English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ A ] / Adem

Adem Çeviri Fransızca

579 parallel translation
# Adem'i hikmet sahibi yapan meyve
Le fruit qui rendit Adam si sage
Adem'den bu yana sizi tanımıyorum ki!
Je ne vous connais ni d'Éve ni d'Adam.
- Kim mi? Adı, Adem.
- Lui, qui lui?
Bırak şu Adem'i.
Son nom est Adam.
Ama, bayan Adem olarak, nasıl örtüneceksin?
Épousez-le. Mais Mme Adam portera-t-elle mes robes?
Bu sinsi düşman, bu Adem elmayı çoktan yemiş desene!
Ce serpent à sonnettes, cet Adam! A - t-il mangé la pomme?
Adem mi yine?
Encore cet Adam?
Öpmeme izin vermezsen, adem elmanı ısırabilir miyim?
À défaut de baiser, je mords votre pomme d'Adam?
Bu Adem elmasiysa, sarihumma olmus.
Si c'est sa pomme d'Adam, il a la fièvre jaune!
Adam diyor ki, "Kadın, adama Adem diyordu."
Ecoutez. Il dit que la femme appelait l'homme Adam.
- Adem? Evet. Adem!
Tu rêvais d'Adam, j'imagine.
Bu yüzden, zavallı Adem'e kafayı taktın.
Alors, n'importe quelle excuse est bonne.
Adem. Zavallı Adem'i kıskanıyorsun.
Tu es jaloux de ce pauvre Adam!
Kibar, zararsız Adem'i.
Si doux, si inoffensif! Il habite à la Y. M.C.A.
- Güle güle, Adem.
Au revoir, Adam.
Adem ile Havva mı yoksa?
- Seriez-vous Adam et Eve?
Çok eskiden Adem'in umurunda değildi
Par le passé Ce cher Adam s'en moquait bien
Adem'le Havva geliyor.
Et un cocktail maison.
Adem'den sonra yeni bir adam gelmedi.
Ils n'ont pas changé depuis Adam.
Sanırım Adem gözlerini açıp Havva'yı görünce böyle demiş.
C'est le mot qu'Adam a prononcé quand il a aperçu Eve.
Bir yara da Adem elmasının hemen üzerinde.
Juste là. Et il avait une autre marque sur la pomme d'Adam.
Adem elmam bu kadar büyük değil.
Ma pomme d'Adam n'est pas comme ça!
Benim adem elmam konusunda yok.
Pas avec ma pomme d'Adam!
Benim adem elmamın böyle büyük olup olmadığını başkalarına soracağım.
Tout le monde le dira. Ma pomme d'Adam n'est pas comme ça.
Erkeğin, Adem'den beri saygısızlık ettiği eti görüyorsun.
Tu vois la chair d'Eve que l'homme a profanée depuis Adam!
Yaşlandığımı hissediyorum Starbuck, ve belimin büküldüğünü. Cennetten çıkarıldıktan sonra geçen yüzyılların ağırlığı altında yalpalayan Adem Baba gibiyim.
Je me sens vieux, Starbuck, et courbé, comme Adam écrasé sous les siècles entassés depuis le paradis.
İzin ver de adem elmamı yağlayayım.
Le temps d'huiler mes cordes vocales.
Adem ve Havva gibi...
Comme Adam et Eve.
"Ipıssız bir yolda peşinden gelen dehşet ifriti bildiğinden korku ve dehşet içinde yürüyen bir adem misaliyim ben."
"Comme celui qui sur la route solitaire... Marche plein de frayeur... Parce qu'il sait le Démon derrière lui."
Ama Adem gibi benim de en zayıf yanım Havvalar.
Et comme ce bon vieil Adam, ma faiblesse, c'est les Ève.
Adem elman ezilir.
Ta pomme d'Adam sera réduite en bouillie.
Adem Baba'ya sorun.
Demandez à Adam.
Başlangıçta sadece Kabil, Habil, Adem ve Havva varsa eğer bu fazladan kadın nerden geldi?
Si à l'origine, il n'y avait qu'Abel, Caïn, Adam et Eve, d'où venait donc cette femme?
"Adem gibi çıplak dururken öylece..."
"Lorsque, nu comme Adam..."
Ben içki içerken adem elmamı izlemeye mi geldin?
Ou je vous fais subir le supplice du chevalet. C'est une promesse et un ordre.
Seninle birlikteyim. Cennet bahçesinde, Adem ve Havva olarak.
Je suis avec toi, dans les jardins de l'Eden, Adam et Eve.
Ama eğer Adem'in de elmalara zaafı olmasaydı Tom'un hikayesini anlatacak kimse olmayacaktı.
Mais sans la faiblesse d'Adam pour les pommes, il n'y aurait personne pour narrer l'histoire de Tom.
Adem ve Havva.
Féminin. Adam et Eve.
Coşkun kır tanrısı. Kendinden geçmiş Adem'i baştan çıkarmaya uğraşan Şeytan'ın ta kendisi. Baküs olarak da bilinen bu heykel,..
Le satyre joyeux, qui n'est autre que le diable, dans un acte de tentation à l'égard d'un Adam ivre.
Adem'in yaratılışı... -... Güneşin, ayın...
La création d'Adam, du soleil et de la lune.
Adem mi bu?
Ce sera Adam?
Adem'in yaratılışı, freskin en can alıcı yeri olacak.
La Création d'Adam est au coeur de la fresque.
Bu da yaratılış anında Adem.
Le nouvel Adam.
Tanrı'nın Adem'e elini uzatması gibi elimi uzattım ben sana. Ve yaşamayı kabul etmeye zorladım seni.
Je t'ai tendu la main, comme Dieu à Adam, pour que tu acceptes la vie.
Durma git, şu Adem'e aşık ol.
Je ne voulais pas me mêler de ça.
Adem ve Havva. Adem ve Havva.
Adam et Eve...
- Hayır, Adem'i düşünüyorsun herhalde.
Je ne dormais pas.
Adem ve Havva!
Adam et Eve!
Güzel. Otur bakalım, Adem.
Asseyez-vous, Adam.
Sanki, Adem ve Havva'nın altında buluştuğu ağaç.
Le genre d'arbre sous lequel Adam et Ève ont dû se rencontrer.
Sizi "Adem" den bu yana tanımıyorum ki?
Je ne vous connais ni d'Eve ni d'Adam.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]