English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ 1 ] / 1000

1000 Çeviri Fransızca

4,571 parallel translation
Bana 1000 dolarlık bir çek yazarsın ben de davadan vazgeçerim.
Donc pourquoi tu ne me ferais pas un chèque de 1000 balles... - Et j'abandonne la poursuite.
Onun yerine, bu şaraphanenin verimini yüzde bir oranında arttıracağız ve siz de, bunun bir parçası olduğunuz için üniversite kredisi kazanacaksınız.
Nous allons augmenter la production de cette vigne par 1000 %, et pour le plaisir de faire parti de ce projet, vous validerez vos U.V.
Verimi, yüzde bin oranında arttıracağını söyledi.
Sauf qu'on sait qu'il veut augmenter la production de 1000 %
Dakikada 1,000 plakaya kadar.
Jusqu'à 1000 plaques par minute.
Bu 1000'lerce puan eder. Yani nereden baksan başabaş gidiyoruz.
Ça vaut dans les 1 000 points, donc au minimum on est serrés.
Ben yüz tane hareket yap dedim, bin tane değil.
Mon dos a été endolori toute la journée. J'ai dit 100 pompes, pas 1000.
Anlatırken gözlerindeki ışığı görebilmek için bu hikâyeyi 1000 kere daha seve seve dinlerim.
Comment... comment est-ce que je vous connait? Je pourrais t'écouter raconter cette histoire des milliers de fois juste pour voir cette lueur dans tes yeux quand tu l'as raconte.
Creed, 1,000 yaşına gelmişsin, el insaf?
Creed, tu as 1000 ans.
İçeri gelmek istiyorsan, bedeli 1000 dolar.
Vous voulez entrer, c'est 1000 $.
1000 dolar.
Mille dollars.
Şimdi gideceğim ve 1,000 tane falan Red Bull içeceğim. Kaçınma eğitimi yasasını düşürmek için yeni yasa hazırlayabileceğim.
Je vais aller boire dès maintenant, genre 1000 red bulls, pour écrire une nouvelle loi contre l'abstinence totale.
Geceliği bin dolar edecek bir fahişe değildi.
Elle ne valait pas 1000 $ la nuit.
Kafamda bir hayalim var. Gece boyunca boş, karanlık bir yolda 10,000 kilometre araba sürüyorum. Hayatımda ilk kez, özgürüm.
Je m'imagine en train de conduire dans la nuit, avec rien que 1000 miles de route dans la nuit devant moi, et, pour la première fois de ma vie, je suis libre.
Kılıç da 1000 dolara mal oldu.
L'épée était un autre mille.
Benim kaynağımın yarısı, 1.000'in üzerinde.
C'était la moitié de mon stock, plus de 1000 $.
1000 dolar verene satacağım yoksa. Sürekli de yenisi geliyor.
J'en ai déjà pour 1000 $, et ça continue d'arriver.
Dış uzaydan gelen bir uzaylıyım. 1000 yaşındayım.
Je suis un étranger de l'espace. Je suis vieux de 1000 ans.
1000 şoklamadan sonra gücünü kaybediyor.
Après 1000 utilisations, il perd un peu de sa vitesse.
Ayrica yeni ögrenciler icin 1000 pound depozitoya yer ayirtilmasi gerekiyor. ilk dönem pesin ödeniyor.
Pour les nouveaux élèves, nous demandons aussi un acompte de £ 1,000 par élève pour garantir une place, avec le 1er trimestre payé en avance.
Bir saniyede 1000 milisaniye var.
1 000 millisecondes dans une seconde.
1000 kiloluk hacı kaldırmalarını kaçırmak istemiyorum.
Je ne veux pas les louper quand ils soulèvent cette croix de 500 kilos.
Ve millet, millet, biliyorum bin kere söyledim ama eğer zombilerden bahsedecekseniz bunu seansın başında yapmaya çalışın.
Les gars, je sais que je vous l'ai déjà dit 1000 fois, mais si vous faites revenir les morts, essayez de le faire en début de séance.
1981'de piyasaya çıktığında fiyatı on bin dolardı.
C'était 1000 dollars quand je suis arrivé en 1981.
Tutuklanmadan önce en az 1000 kadar nadir bulunan klasik arabası vardı.
Il possédait au moins une douzaine de voitures quand il a été arrêté.
Bir durumla karşı karşıyayım. Bu işe hiç başlamamam için belki 1000 tane neden vardır.
Je suis face à une situation difficile, et il y a 1000 raisons pour moi de ne pas m'impliquer.
Müslümanlar tarafından tam olarak kabul gören bir fikirdi. Neredeyse 1,000 yıl sonra, şehri fethettiler ve Hristiyan aleminin en büyük katedralini camiye çevirdiler.
Une idée pleinement appréciée par les musulmans quand, près de 1000 ans plus tard, ils ont conquis la ville, et transformé la plus grande cathédrale de la chrétienté en une mosquée.
- 1000 dolar verirsen daha beterini yaparım.
Je me suis dit que je pourrais faire bien pire pour 1000 $.
1000 ile mi tokatlayacaksın?
Tu vas m'arnaquer avec 1000?
- Dalış subayı, derinliği 300 metre yap. - Emredersiniz efendim.
- Officier de plongée, descendez à 1000 pieds
Bizi şehre götürürsen sana 1000 $ veririm.
Je vous donnerai 1000 dollars pour nous ramener en ville.
Makineli tabanca taşıyan birilerine karşı olmanın zorluğu,..... dakikada 1000 mermiden fazla atabilmeleridir.
Le truc difficile pour aller contre quelqu'un qui porte un pistolet-mitrailleur, c'est qu'ils tirent à environ 1000 tours par minute.
Rulet oynarken 1000 dolar kazanmışlar.
Ils ont gagné plus de 1,000 $ à la roulette.
Alçakgönüllülük, aşağılamaya karşı tek savunmadır.
{ \ fad ( 500,1000 ) } L'humilité est la seule défense contre l'humiliation.
Herkesin umudu tükendiğinde, gerçek bir kahraman verir umudu.
{ \ fad ( 500,1000 ) } Quand tout semble perdu, un vrai héro redonne espoir.
Dostum, belki haftada 1000 kere terapiye gitmek işe yarıyordur.
Voir ton psy 1000 fois par semaine t'aide bien.
Bir de yüz bin dolarlık çek var.
- Et un chèque de 1000.000 $ - De qui est-ce que ça vient,
Ve şimdi 1000 mil falan uzağa gidecek.
Et maintenant elle déménage, genre à 1500 km d'ici.
Eğer 1000 mil uzakta olursa, her noelde falan göreceğim artık.
Si elle part à 1500 km de là. Je vais la voir qu'à noël maintenant.
Gençler çoğunlukla küçümsenir.
{ \ fad ( 500,1000 ) } Les plus jeunes sont souvent sous-estimés.
Başkalarını kurtardığımızda, aslında kendimizi kurtarırız.
{ \ fad ( 500,1000 ) } Quand nous sauvons les autres, nous nous sauvons nous-mêmes.
Düşmanını akıllıca seç, son umudun olabilirler.
{ \ fad ( 500,1000 ) } Choisis bien tes ennemis, car ils peuvent être ton dernier espoir.
1000 nesilden fazladır küçükleri eğitirim, bunlar gördüklerimin en iyileri.
Je forme des jeunes Jedi depuis plus de 1 000 générations, et ceux-là sont les meilleurs que j'ai rencontré.
Binliğim var ama...
J'ai 1000 $ mais...
Gizemli işvereni ile bir dahaki görüşmesinde bu teklifi düşünmek için 1000 dolar daha gerektiğini söyledi.
Quand il a été recontacté par son mystérieux bienfaiteur, il a dit qu'il faudrait 1000 dollars de plus pour qu'il puisse commencer à prendre en compte la demande.
Son üç yılda bir gecede bin koltuktan fazla satmış.
3 ans après, il remplissait des salles de 1000 places.
Sanki, aa... Harika hissediyorum.
Je me sens comme, euh... 1000 dollars.
SERGE VE TONI
1000 ) }
GÜNÜMÜZ
1000 ) }
10 YIL ÖNCE
1000 ) }
SÜRÜ
1000 ) }
O da 1000.
C'est 1000.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]