English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ 1 ] / 12 yaşında

12 yaşında Çeviri Fransızca

1,007 parallel translation
- 12 yaşında.
- Il vient d'avoir 12 ans.
Benim tek oğlum, 12 yaşında.
Âgé de 12 ans.
12 yaşında bir çocukla sakin bir yaşam ister miyim sanıyorsun?
Tu crois que je veux me poser avec un gamin de 12 ans?
Ben senin yaşındayken, zaten 12 yaşında bir oğlum vardı.
A ton âge, j'avais un fils.
- Daha 12 yaşında.
- Il n'a que douze ans.
Gençliğine gelecek olursak... yani şu solmuş çiçeğe... ilahi kitabının sayfaları arasında ezilmiş olan çiçeğe. 12 yaşından beri, ruhsuz, çürük ve kötü... kokuyor o çiçek. Tek bir damla gözyaşı bile dökmeden elveda diyebilirsin.
Et pour ce qui est de votre jeunesse, cette fleur desséchée pressée entrer les pages d'un livre de cantiques depuis vos douze ans avec son sang aqueux et sa senteur moisie et insipide, vous pouvez la jeter sans verser une larme.
Söylesene harika çocuk, demek 12 yaşında falan master yaptın ha?
Vous devez être un vrai crack. Décrocher sa maîtrise à 12 ans!
- Yaklaşık 12 yaşında idi. - - Onun adı ZHENİA mı idi? -
Parmi eux, un garçon de 12 ans, nommé Zhenia Golov?
Peter 12 yaşında.
Peter a 12 ans.
12 yaşındayken babamın kafasında bir vazo kırdım ve onu öldürdüm.
A 12 ans, j'ai tué mon père en lui brisant un vase sur la tête.
Böylece 12 yaşında ilk kıçı gördüm.
Elle a remonté sa jupe, baissé sa culotte, et m'a montré son cul.
Zaten 12 yaşında bir çocuk çizmiş gibi.
On dirait l'œuvre d'un enfant de 12 ans sans aucun talent.
12 yaşındayken İtalya'dan Amerika'ya gelip, 42 yaşında döşeme ustası ve tamirci olarak çalışırken,... aniden karar vererek arka bahçesindeki bu muazzam yapıları ;
Il est venu d'Italie aux Etats-Unis à l'âge de 12 ans et puis à l'âge de 42 ans, ayant travaillé en tant que poseur de tuile et dépanneur en général, il a soudainement décidé, dans son jardin,
"O daha 12 yaşında ve aylardır kayıp."
"Elle n'a que douze ans et a disparu depuis plusieurs mois."
İlk telefon dinlememi 12 yaşında yaptım Harry.
La 1ère fois que j'ai mis un téléphone sur écoute, j'avais 12 ans.
- 12 yaşında başladın. Ben 12 yaşındayken eğitimim bitmişti. - Kes şunu.
Il faut commencer à 12 ans.
12 yaşındayken babamın verdiği sandalla Cod Burnu'nda balığa çıkardım.
Pour mes 12 ans, mon père m'a offert un bateau. Je suis allé pêcher à Cape Cod.
Kraliçe 12 yaşında ve kral bütün günü onunla yatakta geçiriyor.
Sa reine n'a que 12 ans et il passe ses journées au lit avec elle.
- Hey, 12 yaşında olman fark etmez.
Ca a rien à voir.
12 yaşında.
Elle a 12 ans.
Sen gerçekten 12 yaşında mısın?
T'as vraiment douze ans?
Sen 12 yaşında mısın?
Tu n'as plus 1 2 ans!
O sadece 12 yaşında.
Elle n'a que 12 ans.
Ama 12 yaşında da, 14 yaşında da aynı şeyi söylediler.
Seulement, on m'a dit la même chose à 12 et 14 ans.
Öldüğünde ben 12 yaşında idim.
Je n'avais que 12 ans à sa mort.
Burada da çocukken ki hali, 12 yaşında.
Ça, c'est une photo de lui quand il avait 12 ans.
4 yaşında ilk konçertosunu bestelemisş ti ilk senfonisini 7 yaşında, tüm bir operayı 12 yaşında!
Il avait écrit son premier concerto à 4 ans... sa première symphonie à 7, et tout un opéra à douze!
12 yaşındayken sahnenin arkasında org çalan bir müzisyenin yanında durmak zorunda kalmıştım.
Quand j'avais 12 ans, on m'a permis de rester avec un musicien qui jouait de l'orgue derrière la rampe.
Sadece 12 yaşında ve sadece 12 dolara!
Seulement 12 ans d'âge, seulement 12 dollars!
12 yaşında bir çocuğun kalbine sahibim. Rose, yapmak istediğin ne olursa olsun benim için bir sorun yok.
Quel que soit votre choix, ça ne me dérange pas.
Ağabeyin emmeyi bıraktığında 12 yaşındaydı.
Ton frère ne m'a lâchée qu'à 12 ans.
" 12 yaşında ciddi ruhsal sarsıntı.
" Grave traumatisme à l'âge de 12 ans.
12 yaşında, o sırada ölmek üzere olan büyükannem anneme dönüp onun himayesine girmemi kabul etti.
Quand j'eus douze ans, ma grand-mère mourante m'autorisa à retourner avec ma mère.
- 12 yaşında mısın?
- Tu as 12 ans?
- 12 yaşında bir çocuğun zihninden,
- De l'esprit d'un gamin de 12 ans.
O sadece 12 yaşında Matt. Gece yarısını geçti.
Il a 12 ans, il est plus de minuit!
Senin küçük kardeşin. 12 yaşında.
Ton petit frère n'a que 12 ans!
12 yaşında iken hırsızlığa başladı.
A commencé à faire des petits boulots dans le milieu à 12 ans.
Artık 12 yaşında değilsin.
Tu n'as plus 12 ans.
Ve tam 12 yaşında... Rus Çarı'na konser vermek için izin istedi.
Et à l'âge avancé de 12 ans... on lui demanda de jouer pour le tsar de Russie.
11 yaşında mıydı, sanırım artık 12 olmuştur. Ne yazık!
Onze ans... même douze, je crois.
- On iki yaşında, yetim ve her yıl bir kez onu...
- Qui est cette femme? - Elle a 12 ans, elle est orpheline. - Je la sors une fois par an.
Sandro Larrani, 35 yaşında, teşhirci, on iki defa tutuklanmış.
Sandro Lorrani, 31 ans, exhibitionniste, 12 condamnations.
İlk, on iki yaşında indim ocağa, biliyor muydun?
J'ai commencé à 12 ans. Tu le savais?
Evet, ama çoğu 1 2 yaşın altında.
Oui, mais la plupart ont moins de 12 ans.
- Kaç yaşında, 12 mi?
Douze ans.
Kaç yaşında 20 mi 30 mu?
Elle a 12 ans? 13?
On iki yaşında bir çocuk.
Un garçon de 12 ans.
Beni hala on iki yaşında sanıyor.
Il croit que j'ai encore 12 ans.
Chinatown'daki köle ticareti ile ilgili, 12 - 13 yaşında kızlar, gemiden inip doğruca kulübelere giden.
À propos de l'esclavage à Chinatown, des filles de 12-13 ans mises au bordel à peine descendues du bateau.
Oh, yeah, benim arkadaşlarımın hepsi 20 yaşında bense sadece 12
J'avais oublié que mes copains ont tous 20 ans et moi seulement 12.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]