Şusu Çeviri İspanyolca
66 parallel translation
Dersi, öğrendikleri, şusu busu derken gerçekten çok yoruluyor ve kendinden geçiyor
Al volver de clases, le dolía tanto la garganta que le di una infusión de violetas que le aliviaran las cuerdas vocales.
Tinder busu, Snapchat şusu falan.
Es como pon esto en Tinder, pon aquello en Snapchat.
İçinizden biri bu düzenlemelere bakma zahmetinde bulundu mu?
¿ Alguno de Uds. se molestó en ver susu arreglos?
"So choose your weapon" "Don't slip"
Escojan susu armas no tropiecen
Ama son yumuşakçama kadar harcadım ve şey... her ilacın vücuda girenle aynı suşu içermesi gerekiyor.
Pero he terminado mi último molusco y, ah, cada cura requiere el mismo tipo que fue ingerido
Sanırım Brezhnev, Susu ismindeki Koreli küçük.. .. striptizciyle takılmasa..
Sí, pero todos tus amigos y yo pensaremos que eres un gran cobarde.
Ne susu?
¿ Qué?
Hem Rena hem de Josie nadir bir belsoğukluğu suşu edinmiş.
Ambas, Rena y Josie han contraído un inusual caso de gonorrea :
Bill, karına ilaç-dirençli belsoğukluğu suşu bulaştırdın hayatının kalanında onunla uğraşacak.
Bill, le contagió a su esposa un tipo de gonorrea resistente a las drogas con la que tendrá que lidiar por el resto de su vida.
"Merhaba, ben Susú, bir yarım tahnit edilmiş, diğer yarım da köpek."
¡ Hola! Soy Susu, el eslabón perdido entre un peluche y un perro.
Buraya gel, Susú.
¡ Dale, Susú! ¡ Dale!
Gel buraya, Susú.
¡ Dale, Susú! ¡ Dale!
Hadi ama.
Vamos, vamos. ¡ Susú!
- Bu Susú.
- Esa es Susú.
Hoşça kal, Susú.
Chau, Susú.
Bekle Susú, hemen döneceğim.
Esperá, Susú.
Ben, Xu Xian, fakir ve mütevazi asla sizin Susu gibi birini kazanabileceğimi hayal etmezdim.
Soy Xu Xian, pobre y humilde... nunca me imaginé que encontraría a nadie como Susu...
Bugün buraya kızınızla evlenmek için sizin asil onayınızı almaya geldim.
He venido aquí hoy porque busco su permiso y consentimiento para casarme con Susu.
Efendim kendi adıma hiçbir şeyim olmasa bile Susu'yu çok seviyorum.
Señor... Aunque no tengo riquezas amo mucho a Susu.
Ayrıca Susu'ya da...
También quiero decirle a Susu...
Susu, biraz yardım et bana.
Susu, echame una mano.
Susu, ben geldim.
Susu, estoy en casa.
Susu, bu kadar çok çalıştığın için teşekkür ederim.
Susu, gracias por trabajar tan duro.
Susu?
¿ Susu?
Susu!
¡ Susu!
Susu...
Susu...
Susu, ne yapıyorsun?
Susu, ¿ qué estás haciendo?
Susu, korkutma beni!
¡ Susu, no me asustes!
Kapıyı aç Susu!
¡ Abre la puerta, Susu!
Söyle bana Susu'yu nasıl kurtarabilirim?
Dime... ¿ Cómo puedo salvarte Susu?
Cesur kılıçlar ve ateşten denizleri geçmem gerekse bile Susu'yu kurtaracağım.
Aunque tenga que desafiar espadas y lagos de fuego yo salvaré a Susu.
Susu'yu kurtarmalıyım!
¡ Tengo que salvar a Susu!
Susu'yu yaraladım.
Yo herí a Susu.
Benim, Susu.
Soy yo, Susu.
Susu kim?
¿ Quién es Susu?
Kafalarınızdan birisine aynısını uyguladığımda konu aydınlığa kavuşacak.
y eso quedaria claro una vez que le hiciera lo mismo a una de susu cabezas.
Amerika Tarım Bakanlığı işbirliğiyle ve Savunma Bakanlığı, spermatisid GMO mısır suşu arazi deneyi yapıldı, böylece erkek tüketiciler kısırlaştırılmış olacak.
Novartis y Syngenta, en colaboraci ¢ n con los Departamentos de Agricultura y Defensa de EE.UU., han hecho pruebas de campo con una variedad espermicida-- --de ma ¡ z OMG [organismo modificado gen ticamente], que volver est riles a los consumidores masculinos.
Sonuçlarımı aldınız ve bende stafilokok suşu mu çıktı?
Tiene mis resultados, ¿ y tengo... la cepa de estafilococos?
Bende stafilokok suşu mu var?
¿ Tengo la cepa del estafilococo?
Ama Bailey'de stafilokok suşu çıkmadı.
Pero Bailey dio negativo para estafilococos.
- Çişin mi var?
- Quiero Susu ( orinar ).
- Şır, şır.
- ¿ Susu?
- Bu işe odaklanman lazım. Sakin ol, hiç kimse fark etmeyecek.
Necesitas concentrarte para el Susu, ya verás.
- Şır şırdan oldu!
- Todo es por culpa del Susu.
- Şır şır mı?
¿ Susu?
- Başta işemek istediğini söylemişti sonra birlikte arabadan indik.
Hermano primero dijo, "quiero Susu, dame compañía".
Ben işemeye başladım, ama o işemedi, gitti.
Yo me baje del auto. Apenas empecé mi Susu, él se fue.
- Kardeşim, biz de işeyeceğimiz zaman uygun bir yer ararız.
Hermano Raj, nosotros disfrutamos el Susu en lugares tranquilos. Ew, Anwar.
- Daha çiş hikayesini bitiremedim.
Hermano, yo sólo Susu ( orinaba ).
Iki ceset, terasta bir olu beden cinayet susu veriliyor...
Dos asesinatos, un muerto en la terraza. Acomodar toda la escena del crimen.
Onun için "Bok herif" olmaya razıyım. Hatta "Çiş adam" bile olurum.
Que shit guy, estoy listo a ser un Susu-Guy ( chico pis ) por ella.