English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ 1 ] / 130

130 Çeviri Fransızca

920 parallel translation
Bu adam 130 aldı ve oynamaya korkuyor.
Il s'est pris 130 et il a peur de jouer!
- 130.
- Cent trente.
130.
Cent trente.
- "Temeli 130 metre kare."
- "Les fondations font 120 mètres carrés."
IKasper Gutman adinda biri için çalisiyor. Gutman'i görünce tanirsin. Herhalde 135 kilo vardir.
Il travaille pour un certain Gutman... facile à repérer, il fait 130 kg!
Ama yolumuzdan 130 kilometre sapmak demek bu.
Mais ça nous fait un détour de 1 30 kilomètres.
Arrowhead'ten saatte 130 km hızla geldik...
Nous sommes rentrés au plus vite.
130, lütfen..
130 s'il vous plaît.
Apache bölgesini gösteriyor. Üzerinde anlaştığımız gibi 130 bin kilometrekare.
Cette carte montre ce qu'est le territoire qui sera aux Apaches.
- Tahmini yaşam süreleri 130 yıl.
- Leur espérance de vie est de 130 ans.
Bu durumda geriye 130,000 pound kalıyor.
Ca laisse en gros 130,000 pounds.
Yanında 130,000 pound götürmüş.
Elle a pris 130,000 pounds avec elle.
- 130'un üzerinde olmalı. - 130 mu...
- Il est au-dessus de 130.
Fonlarda tutulan yaklaşık 130 bin pound parası var, hepsi bu.
Penses-tu que nous pouvons leur pardonner?
130 bin pound... ve fonda tutuluyor?
Il y a une question de principe qu'il ne faut pas écarter. Laquelle de nous deux va leur dire? Ce n'est pas très plaisant.
- Gaspçılar 130 papel götürdü demek, ha?
- Ils ont volé 130 dollars?
Üç eşkiya bu gece bir petrol istasyonunu soyup, çalışanını darp ettiler, 130 papeli alıp bir polisi öldürdüler.
Trois hommes braquent une station-service. Ils assomment le pompiste, volent 130 dollars et tuent un agent.
Buranın 130 kilometre kuzeyinde.
C'est à une centaine de kilomètres au nord d'ici.
" U-Boat'ı 130 mil takip ettik. 140 mile yaklaşıyoruz.
" Avons suivi sous-marin allemand sur 230 km, cap 140.
Araba düz yolda 130 kilometre hız yapıyor.
Elle fait du 130 en ligne droite.
240'a 130. Burada bile olmamanız gerekiyordu.
Vous ne devriez même pas être ici.
Oranı, 130.
Gisement : 1-3-0. Compensé.
Sonunda arabama atlayıp saatte 80, 90, 100 mille sürdüm buraya varmadan gitmiş olmandan korkuyordum çünkü.
Pour finir, j'ai pris ma voiture et j'ai roulé à 130, à 140 et à 160, parce que j'avais peur que vous soyez parti avant que j'arrive.
12130!
12 130!
130 Drahmi.
130 drachmes.
130 metre yüksekliğinde ve düz. İnsan ya da hayvan tırmanamaz.
Haute de 120 mètres... seul un homme ou une bête peut l'escalader.
130 km. etrafındaki her şeyi bilir.
Il sait tout ce qui se passe 80 km à la ronde.
Evet, albay. 130 km güneye.
Oui, Colonel, 80 km vers le Sud.
Hız sınırının oldukça üstündeyiz.
Pardon, mais on est à 130.
Yarın görüşürsünüz... 130 cm lik küçük çocukla buluşmaya mı?
Je sais pourquoi tu es furieuse. Tu y retourneras demain, au Pincio. Regarder le coucher de soleil, avec ton type de 1, 30 m.
Sanırım 130'la filan gidiyordu.
Il devait aller à plus de 130.
Tam 1 00 harflik bir hata. Aslında 1 30 tane duydun.
Il y en avait exactement 130.
130 küsur sayfasıyla hazır.
130 et quelques pages.
Peki öyleyse, elimde 130 küsur sayfalık zorlama, inanılmaz, palavra bir...
Très bien, j'ai à la main 130 et quelques pages d'une prose empruntée, grostesque au plus haut point et d'une platitude...
Düşman 130 km'lik bir alanda, beş ayrı noktadan ilerliyor.
L'ennemi effectue 5 percées sur un front de 140 km.
Rotadan 130 mil sapmış olmamız pek yardımcı olmayacak.
Le fait d'avoir dévié de 200 km n'arrange rien.
Sevgili Eureko! 130 kez dövüştüm... evet oğlum, 130 düello.
Oui, mon fils... 130 duels.
Unutmayın, sömürgecilikle savaş halindeyiz Güçlü bir ordu 130 senedir ülkemizi işgal etmiş durumdadır.
Certainement il est triste, dans un jour comme celui-ci, ne pas voir toutes les gens du quartier fêter vos enfants.
Aslında, onlar iyi insanlar 130 yıl iyi geçindik.
- Au fond ce sont de braves gens, nous nous sommes bien entendus avec eux pendant 130 ans,
Bunlar saatte 130 yapar!
Cet engin va à 1 2 km / h!
300 poundluk bir güreşçi vardı. Bana sorun çıkartmıştı.
Je me suis même colleté avec un catcheur de 130 kg.
Sizinkiler 100 km uzakta.
Tes parents sont à 130 km d'ici.
- Ben o kadar hızlı araba kullanırım ki, korkarsın.
Je fais du 130. Ça vous fait peur?
130'dan fazla polis etrafımızı sarmıştı.
Nous étions cernés par 130 policiers en armes. Je me suis enfuie en dévalant comme un singe.
Yılda ortalama 120, 130 tay yaptı. Ve 36 yaşına kadar yaşadı.
Il a réussi à faire une moyenne de 120, 130 saillies chaque année et il a vécu jusqu'à l'âge de 36 ans.
Bu adada 130.000 Japon var.
Il y a 130000 Japonais dans cette île.
- 130 santim.
- 1.32 m.
Komsomol'da 130 adam mı?
Mais ce ronin qui dormait lâ-bas, qui est-ce?
130 adam geldi.
130 hommes arrivent!
Tam hız ilerliyoruz efendim! Yaklaşan torpidoların mil yatağı 1-3-0.
Torpilles à 130.
130 bin km!
100 000 kilomètres.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]