Şeye Çeviri İspanyolca
39,563 parallel translation
Gecenin bir yarısı kendisini yollara vurmasına neden olan şeye.
Lo que sea que este chico hiciera lo puso en la carretera a mitad de la noche.
İnsan çocukluğunu yatakta geçirmek zorunda kalınca kendisini yatağa bağlayan şeye takıntılı oluyor.
Cuando estás atrapada en una cama toda tu infancia te obsesionas un poco con lo que te tiene allí.
Şant her şeye en azından bir saat daha baypas yapacak.
El shunt derivará todo al menos otra hora.
Hey, bir şeye ihtiyacın olursa ararsın.
Oye, llámanos si necesitas algo.
Tabi ki, Nixon'a oy verdim, yani söylediğim her şeye körü körüne inanmamalısın da.
Por supuesto, voté por Nixon, así que no tomes tan en serio todo lo que digo.
O şeye dikkatli davranın.
Cuidado con eso.
Terry her şeye öyle diyor.
Terry le dice eso a todo.
Daha güzel bir şeye odaklandım.
Estoy concentrado en algo mucho más preciosa,
- Yeni çevrilmiş toprak bataklık... hepsi yumuşak bir şeye çarpmış.
Recién removida sobre la tierra, pantanos, que lleguen a algo suave,
Hayatın sana sunduğu en ekşi limonu alıp. ondan limonata gibi bir şeye dönüştürdün.
Cogiste el limón más amargo que la vida te ofrecía... y lo convertiste en algo parecido a una limonada.
Ne düşünmeye başladım biliyor musun? Sanki kendini önceden yazılmış bir şeye yamamaya çalışıyor gibisin ama bu da senin gibi boş birinde yapmacık duruyor.
Empiezo a creer que atarte a algo que no sea un acto calculado es demasiado para que lo soporte tu vacío caparazón humano.
Uh, öyleyse, Kate, gitmeniz için bir kaç şeye ihtiyacım var.
Kate, solo necesito unas cuantas cosas más para el formulario de admisión.
Bir şeye ihtiyacın- -
¿ Necesitabas algo...?
Otis, turnike için bir şeye ihtiyacım var.
Otis, necesito la empuñadura para un torniquete.
Bu söz her şeye bedel.
Esa palabra significa todo.
- Her şeye rağmen aileye hoş geldin.
Bienvenido a la familia, con todo y sus defectos.
Belki başka bir şeye açıklık getirebilirsiniz.
Tal vez pueda arrojar un poco de luz sobre otra cosa.
Bir şeye dokundun mu?
¿ Tocaste algo?
Bira bittiği için daha iyi bir şeye geçmek zorunda kaldım.
Tuve que cambiar a las cosas buenas porque te has quedado sin cerveza.
Her şeye hazırlıklı ol.
Prepárate para cualquier cosa.
Her Şeye bir son verecektim.
Iba a terminar con todo.
Balkabağı tohumu görünüşlü şey nasıl oluyor da. Pac-man götünüşlü şeye bağlantılı olabiliyor?
Cómo exactamente esta cosa que parece semilla de calabaza se conecta con esta célula T que parece PacMan.
Tüm gün hiçbir şeye konsantre olamadım.
Sí. No he podido concentrarme en todo el día.
İstediğim her şeye sahibim.
Todo lo que deseo está aquí.
O yatak odası çok şeye tanıklık etmiştir ama aralarında iyi bir gece uykusu olmadığı kesin.
Estoy seguro de que la habitación ha visto un montón de cosas, pero no creo que una buena noche de sueño, sea una de ellas.
Bunu yapan kişiler, Jason'ı bir şeye zorluyor olmalı.
Creo que la gente que hizo esto intenta obligar a Jason a hacer algo. No lo sé.
Bunu yapanlar, Jason'ı bir şeye zorluyor olmalı.
Creo que la gente que hizo esto intenta obligar a Jason a hacer algo.
Her şeye sahipsin kaltak.
Tiene todo, perra.
İstediğin her şeye sahip olacaksın.
Tendrás todo lo que siempre quisiste.
Ben uzman değilim, ama bu pek finansla ilgili bir şeye benzemiyor.
No soy experto, pero esto no parecen finanzas.
Hiç bir şeye dokunmadığına emim misin? - Eminim.
¿ Seguro que no tocaste ninguna?
- İyi bir şeye benzemiyorlar.
- y no tienen buena pinta.
Yaptığımız pipeti daldırırken dengeyi sağlaması için bir şeye ihtiyacımız var.
Necesitamos algo como lastre mientras atornillamos las partes.
Size klapeli vana yerine geçecek bir şeye bağlamak için borunun uzunluğunda bir misina lazım.
Necesitan pasar hilo de pescar a través de la tubería atado a algo que actúe como válvula de descarga.
Evet ve sattığımız şeye bayılacaklar.
Sí, y van a amar lo que vamos a vender.
Böylesi bir şeye hazırlıklı değildim ama elimden geleni yapıyorum.
No estoy preparado para este tipo de cosas, pero lo estoy intentando.
Bu sığınak uzun zaman önce neredeyse her türlü şeye dayanabilecek şekilde inşa edilmiş.
Este refugio lo construyeron hace mucho tiempo para resistir casi cualquier cosa.
İlginç bir şeye benziyor.
Suena interesante.
Bize insan kaynakları dosyalarına, telefon kayıtlarına hatta kurum içi mesajlara tabloları bulmamıza yardımı olacak her şeye erişim izni verdi.
Nos ofreció acceso a los expedientes de Recursos Humanos, registros telefónicos, incluso correos internos, cualquier cosa que pueda ayudar a recuperar las pinturas.
Hiçbir şeye inanmadığın müddetçe
Siempre que no creas en nada.
Kalbim her şeye rağmen durdu
Mi corazón permanece firme contra viento y marea.
Olan biten onca şeye rağmen
Dios, a pesar de todo lo que pasó.
Ben böyle bir şeye söz vermedim.
Nunca estaría de acuerdo con algo así.
Onun yapacağı bir şeye benziyordu.
Es algo que ella haría.
Elin hiçbir şeye yakışmıyor, Gail.
Se te dan mal las manualidades, Gail.
Kasa hariç her şeye erişimimiz vardı.
Demonios, teníamos acceso a todo menos a la bóveda.
Şu an bir şeye bakıyorum zaten.
Estoy ocupado en algo ahora.
Bir şeye temas etmiş gibi hissediyorum ama.
Sin embargo, empiezo a creer que estaba sobre algo.
Her şeye dokunacaksın ve sonra çekici geldiğinde ellerinin kirli olduğunu görünce senin usta olduğunu anlayacak.
Tocas todo y cuando el tío de la grúa aparece y ve tus manos sucias sabe que eres un profesional.
Bu şeye bayılıyorum.
A mí me encanta.
Ya en çok değer verdiğimiz her şeye mal olduysa? Çeviri :
¿ Y si quiénes somo nos cuesta todo lo que más queremos?