Abby Çeviri Fransızca
6,922 parallel translation
Merhaba Abby.
Salut, Abby.
Abby nerede?
Où est A?
O zamana kadar uyanabilir Abby.
Il devrait s'être réveillé entre-temps, Abby.
- Niye Abby'yi soruyorsunuz?
Pourquoi vous en avez tous après Abby?
Polise Abby'le ölmeden önceki gece konuştuğunu söylemişsin.
Vous avez dit à la police que vous avez parlé à Abby la nuit avant sa mort.
Abby'e gönderdim. Ne olduklarını söyleyebilir.
Je les apporte à Abby, pour voir s'ils lui parlent.
Abby, uyuşturucunun şimdiye kadar vücudundan atılmış olacağını söyledi.
Abby m'a dit qu'une telle drogue a été éliminée par votre corps.
Abby, diğer olayla ilgileniyor ama bunu size göstermemi istedi.
Abby est bloquée par l'autre affaire, mais elle voulait que je vous montre ça.
Teklifin için sağ ol, Abby.
Merci pour la proposition, Abby.
Abby, kimlik işinde çalışmaya gittin mi?
Abby, tu as obtenu ton autorisation de travail?
- Ben Abby.
- Je m'appelle Abby.
Belki Abby parmak izlerini çıkarabilir.
Abby pourra peut-être relever des empreintes.
Bir şey bulduğunu söylemişsin, Abbs.
Tu as dit que tu avais quelque chose, Abby.
Ducky ve Abby bir şey bulmuşlar.
Hey, Ducky et Abby ont trouvé quelque chose.
Burun kemiğinin önünü temizledim ve örneği Abby'ye gönderdim.
J'ai fait un prélèvement dans la cavité nasale et je l'ai envoyé à Abby.
Ama Abby, Mavi ve köpeğini yıllardır burada gördüğünü söyledi.
Mais Abby a dit qu'elle voit Blue et son chien par ici depuis des années.
- Selam, Abby.
Hey Abby.
Abbs.
Salut, Abby.
Abby, herkesin sorunlarını çözemezsin.
Abby, tu ne peux pas résoudre les problèmes de tout le monde.
Ben, Abby.
Salut, je suis Abby.
- Günaydın, Abbs.
Salut Abby.
- Abby.
- Abby.
Biz de daha yeni seni hiç göremediğimizden bahsediyorduk, Abby.
On disait justement qu'on ne te voyait jamais, Abby.
Abby, merhaba, eve gittiğini sanıyordum.
Abby, salut. Je pensais que tu étais rentrée.
Abby, geri gitmem gerek.
Abby, je dois y retourner.
- Abby tarafından öldürülmek.
La mort par Abby.
Abby'nin diş kayıtlarımızdan bir kimliğe ulaşabilmiş olduğunu biliyorum.
J'ai cru comprendre que Abby était capable de faire une identification à partir des fichiers dentaires.
Bilgisayarı Abby'de.
Abby a récupéré son ordi portable
Abby, Zakaria Hassan'ın bilgisayarında gizli dosyalar bulmuş.
Abby a trouvé des fichiers cachés dans l'ordinateur de Zakaria Hassan.
Abby onu takip ediyor.
Abby la trace.
Abby, Gibbs, ne gönderirsek gönderelim minnettar olacaktır.
Abby, Gibbs sera touché quoi qu'on envoie.
Abby, bu e-posta iki dakika önce gelmiş.
Abby, cet e-mail est arrivée il y a deux minutes.
İki dakika, Abby zamanına göre iki yıl demektir, bunu biliyorsun.
Deux minutes équivaut à deux ans selon Abby, tu le sais ça?
Abby, iyi iş çıkardın.
Abby, bien joué.
Pekâlâ, bu botu Abby'ye götürmeliyiz.
Ok, on doit ramener ce bateau à Abby.
- Ne? Abby, nefes al ve bize bir şey söyleyerek devam et.
Abby, respire et dis nous ce qu'il se passe.
Halkımızın geri kalanını bul Abby.
Trouve les autres, Abby.
Az kaldı Abby.
On y est presque, Abby.
Raven. Raven, canım benim, Abby.
Raven, chérie, c'est Abby.
Abby, Raven ameliyat olmazsa ölecek diyor.
Abby dit que Raven a besoin d'une opération ou elle va mourir.
Abby? Gidiyoruz.
On est prêt à partir.
Kane ve Abby'ye de ki artık... Artık kendi başlarınalar.
Dis à Kane et Abby... qu'ils sont...
Bu saçmalık, Abby.
C'est n'importe quoi, Abby.
- Merhaba, Abby.
Bonjour, Abby.
- Abby, üzgünüm.
- Abby, je suis désolé.
- Abby, bak...
- Écoute...
Abby, hadi buraya gel.
Abby, viens.
" Ben Abby Donovan.
Salut, c'est Abby Donovan.
- Abby, ne kadar kalır?
Combien?
- Abby, tatlım.
Abby, ma chérie.
Abby onu dünyaya getirdiğin için teşekkürler. İşin en zor kısmını sen yaptın.
Merci de l'avoir mis au monde.