Ütü Çeviri İspanyolca
247 parallel translation
Bir sürü çamaşır ve ütü beni bekliyor.
Tengo mucho que lavar y planchar.
Ben burada, günden güne köle gibi çalışayım, yıkama yapıp,.. .. zavallı parmaklarım acıyana dek ütü yapayım.
Estoy aquí esclavizada, lavando, planchando, destrozándome las manos...
Çamaşırlarını yıkar, ütü yapar, benden istediği her şeyi yapardım.
Habría lavado, planchado, fregado y hecho cualquier cosa que ella quisiera aunque no me hubiese pagado.
Sana ütü yapmayı seviyorum baba.
Me encanta planchar para ti, papá.
O menajerle karşılaştığımda böyle ütü yapmayacaksın.
No tendrás que seguir planchando cuando aparezca el representante.
Ben mutfakta ütü yapıyordum. Birdenbire tavandan su damladığını farkettim.
De repente vi una gotera en el techo.
Bulaşık, temizlik, ütü işleri ile zevk ve ayrıcalık dolu bir hayata mı döneyim?
- ¿ Y qué hago? ¿ Lavo, plancho y vivo una vida de gusto y de criterio?
.. sözlerinizi de demir ütü ile ütüler, .. gibi doğru ve düzgün söyleyin.
plancharla con la plancha de las buenas promesas, y doblarla como es debido.
Dikiş dikebilir, ev temizliği ve ütü de yapabilirim.
También sé coser, limpiar, planchar.
Bütün ütü ve yemek işini o halleder.
Él plancha y cocina
Bunca yıIdır hala ütü yapmayı öğrenemediniz.
En tantos años no ha aprendido a planchar.
Çok iyi ütü yapıyorsun.
Planchas de maravilla.
Aylardır ütü yüzü görmeyen elbiselerle dolaşır.
Con un traje que lleva meses sin planchar.
Bütün gün ütü yapmıştım...
Había estado todo el día planchando...
Benim için ütü yapıyor.
Me plancha las sábanas.
Çakmak, ütü, kravat, saç maşası hatta hayat sigortası bile sattım.
He vendido lámparas, lavadoras, ruedas... e incluso seguros de vida.
Biraz yorgunum, bütün gün ütü yaptım.
Estoy cansada, estuve planchando toda la mañana.
Kıyafetimin kusuruna bakma, ama beni ütü yaparken yakaladın.
Tendrás que disculpar mi aspecto, es que estaba planchando.
Bu ütü ateş gibi oldu!
¡ Están sobreexitados!
Acaba ütü niye sıcaktı?
Me pregunto por qué estaba encendida la plancha.
Sanırım sonra ütü yaptı ve kapatmayı unuttu.
Creo que planchó más tarde y se olvidó de apagar la plancha.
Belki ütü masasının üzerinde uyuyakalmıştır.
Puede que se quedara dormida sobre la tabla de planchar.
Bana ister para ödesin ister ödemesin onun için çalışırdım. Çamaşırlarını yıkar, ütü yapar, benden istediği her şeyi yapardım.
Habría trabajado para ella, habría hecho todas las labores si me lo hubiese pedido aun sin cobrar nada por hacerlo.
"Çamaşır, ütü, tamirat, yerler temizlenecek..."
"Lavar, planchar, zurcir, plantas".
Rebecca'ya, dünyada ondan daha iyi ütü yapabilecek bir Çinli bile olmadığını söyle.
Dile a Rebecca que no hay chino en el mundo que le gane a planchar.
Artk buharl ütü kullanyorlar.
Ahora usan planchas de vapor.
Marie Axhelm'e gittik, ütü yapıyordu.
Cuando fuimos a casa de Marie Axhelm y ella fue irónica
Sen ütü yapıyor olursun.
Tú estarás planchando.
- Küçük bir ütü kazası oldu da.
Un pequeño contratiempo con una plancha.
Önlüğümü gitmeden önce ütü masasına bırak, tamam mı?
- Y la copia también. Vamos, por favor. Le dices que tengo que irme, ¿ vale?
Ve de bir ütü!
" Y una máquina planchadora
Özel bir pratik ütü elbette.
Es una plancha de pantalones ejecutivos, ¿ sabes?
Bir : Yemek, temizlik, dikiş, süpürge, ütü ve annelik.
y dos : criar niños.
Ben ütü odasına bakacağım.
Voy a la sala de plancha.
Elimde ütü var.
Tengo un fierro.
Biraz ütü işe yarar.
Un toque con la plancha estará bien.
Bay Andrews olmasa bile hâlâ ütü hakkında sıkıntı var.
Aún sin Mr Andrews, todavía hay que preocuparse por lo de la plancha eléctrica,
Kim'le balolara gidiyorum, ona yardım ediyorum, ütü yapıyorum.
Porque siempre voy a los desfiles a darle una mano, a ayudarlo a planchar.
Baloya onunla gidip ütü yapmasam buruşuk kıyafetle çıkar.
Si no lo acompañara, desfilaría con toda la ropa arrugada.
Veya kendisi ütü yapar, ama başka birinin sana destek olup şöyle demesi işe yarıyor, " Evet, yaparsın.
O tendría que plancharse todo. Es de mucha ayuda tener a alguien a tu lado que te diga : "Te vas a lucir. Lo sé".
Kalıcı ütü!
¡ Y bien planchados!
Bunun annesi çok yaşlı oğlum, hala taşı ısıtıp ütü yapıyor.
Esa negra es mas vieja que andar a pie......
Klozetin üzerinde ütü yapıyorum.
Debo planchar sobre la tapa del inodoro.
Kıskanç, küçük ütü masası.
Celosa tabla de planchar.
Ev, ütü, atlama, kral.
Casa, plancha, salto, rey.
Deli gibi ütü yapıyor.
- ¿ Vienes con nosotros?
Craig, ütü nerede?
Craig, ¿ dónde está la plancha?
Hediyesinin ütü masası olduğunu görünce çok şaşıracak.
Ahora se sorprenderá de verdad cuando abra el forro para la tabla de planchar.
Bir motorsiklet, bir gardrop, annen için bir ütü ve büyük bir buzdolabı.
Una motocicleta, una alacena, una plancha eléctrica para tu madre, un refrigerador grande.
Bir ütü masasıyla iyi bir atış destek masası yapılır.
Una tabla de planchar seria una buena opcion.
Saçlarıma kızgın ütü basmaya kalktı.
¡ La semana pasada me intentó tirar al vertedero! Me intentó alisar el pelo con la plancha.