25 yaşında Çeviri Fransızca
477 parallel translation
Artık 25 yaşında ve tek bir şey hiç değişmedi.
Elle a maintenant vingt-cinq ans et elle n'a pas changé.
- Çok gençmiş. - 25 yaşında.
- Il est jeune.
50 yaşında olmak kötü değil, 25 yaşında gibi davranmıyorsan.
Avoir 50 ans n'a rien de dramatique quand on n'essaye pas d'en avoir 25.
- Tabii ki, afedersin, 25 yaşında.
Vingt-cinq!
- 25 yaşında... çaylak.
- Une jeunette de 25 ans.
Ve 25 yaşında falan gibisiniz.
Vous approchez les 25 ans.
- Haziran'da 25 yaşında olacağım.
- Tu sais, je vais avoir 25 ans en juin.
O 25 yaşında!
Il n'a que 25 ans!
İnanılmaz. 25 yaşında bir genç kız gibi.
Elle n'a pas changé. Incroyable. On lui donnerait 25 ans.
Kesinlikle tanıyamazdım. 25 yaşında olduğunuzu sanıyordum.
jamais! Vous deviez avoir 25 ans. Que vous est-il arrivé?
- O, 25 yaşında bir ihtiyar.
- Pourquoi, donc? C'est un vieillard de 25 ans!
25 yaşında bir ihtiyar.
Mais oui! Un vieillard de 25 ans!
Sen, 25 yaşında değilsin! Sen, 90 yaşındasın!
Vous n'avez pas 25 ans, vous avez 90 ans!
Oğlumuzsa 25 yaşında.
Et lui 25.
Polis rolleri için 20-25 yaşında erkekler aranıyor. Sert görünümlü.
AUDITION POUR RÔLES DE POLICIERS, HOMMES 20-25 ANS
25 yaşında
25 ans.
Mary Brandon. Bir dansçı. 25 yaşında, 1,70 boyunda.
Mary Branden, danseuse, 25 ans, 1m68, 60 kilos affriolants...
25 yaşında, bekar.
25 ans, celibataire.
- Neden mi? Çünkü benim yaşımda bir adam kaçırılacaksa kaçıran kadının 25 yaşında olmasını ister.
Si un homme de mon âge est kidnappé par une femme... il veut qu'elle ait 25 ans.
15 yaşındakiler, 25 yaşında olacak.
Les gamins de 10 ans en auront 20, ceux de 15 ans en auront 25.
25 yaşında, bekar, Baxter Kliniği'nde gece hemşiresi olan ve 6. Caddedeki dairesinde pencereden atlayarak, "Dokuz Dairede İntihar" vakasına dahil olan,
Aucun nouvel indice concernant Elizabeth Solley, 25 ans, célibataire, infirmière de nuit à la clinique Baxter, qui s'est défenestrée de son appartement plongeant ainsi vers la mort depuis le 9e étage.
Ben doktoramı 25 yaşında verdim, üstelik dahi genç olarak görülüyordum.
Moi, je l'ai eu à 25 ans, et on me dit surdoué.
- 25 yaşında.
- Elle a 25 ans.
25 yaşında olduğunun farkında mısın?
Tu comprends qu'elle a 20 ans?
Tabii ki, takıma dönmek istiyorum ama buna layık olduğum için. Yoksa evden kaçan 25 yaşında birini ispiyonladığım için değil.
Je veux réintégrer l'équipe pour ma valeur, pas pour avoir espionné une fille de 25 ans qui s'est enfuie de chez elle.
- 25 yaşında bir kadın!
- C'est une adulte de 25 ans!
Bu ışıkta yüzündeki bu ifadeyle 25 yaşında görünüyorsun.
Dans cette lumière, avec cette expression sur ton visage, tu as 25 ans.
Bu herifi yatırıyorum, 25 yaşında. Sağlıklı gözüküyor, tamam mı?
Il y a six mois, j'admets un type, il a 25 ans, et paraît en bonne santè.
Adı Axel Walker, 25 yaşında.
Il s'appelle Axel Walker, 25 ans.
Gömüleceği yeri aramaya başladığında 25 yaşındaymış.
Il avait 25 ans quand il a commencé à chercher le lieu où il voulait qu'on enterre son corps.
Sofia Fuentes'ı arıyoruz,25 yaşında, sarışın, 5-6 ayak boyunda, - 119 pound, Akli dengesi bozuk, Ve motosikletle seyahate diyor Plaka no, 7766 AC.
On recherche Sofía Fuentes. 25 ans, blonde, 1 m 70, 54 kg. Elle est perturbée mentalement et voyage en Espagne sur une moto immatriculée SS 7766 AC.
Grayce 25 yaşında. 1, 85 boyunda, uzun kahverengi saçlı.
Grayce a 25 ans, il mesure 1 m 80 et a les cheveux longs, châtains.
Yirmi beş yaşında, 1.80 boyunda...
Il est âgé de 25 ans, mesure 1,80 mètre...
Jane, ne uzun bir yol kat ettin. Birkaç yıl önce yemek karşılığı şarkı söylerken, şimdi, 29 yaşında bir süper yıldız oldun. - 25.
Il y a quelques années tu chantais pour payer ton dîner et te voilà étoile à vingt-neuf ans.
25 yıl sonra neredeyse 50 yaşında olacağım.
Dans 25 ans, j'aurai presque 50 ans.
Sen 25 yaşında bir kadın bulacaksın.
J'en aurai 43, tu en prendras une de 25.
Sana ne verirse, hapmış, pudraymış, kullanır ve sonra kendini, yeniden 20 yaşında hissedersin, bilemedin 25!
Il suffit d'avaler les pilules qu'il te donne. Et tu as de nouveau vingt ans... disons vingt-cinq ans.
20 yaşında vardı yoktu maaşı sadece 25 koku ediyordu ama yine de 320,000 kokuluk bir klanı ustalıkla reforme etti.
Il est âgé d'à peine 20 ans et il réforme avec succès le clan Fukui qui possède 320 000 kokus de riz.
25 yaşında lüks bir mobilya dükkânının sahibi oldum. Sonra Laura...
Ma vie est Somme Selle d'un légume monstrueux dont les feuilles sont énormes et pas des fruits.
Bir kimliği belirsiz erkek, beyaz ve 20 yaş civarında.
Blanc non-identifié, 20-25 ans...
Günlüğü 25 $'a çocuk oyuncağı işlerde çalışıyordum. 15 yaşında, Camel'den kaçmış birini arıyordum. Onur belgeli bir öğrenci, erkeklerle anadal yapıyordu.
Je bossais sur un affaire à 25 $ la journée à la recherche d'une fugueuse de 15 ans de Carmel une étudiante consciencieuse, diplômée en hommes
- Hayır, kaç yaşında olduğunu bilmelerini istemediğini söylemiştin. - 25'inci toplantımızdı.
Tu ne voulais pas révéler ton âge.
Dokuz yaşında, 25 kilo.
9 ans, 27 kilos.
Ayrıca yirmi beş yaşında.
Elle a déjà 25 ans...
... Albay Stalens'ın kızı 24 yaşında, boyu 1. 67 m., kahverengi saçlı.
... dont la fille a disparu depuis 6 mois. Michéle, 25 ans, 1, 67 m,.. .. cheveux bruns,..
Yirmi beş yaşında bir milyonerin nasıl olup da on sekiz yaşında bir kızı olduğunu merak ediyor olabilirsin?
Vous vous demandez qu'est-ce qu'un millionnaire de 25 ans peut faire avec une fille de 18 ans.
Yirmi beş yaşında değilim.
Je n'ai pas 25 ans.
25 yaş civarında, acayiplikler çocukça geliyor.
Quand on approche des 25 ans, le bizarre, ça fait infantile.
Bill kaç yaşında?
Bill a 25 ans? Plus?
Tekrar ediyoruz, Sofia Fuentes'i arıyoruz, 25 yaşında, sarışın, 5-6 ayak boyunda, - 119 pound, Ve akli dengesi bozuk, Ve bir motosikletle seyahat ediyor plakası 7766 AC.
Nous répétons : Sofía Fuentes. 25 ans, blonde, 1 m 70, 54 kg.
Yaşı, 25-30 civarında olarak tahmin edilmiş.
Ils ont estimé qu'elle avait entre 25 et 30 ans.