Üzülecek bir şey yok Çeviri İspanyolca
29 parallel translation
Bu kadar üzülecek bir şey yok.
No hace falta estar tan triste por eso.
Pekâlâ, bu konuda üzülecek bir şey yok.
Mira, no hay nada de qué preocuparse.
İnşallah Bu kadar üzülecek bir şey yok.
Si Dios quiere.
Bunda üzülecek bir şey yok Katie, tatlım.
No es nada para estar triste, Katie.
Hadi tatlım, bunda üzülecek bir şey yok.
Cariño, no hay nada por lo que llorar.
Bunda üzülecek bir şey yok.
No hay de qué lamentarse.
Bunda üzülecek bir şey yok canım.
Ese no es motivo para estar triste cariño.
Bakın kızlar, gerçekten üzülecek bir şey yok.
no hay nada por qué enojarse.
Bunda üzülecek bir şey yok.
No hay nada que lamentar.
- Bunda üzülecek bir şey yok.
- Eso no es para avergonzarse.
- Bunda üzülecek bir şey yok.
No tiene nada por qué disculparse.
Ölümde üzülecek bir şey yok.
La muerte no es triste.
Sakin, üzülecek bir şey yok.
Tranquila, no tienes nada por lo que preocuparte.
Bence çok da üzülecek bir şey yok.
Estuvo... bastante bien.
Yapma evlat. Bunda üzülecek bir şey yok.
Demonios, hijo, no hay nada porque lamentarse.
- Yo yo yo, üzülecek bir şey yok oğlum.
No hay razón para enojarse.
Yeni işler geldiği sürece üzülecek bir şey yok.
Nada de qué preocuparnos, mientras haya trabajo. ¿ Cinco minutos?
Eğer daha mutluysa, ortada üzülecek bir şey yok.
Si está feliz, no se ha hecho daño.
Bunda üzülecek bir şey yok.
No tienes que preocuparte por nada.
Geceni üzülerek geçirme çünkü üzülecek bir şey yok.
Ahora, no pases la noche preocupándote, porque no hay nada de qué preocuparse.
Ama üzülecek bir şey yok
Griffin irá pronto al foso, con Tara. Ho...
- Hayır, üzülecek bir şey yok.
- No, no hay nada que lamentar.
Josh, eminim biraz gerginsin, Ama seni temin ederim ki üzülecek bir şey yok.
Josh, estoy seguro que debes estar nervioso, pero quiero asegurarte que no hay nada de qué preocuparse.
Üzülme çünkü henüz ortada üzülecek bir şey yok.
No lo sientas, porque no hay... nada que lamentar todavía.
Bak üzülecek bir şey yok.
Shantí.
Bir yil önce bitti. Ama üzülecek bir sey yok.
Terminó hace un año, y no tienes nada que sentir.
Bak, daha önce de söylediğim gibi, bunda üzülecek fazla bir şey yok.
Mira, sé que no es tan fácil.
Tamam, üzülecek bir şey yok demek ki.
Bien.
O zaman üzülecek bir şey yok değil mi?
- Sí. - No se preocupe, entonces?