Üzülmeyin Çeviri İspanyolca
200 parallel translation
Ona üzülmeyin çünkü o acı çekti ve buna dayandı.
No le tengamos compasión de que sufriera tanto.
Bütün heyecan ve sarsıntı çok fazlaydı, ama üzülmeyin, ikiniz de gençsiniz. Tekrar bir bebeğiniz olacaktır.
El susto ha sido demasiado para ella, pero no te preocupes, sois jóvenes, tendréis otro bebé.
Ama bu kadar üzülmeyin.
Pero no estén tan tristes.
O kadar üzülmeyin Yüzbaşı Curtis.
No se enfade, capitán Curtis.
Üzülmeyin, Bayan Hudson, üzülmeyin.
No se preocupe, Sra. Hudson. No se preocupe.
Artık üzülmeyin, Bayan Hudson.
No se preocupe, Sra. Hudson.
Onun için o kadar üzülmeyin.
No sufras por él.
Ama bu kadar da üzülmeyin. Bilirsiniz evlilikleri için pek de mükemmel denemezdi.
Para que no se torture, le diré que no era un matrimonio perfecto.
Yıkılan duvarlar için üzülmeyin.
No se preocupen del desorden.
Bu kadar üzülmeyin.
Anne, no debes dejarte impresionar tanto.
Onun için üzülmeyin.
No se aflija por él.
Evet, ama bu kadar üzülmeyin.
Sí, pero no hay que exagerar.
- Bu kadar üzülmeyin.
- No se inquiete demasiado.
Artık üzülmeyin.
No deje que esto la preocupe más.
Benim için üzülmeyin.
No, no lo sienta.
Hiç üzülmeyin Bizi affet, lütfen.
- Perdone. No se preocupen.
Bana eşlik edemediğiniz için üzülmeyin.
No tiene que salir conmigo.
Lanet olsun! Ama üzülmeyin, bakın ne var burada.
Depravados, pero alégrese, tengo algo para Vd.
Bu kadar üzülmeyin Maxence.
No esté triste, Sr. Maxence.
Şimdi izleyeceklerinizden üzülmeyin.
No se disgusten por lo que ven, caballeros.
Şimdi izleyeceklerinizden üzülmeyin.
No se preocupen mucho por lo que ven, caballeros.
Hadi ama, üzülmeyin.
Allí, allí. Súbase.
Hiç üzülmeyin çocuklar.
Por eso no os preocupéis, chicos.
Çok fazla üzülmeyin, Çünkü çok kötü bir nişancıyım.
No os preocupéis mucho, porque soy muy mal tirador.
Kazınız için üzülmeyin, Bayan Cratchit.
no se preocupe por su ganso, Sra. Cratchit.
- Bayan Oyo-ne, üzülmeyin, onu sağ salim getireceğim.
Señorita Oyo-ne. No te preocupes por nada. Le traeré de vuelta sano y salvo.
O kadar üzülmeyin.
No se altere.
İki kere zili çaldım, cevap yok. Belki dışarıdadır, üzülmeyin.
Toqué dos veces, golpeé la puerta... debe estar fuera.
Fakat üzülmeyin, burada Enstitüde benim için yaptıklarınıza çok müteşekkirim.
Pero no se preocupe yo estoy muy agradecido por todo lo que me dio el Instituto.
Eğer nişanlarınız yoksa, üzülmeyin.
No se preocupe por su indumentaria de vuelo.
Fakat, üzülmeyin, Komiser.
Pero no se desespere, teniente.
Üzülmeyin, bakireler, anneler, artık üzülmeyin.
Chicas, no os aflijáis. Madrecita mía, no te entristezcas.
Sadece sakinleşin, üzülmeyin çünkü... bir hata olmuş olabilir.
Estoy tan lleno de problemas! puede ser un problema, Ahora cheque...
Atomlar ve atomların içinde hareket edebileceği boşluk olmadan, dünya katı, durağan ve cansız bir yer olurdu. Bu yüzden hiç üzülmeyin dostlarım.
Sin átomos y un espacio vacío para que se muevan en él, así que no estén tristes, amigos míos.
Lütfen üzülmeyin babacığım, kimseyi de suçlamayın.
No se atormente, padre, y no acuse a nadie.
- Carlos! Evet. Pijamalarınıza üzülmeyin senyör.
No se preocupe por el pijama, señor.
Pijamalara üzülmeyin.
Y no se preocupe por su pijama.
Kaybedince bu gece üzülmeyin sakın
Cuando pierdas, no te vayas a machacar
Bay Horman, lütfen üzülmeyin.
Sr. Horman, no se sienta mal.
- Kapıya üzülmeyin.
No se preocupe por esto.
Sakın üzülmeyin.
Y no se preocupe.
Ama üzülmeyin, size özel olarak şarkı söylerim.
Pero no se preocupe, después... cantaré para usted en privado.
Bayan Lowry, lütfen üzülmeyin artık.
Por favor, Sra. Lowry, no se altere.
Böyle küçük bir şey için üzülmeyin.
No se preocupe por tamaña insignificancia.
Kaybettim diye üzülmeyin.
No seas un mal perdedor.
Hayır, üzülmeyin.
No, no lo sienta.
Size yalvarıyorum, üzülmeyin. Kendinizi suçlamayın. Ve bunu bir çeşit tenkit olarak algılamayın.
Por favor, No esteis tristes y no nos reprocheis nada y no lo toméis como una crítica, :
Bu kadar üzülmeyin.
No se ponga triste.
Evet, haklı... Viktor Palych, lütfen, üzülmeyin.
Victor Palych, por favor, cálmate.
Yine üzülmeyin.
No se ofenda.
Benim için üzülmeyin. Burada olmak çok güzeldi.
Nos alegró muchísimo su visita.