English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ 2 ] / 2 dolar

2 dolar Çeviri Fransızca

2,213 parallel translation
- Sana 2 dolar vereceğim.
- 2 $ - 2 $?
- 2 dolar mı? - Haklısın.
- T'as raison.
2 Dolar içinse, bırak aptal olayım.
Pour 2 dollars, laisse-moi l'être.
Bu 2 Dolar + KDV
C'est 2 $, hors taxe.
Bana 2 bin dolar borcu olduğunu da söylememiş miydim?
Je t'ai dit qu'il me devait 2 000 dollars?
Mutlu olman gerek. 2 bin dolarını geri aldın.
Tu dois être content, tu as récupéré tes 2 000 dollars.
İki hafta içinde $ 2,000 dolar bulmamız gerekli.
Il faut qu'on trouve 2000 $ d'ici deux semaines.
2 hafta içinde 2000 dolar bulmamız lazım.
On doit trouver 2 000 $ en deux semaines.
ISTE SANA 2.000 DOLAR.
Voilà vos 2 000 $.
A 1 2 yildir, ben 1 500 dolar olmustu belli ki onu hakli olamazdi.
A 1 2 ans, j'avais 1 500 DOLLARS, c'est clair que je pouvais pas le justifier.
O karta 180 dolar verene kadar ailemi 2 hafta doyururum.
120 € pour une carte de baseball. Je pourrais nourrir ma famille pendant deux semaines avec ça.
Oysa diğer anlaşma bekleyebilir ve 2 milyon dolar kazanç elde edilebilir. Yeterince açık.
Alors qu'un autre associé est bien reposé, et qu'il vient de gagner un procès de 5,2 millions de dollars...
Hayır, 26 yüzlük, ve senin payın da 13, 25 dolar da telefon için.
Non, 2 600 dollars, et votre part est de 1 300, moins 25 dollars pour ce téléphone.
2,5 kilo ikimize 44,000'er dolar fazladan kazandıracak.
2,25 kilos, ça nous rapporte 44 000 dollars... chacun.
İki milyon dolar mı?
{ \ pos ( 192,220 ) } 2 millions?
Olay şu, geçen gün, Valentine beni ofisine çağırdı, bağışlar hesabından 2 milyon doların kaybolduğundan bahsetti.
Mais l'autre jour, Valentine m'appelle dans son bureau, il me dit qu'il manque 2 millions sur un compte.
ama banka hesabında bir anda 2 milyon dolar beliriverirse...
Mais s'il se retrouve avec 2 millions sur son compte...
Kargonun değeri 2 milyon dolar.
La cargaison vaut 2 millions.
İki tanesi iki dolar.
Deux pour 2 $.
Net serveti, 2 milyar Doların üstünde.
Valeur : quelque chose comme deux milliards.
2 milyon dolar hiç de az değil.
Deux millions de dollars sont plus un gouffre.
Küçük bir ofis ilişkisinin, kurulu, departmanının kaybettiği 2 milyon dolar kadar etkileyeceğini hiç sanmıyorum.
Je ne pense pas qu'une amourette de bureau va impressionner le conseil autant que tes 2 millions de dollars de perte.
"Hay Allah, 2 milyon dolar kaybediverdim" Kevin mi?
Le Kevin "Oups, j'ai perdu la trace de $ 2 millions"?
Sağol. 2.600 dolar ve İsrail'de üç ağaç verebilirim.
Je monte jusqu'à 2600 $ et deux arbres en Israël.
- Kahrolası 2,700 dolar.
- C'est tout?
Geçen gece kulüpte dans etmeyi denedim ve istemsizce problemlerime 2000 dolar daha kattım.
J'ai essayé de danser en boîte, hier et j'ai récolté 2.000 $ pour résoudre mon "problème".
FEMA Katrina Yüzünden Yıkılan Evler İçin Yemek, Kıyafet ve Barınacak Yer Bulabilmeleri İçin 2 bin Dolar Çıkarmaya Söz Verdi
# # La FEMA a promis 2000 $ pour se nourrir, se vêtir et s'abriter à chaque foyer deplacé par Katrina # #
Özür dilerim 2,000 dolar!
Désolé, 2 000 dollars!
2.500 dolar yetecektir.
Voilà 2500, ça devrait suffire.
Karışmamı istemiyorsun, tamam. Ama bir aptal için benimle oynama. - Adamın hesabında 2.200 doları var.
Tu veux pas me mettre dans le coup, mais je suis pas idiot, ce garçon a 2200 dollars sur son compte.
Hayatım, neden hesabımızda 2.500 dolar eksik?
Chéri, pourquoi est-ce qu'il y a 2500 $ en moins sur notre compte?
2.500 doları nereden bulacağım?
Où vais-je trouver 2500 dollars?
Ama bilmem kaç kere hesap yaptım. Hâlâ 2.700 dolar içerdeyiz.
Mais peu importe la façon dont je calcule, il nous manque toujours 2700 dollars.
Her seferde 10 milyon dolar aktarıyordum, yani birkaç gün sonra hepsini almış olacaktı.
Et pour l'argent? Je transférais à coups de 10 millions. 2 ou 3 jours de plus, il aurait tout eu.
Bir kase çorba, 1.75 dolar.
Un bol de soupe : 1,75 $. Un stylo perdu : 2 $.
İki kova tavuk kanadı, iki bira, hepsi sadece 4 dolar.
2 paniers de poulet, 2 bières, tout ça pour 4 $.
Bana iki bin dolar göndermen gerek. İki bin dolar.
J'ai besoin que vous m'envoyiez 2 000 dollars.
Gösterileri esnasında ölürse, hak sahipleri 1.2 milyon dolar alır.
Qui sont les bénéficiaires?
Tam iki dolar bahşiş verdin. Daha fazla param olsa verirdim.
Ouais, j'ai remarqué que tu aimais, tu m'as donné 2 gros dollars.
- İki dolar 42 sent.
2,42 $.
20 yıl içinde ödenecek 2.1 milyon dolar.
2,1 millions payables sur 20 ans.
[4 Denizci ] [ 2 rehine ] [ 1.5 milyon dolar ] [ 1 savaş]
2 OTAGES 1,5 MILLIONS DE DOLLARS 1 GUERRE
- Evet, iki bin dolar çok fazla para!
- Oui, 2 briques, c'est pas mal.
2 milyon doların üzerinde.
Ca fait plus de 2 millions de dollars.
Derrick'in oraya getirdiği araçta iki milyon dolar olsaydı... lastik izlerinin bıraktığı derinlik... daha fazla olurdu.
La profondeur des traces de pneus de la voiture que Derrick a conduite aurait été beaucoup plus importante s'il y avait eu 2 millions de dollars dans le véhicule.
Para Ermeni çetesinden çalınmıştı. 2 milyon dolar.
Du fric volé à la mafia arménienne.
Sonra da, Vic ve vurucu takım Ermeni çetesini 2 milyon doların üzerinde çarpmışlar.
Après, Vic et la brigade de choc ont volé à la mafia arménienne plus de 2 millions.
2 yıl önce doğrudan DVD'e çıktığında kimsenin bilmediği düşük bütçeli film 6 milyon dolar kazandı ve gözde bir hale geldi.
Le film à petit budget, inconnu lors de sa sortie en DVD il y a deux ans, a généré 6 millions de dollars et une nouvelle star.
İki bin dolar kira borcum, nafaka, yoksulluk nafakası artı tefeci var...
Pourquoi avoir fui la semaine passée? Je dois 2 000 dollars d'arriérés de loyer et de pension alimentaire.
Bankada 2.363 doların var ve 13.000 dolar borcun var, Mikey ismindeki birine kağıt üstünde olmayan kumar borçlarını saymıyorum.
Vous avez 2026 $ à la banque et 30 000 $ de dettes, sans compter "les livres" que vous devez à un homme nommé Miky.
Bazı şeyler yapıyor. Para onu çok endişelendiriyor. - Evet, John Quincy'nin ona verdiği para 2,000 dolar.
- L'argent que John Quincy lui a donné... 2 000 $.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]