma al público como un ejemplo.
Oğlun örnek bir öğrenci.
Tu hijo es un estudiante modelo.
En azından örnek teşkil edebilir.
Lo mínimo que puede hacer es dar ejemplo.
Evet, ama ufak bir örnek alabilirsek, biyolojilerini etkilediklerini kadar iklim değişikliği göç yollarını nasıl etkiledi görebiliriz.
Si, pero si pudiéramos obtener una pequeña muestra, podríamos ver... como el cambio climático esta afectando tanto sus patrones migratorios como su biología.
Yine de bir örnek bile veremiyorsun.
Sin embargo, no me puedes dar ningún ejemplo de cuando lo hice.
- Örnek insan!
- Oye, campeón
Her zaman örnek bir çalışanım olmuştun.
Siempre has sido un empleado del modelo, pero yo...
- Bir örnek olduğunu sanıyorlar.
Creen que es una muestra.
- Buna üç örnek var.
Estos son solo tres ejemplos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]