Üçüncüsü Çeviri İspanyolca
577 parallel translation
İkinci adamın vardır üç gemisi rıhtımda üçüncüsü ise deli olurdu bana ve vardı çokça paraları ve hepsi de çok nazikti ve hepsinin de yakası kar gibi beyaz idi ve bir bayana davranmayı hepsi de biliyordu.
El segundo tenía tres barcos en el puerto. El tercero estaba loco por mí. Y aunque tuvieran dinero, aunque fueran simpáticos, aunque llevaran la camisa impecable, aunque supieran tratar a una dama.
Birincisi kulağım için, ikincisi onurum için ve üçüncüsü ise...
Mi vida y mi honor están en juego y también...
Birinci enjeksiyon öldürmezse bile ikinci veya üçüncüsü öldürür.
Si sobreviviera a la primera dosis, las siguientes le matarían.
Ve ikincisi de ve üçüncüsü de...
Y así el segundo y tercero.
Ne üçüncüsü ne de ikincisi. ilk matadoru!
¡ No el segundo o el tercero, sino el primero! ¡ El más grande!
Şimdi söyle bana, diyorsun ki, büstlerden ikisi burada dükkanda kırıldı, üçüncüsü Binbaşı Harker'a, dördüncüsü Matmazel Carey'e ve beşincisi Bay Thomas Sandeford'a satıldı.
Dos de los bustos se rompieron en la tienda. El tercero lo vendió al señor Harker. El cuarto a la señorita Carey y el quinto a Sandeford.
Söylediğine göre, ilk kutu Bay Julian Emery'ye gitti, ikinci kutuyu Bay Kilgour, 143B Hampton Way, satın aldı, ve üçüncüsü de bilinmeyen bir genç bayan tarafından satın alındı. Muhtemelen bu bayanın bir dükkanı var ve Golders Green yakınlarında oturuyor.
La primera caja fue para el Sr. Emery... la segunda para el Sr. Kilgore de Hampton Way 143, B... y la tercera a una joven sin identificar... posiblemente dueña de una tienda en Golders Green.
Evet ya üçüncüsü?
¿ Y el tercero?
Mahkûmun biri para verir çıkar. Diğeri Vali'nin kuzenini tanır. Hatta bir üçüncüsü ev yapımı balonla yüzer.
Uno lo va a hacer por el muro, otro por un túnel o se va a volar en un globo casero.
100 kere daha güçIü olanını geliştiriyoruz, bundan çok daha güçlü... ve yokedici olan üçüncüsü de aklımda!
Tengo una segunda más potente y una tercera en mente mil veces más destructiva.
Belki üçüncüsü de vardır.
¿ No llevarás tres?
- Ve üçüncüsü...
- Y en tercer...
- Peki, bunun içinde sen de varsın, fakat üçüncüsü kim?
- Supongo, que se incluye usted,... ¿ pero, y la tercera?
İki asker vuruldu, üçüncüsü de boğuldu.
Dos soldados muertos a tiros y otro ahogado.
Bir rüya daha görmeğe başlıyorum, bir üçüncüsü.
Empiezo a tener otro sueño, un tercero.
İkinci pazar da gene çok iyi olur üçüncüsü uzun gelebilir dördüncüsü ise son olacaktır.
El segundo domingo seguirá yendo muy bien. El tercero nos parecerá largo. Y el cuarto será quizá el último.
Ama üçüncüsü malzeme.
Y tercero, necesito materiales.
Üçüncüsü... üçüncüsü en iyisiydi!
La tercera vez... ¡ La tercera vez fue la mejor!
Dr. Yuri Jivago, evet, Dr. Jivago Moskova üçüncüsü oldu.
Les anuncio que el doctor Yuri Zhivago, sí, el doctor Zhivago ha quedado tercero de su promoción.
- Peki ya üçüncüsü, efendim? - Üçüncü mü?
evitar la confraternización y el desarme.
İkincisi, kilise bu tür evliliği yasaklar, üçüncüsü...
En segundo lugar, las leyes de la iglesia prohíben tales alianzas, y en tercero...
Ve üçüncüsü Inezillia ile evlenmeni istemiyorum.
Y en tercer lugar... no quiero que te cases con Inesilla.
Ve üçüncüsü, şans ortaya çıktığında el altında bulunmalıdır.
Y la tercera puede resultar práctica, cuando se presente la oportunidad.
Ve üçüncüsü, kendime genç bir yardımcı buldum. İşine gerçekten çok bağlı biri.
Y la tercera es que tengo un sustituto, que se toma su trabajo muy en serio.
İlk dileği sağlık, ikinci dileği büyük mutluluk üçüncüsü de büyük servetti sanırım.
Su primer deseo fue una gran salud, el segundo, una gran felicidad y el tercero fue una gran riqueza, supongo.
Biri öldü, öteki benim ve üçüncüsü Cole Thornton.
Uno está muerto, otro soy yo y el tercero es Cole Thornton.
Ya üçüncüsü?
¿ Y tercero?
Biri gevezelik eder, öteki adam öldürür, ve bir üçüncüsü —
¿ Qué quiere Kozlik?
Birincisi, sürgünler iki veya üç santimetre boyuna ulaştığında, ikincisi, çiçeklenmeden hemen önce veya sonra, ve üçüncüsü bir ay sonra.
La primera, cuando los brotes alcanzan una altura de 2 a 3 cm. La segunda, un poco antes o después de la floración. Y la tercera, un mes más tarde.
İkincisi ikiyi vurduğunda, ve üçüncüsü... üçü vurduğunda.
El segundo a las dos en punto y el tercero cuando la campana toque... las tres.
üçüncüsü değil.
Déjeme ver.
İkincisi "Yıldırım" üçüncüsü ise "Yeşil Işıltıydı."
El segundo es Pequeño-Rayo. El tercero es Rayo Verde.
İki sene içinde bu üçüncüsü olacak.
La tercera en dos años.
... ilk olarak, savaşa meşru yetki organları tarafından karar verilmeli ikincisi, adaleti sağlamak amaçlı yapılmalı ve üçüncüsü, haklı sebeplerden yapılmalı
"Primero, una autoridad legítima deberá decidir" "Segundo, su objetivo será defender la justicia" "y tercero, deberá llevarse a cabo con una intención justa."
Ve ikincisi ajans beni Amerika'ya geri yollamak istiyor ve üçüncüsü, beni havaalanına götürebilirsin.
SEGUNDO : ¡ Podrás llevarme a Orly cuando haya aceptado!
Vadiye geri dönene ve tutuklanana veya üçüncüsü :
B : regresen a la reserva y permanezcan bajo arresto, o
İkinci sorun izlenecek güzergah üçüncüsü ise saldırının uygulanış şekliydi. Çünkü torpido atışları sığ sularda gerçekleştirilecekti.
El segundo fue la ruta a seguir y el tercer ataque en sí mismo, era posible utilizar torpedos en aguas poco profundas.
Yarışmamızın üçüncüsü, California Güzeli.
Y la segunda dama de honor es... Miss California.
Bir kurşun doktorun kasığına isabet etti, ikincisi boşa gitti üçüncüsü de kulağımı sıyırdı.
Una bala hirió al doctor en la ingle, la segunda se perdió... y la tercera me rozó la oreja.
Biri Shiba'da diğeri Shitaya'da. Ve üçüncüsü Yotsuya'da
Uno en Shiba, otro en Shitaya y el tercero en Yotsuya.
İkincisi... arkadaşlık, ve üçüncüsü... bizim... rahatımız.
Dos es... amistad, y tres es... nuestra... comodidad.
Peki üçüncüsü?
¿ Quizás tres?
Birincisi müzik ikincisi para üçüncüsü de...
Número uno la música, número dos el dinero, y número tres...
Uzun adamlar kategorisinde'IFBB, Mr. Universe'üçüncüsü...
El tercer lugar en la categoría alta... de Mr.
Tamam, üçüncüsü?
¿ Bien, y la tercera?
... üçüncüsü kafatasının sol bölümünü delip geçmiş.
... la tercera atravesó el área craneal izquierda.
Bir üçüncüsü, Huddleston ve Bradford'un başkanı olan Edgar Trent'in muhafazasındaydı.
La tercera la custodiaba el Sr. Edgar Trent, presidente del Huddleston Bradford.
Ve üçüncüsü, ben karşıya geçmek falan istemiyordum.
Y tercero, yo no quería cruzar la calle, en primer lugar.
Moskova üçüncüsü.
Dos Roma cayeron, |
ve üçüncüsü,
Y tercero.
Shi En'den özür dileyeceksin tabii tabii üçüncüsü ise, derhal geldiğin yere geri döneceksin
Así lo haré también.