Adamlarım Çeviri Fransızca
12,051 parallel translation
Her zaman içeride adamlarımız vardır.
Nous avons toujours un homme infiltré.
Şimdi, adamlarım görevlerine geri dönebilir mi yoksa daha fazla yardıma ihtiyacınız var mı?
Maintenant, puis-je renvoyer mes hommes à leurs devoirs ou nécessitez vous une assistance encore plus longtemps.
Adamlarım Tristan'ı ararken gizli bir depoya düşmüş yolları. Ve o depoyu kimin satın aldığına inanamayacaksın.
Mes gars restent sur la piste de Tristan, l'ont suivi dans un entrepôt secret, et tu ne devineras jamais qui vient juste d'acheter cet entrepôt.
Adamlarım bir saat içinde burada olur.
Mes hommes seront là dans l'heure.
Adamlarım sağlam ha?
Mes hommes ne sont pas mauvais, non?
Adamlarım iyi değil mi?
Mes hommes sont bons, hein?
Yaptığım şeyler onun adamlarını kandırmak içindi, kendi adamlarımızı değil.
Mes tours étaient pour tromper les Russes, pas vous.
Evet. Bu arada buradaki adamlarımızdan onun Berlin'de olduğunu doğrulayabilecek var mı diye araştırıyoruz.
Entre-temps, nous vérifions si un de nous peut confirmer sa présence à Berlin.
Neden adamlarımızdan biri Amerikalıyı kurtarmaya çalışsın?
Pourquoi un de nous essayerait de sauver l'Américain?
Kurban adamlarımızdan biri.
La victime est un des nĂ ´ tres.
Adamlarımı nereye götürüyorsunuz?
Où emmenez-vous mes hommes?
Adamlarım senin için gelecek.
Mes hommes vous pourchasseront.
Damien Darhk'la karşılaşışını anlattığından beridir... -... adamlarım onu arıyor.
Depuis que tu m'as parlé de ta rencontre avec Damien Darhk, mes hommes se sont renseignés.
Adamlarım limanı özel bir yosun üretmek için kullanıyordu.
Mes hommes utilisaient le port pour créer un certain type d'algue.
Adamlarımın hayatını bir daha asla sana emanet etmeyeceğim.
Je ne mettrai plus jamais la vie de mes hommes entre vos mains.
Onlar benim adamlarım ve ancak ben ne zaman vuracaklarını söylerim.
Ce sont mes hommes, et je suis le seul à leur dire quand ils doivent tirer.
Adamlarım iyi insanlardır.
J'ai de bons hommes.
Adamlarımın hepsi ölür.
Tous mes hommes mourront.
Adamlarım sana itaat eder.
Les hommes te suivront.
Adamlarımızın yarısını ya da çok daha fazlasını ölüme yollamayacağım.
Je ne vais pas permettre à la moitié de ces hommes ou plus à mourir.
Bedapeşte'deki adamlarımız, Viktor Luhanski'nin üç gün sonra büyük bir görüşme yapacağını söylüyor.
Nos contacts à Budapest nous on dit que Victor Luhanski allait avoir une grosse réunion ici dans trois jours.
Adamlarımız bir bilgiye ulaşmış.
Nos gars ont eu un renseignement.
Kamyonu benim adamlarım sürecek.
Mes hommes conduiront.
Adamlarım gece gündüz onu arıyor.
Mes hommes la recherchent jour et nuit.
Adamlarım, İHA'nın kontrolünü almaya çok yakın olduklarını düşünüyor.
Mes agents pensent qu'ils sont très près de regagner le contrôle de ce drone.
Adamlarımız dışarıda bir yerlerde ve bizi bekliyorlar Wulfhere.
Les hommes sont là-bas, Wulfhere, et ils attendent.
Her zaman işimizin kötü adamları parmaklıklar ardına koymak olduğunu sanardım, yerin içine değil.
Je pensais que notre job était de mettre les méchants derrière les barreaux, pas les enterrer.
Merhaba tatlım, şimdi, mevzu şöyle... bu adamlar...
Salut chérie, donc voilà... ces gars...
Peşimdeki Haqqani mi, Nazir'in adamları mı ya da Hasam'ın oğlu mu hiç fark etmez.
Donc peu importe si c'est Haqqani ou des hommes de Nazir, ou le fils d'Hasam.
Onu ilk etapta hapse tıkan adamlar mı?
Les mêmes personnes qui l'ont emprisonné dans un premier temps?
Ölü bilim adamları davalarımız bağlantılıymış.
Il semble que nos deux affaires de scientifiques morts soient liées.
Alex, kusura bakma ama, kimsenin Laurel Lance ile olan ilişkimi ve sekiz yıllık skandalı umursadığını sanmıyorum. Hem de şehir dağılırken ve maskeli silahlı adamlar buna yardım ederken.
Alex, sauf votre respect, je ne pense pas que les gens s'intéressent à mon amitié avec Laurel Lance et à un scandale vieux de 8 ans, quand la ville se désintègre et que des hommes masqués et armés y participent.
Adamların kimliğini bulabilmemiz için DNA'yı toplama şansın var mı?
Y'a-t'il un moyen de reconstituer l'ADN pour avoir une chance de pouvoir identifier ces gars?
Reiter'ın adamları çalıştığımız yatı kaçırdı.
Les hommes de Reiter ont pris le yacht où on travaillait.
Bir terör saldırısı, insanların Oliver Queen ve adamlarına Star City koyunu temizlemeleri için yardım ettiği bir sırada yaralanmalarına neden oldu.
Une attaque terroriste a fait des dizaines de blessés là où des gens sont venus aider Oliver Queen et son équipe à nettoyer la Baie de Star City.
O adamlar benim 3 katım resmen.
De grands quelqu'uns. Ces gars font trois fois ma taille.
- Adamları beni yakalayıp o rutubetli hapishaneye attılar.
Ses hommes m'ont faite prisonnière et m'ont jetée dans ce cachot.
Talep ettiğiniz her şeyi yapacağım ancak yalnızca siz, Lord Ubba ve adamlarınızın tümü Tanrı'ya boyun eğerseniz!
Je le ferai. Mais... Seulement si vous, seigneur Ubba, et tous vos hommes, vous soumettez à Dieu.
- Ubba'nın adamları mı?
- Ubba?
Talep ettiğiniz her şeyi yapacağım ancak yalnızca siz, Lord Ubba ve adamlarınızın tümü Tanrı'ya boyun eğerseniz!
Mais... Seulement si vous, seigneur Ubba, et tous vos hommes, vous soumettez à Dieu. Voilà mon exigence.
Onlar benim adamlarım ve ne zaman vuracaklarını ancak ben söylerim.
Ce sont mes hommes, et je suis le seul à leur dire quand ils doivent tirer.
- Ubba'nın adamları mı? - Bilmiyorum.
Aux chevaux.
Piskopos Alfred'e gidecektir ve Alfred de kapımıza adamlarını yollayacak.
L'évêque ira à Alfred et Alfred va envoyer des hommes à notre porte...
Borçla bağlanmış durumdayım. Ordu oluşturmalıyım. Ancak adamlar her geçen saniye uzaklaşıyor.
Je suis attaché par des dettes, je dois lever une armée, et ils obtiennent loin plus à chaque seconde.
Yenilenmiş olarak geri dön ve kötü adamları yakalamamıza yardım et.
Vous reviendrez frais, vous pourrez nous aider à attraper ces gars.
Adamları tanırım, işlerinde iyilerdir.
Je connais ces gars, ce sont des bons.
Hayatımı kötü adamları yakalayarak kazanıyorum ben tamam mı?
J'attrape des méchants pour vivre, d'accord?
Bu adamlar aktarım için hep geç kalıyor.
Ces gars sont toujours en retard pour les transferts.
Bu adamlar benim bodyguardlarım mı?
Ces gars... ce sont mes gardes du corps? Ou ce sont...
Torres gibi adamlar av köpeği gibidir, bir kere kokuyu aldı mı peşini bırakmaz.
Les gars comme Torres... il est comme un chien de chasse, et une fois qu'il flaire une odeur, il reste sur sa trace.
FBI, Miloseviç'in adamları aleyhine açılan soykırım mahkemeleri adına tanık ifadelerini almam için beni Hırvatistan'a yollamıştı.
Le FBI m'a envoyé en Croatie pour prendre des témoignages pour les tribunaux de génocide contre les hommes de Milosevic.