Ahırda Çeviri Fransızca
620 parallel translation
Ben ahırda yatacağım ".
Je pars dormir à la grange.
"Ahırda yatıyor"
Il dort dans la grange.
"Götürün şunu... ve ahırda vurun!"
Emmenez-le et fusillez-le dans la grange!
Ama yemek ve ahırda kalmak için para ödeyebilirim.
Mais je peux payer pour la nourriture, pour un lit dans votre écurie.
Ah, hayır, ahırda değil.
Oh, non, pas l'écurie.
Ahırda Bayou Belle ve Donna Cona vardı.
Ils sont à l'écurie.
- Ahırda bekliyordur.
- ll nous attend aux écuries.
Ahırda mı buyüdün sen!
Tu as été élevé dans une étable?
Kardeşim aşağıda ahırda bulunuyor.
Mon frère est aux écuries.
Ahırda kalabilirsiniz.
Vous pouvez rester dans l'étable.
Çiftlikteki boş bir ahırda.
- On l'a transporté à l'étable.
Bu ahırda ne yapıyorsun söyler misin?
Que fais-tu dans l'étable?
- Ben ahırda mı kalsam acaba?
Je pourrais dormir lâ-bas.
Mısırları dikimi bitince, çiti yükseltene kadar ahırda Bayrakla kalacaksın.
Tu resteras dans la grange jusqu'à ce que j'ai fini la clôture.
Ahırda işaretimi bekle, Morris.
Et vous, attendez mon signal dans votre cachette.
Benim ahırda çalıştığı mı?
Que j'avais été élevé dans une écurie.
Ahırda birisi var.
II y a quelqu'un dans l'étable.
Bu nasıl bir görgüsüzlük! Ahırda mı büyüdün?
Faites attention!
Onu ahırda yakaladım.
On s'est retrouvés dans un corral.
Çok garip. Ben ahırda 33 tane at saydım.
Étrange, j'en ai compté 33 dans le corral.
Hogan'ın ahırda verdiği partide kimse yanıma uğramadı.
À la fête dans l'étable de Hogan, il y en avait pas un seul.
Kendinizi yanan bir ahırda vurmak gibiydi.
Ce serait pour vous comme jouer Ben-Hur dans une écurie en feu.
Bu ahırda bir hırsız saklanıyor.
Un voleur est dans la grange.
Ben ahırda yatacağım.
Dans l'écurie.
O gece, tüm hayvanlar, Bay Jermans yattığında yaşadığı yıllar göz önünde tutulursa hayvanların en akıllısı olarak takdir edilen... İhtiyar Önder'in... büyük ahırda düzenleyeceği gizli toplantıya katılmaya karar vermişlerdi.
Cette nuit-là, les animaux avaient convenu à l'unanimité... de tenir une réunion secrète dans la grange, dès que M. Jones aurait regagné ses pénates, conduite par Sage l'Ancien, un verrat primé qui, compte tenu de son âge avancé, jouissait d'un prestige mérité.
Ürünün güvenle ambara yığılmasıyla hayvanların geleceklerini düşünmek için büyük ahırda bir toplantı düzenlediler ve onlarca fikir önde sürdüler.
Au milieu de ce havre de paix, les animaux eurent tout loisir de penser à l'avenir de leur communauté.
Yani kışın ağıllarımız ısınabilecek, her ahırda, kümeste ve tünekte ışık olacak.
Autrement dit, du chauffage et de la lumière, en hiver... dans chaque box, chaque porcherie et chaque poulailler.
Ahırda yatar.
Il dort dans la cabane.
- Ahırda.
- Dans la cabane.
Kimleri çağıracağız? Eğer aktörler olursa, ahırda yemek zorunda kalacaklar.
S'il s'agit de comédiens, ils mangeront à l'écurie.
Biz ahırda yatacağız.
Nous allons à l'étable.
Aile ahırda yatıyor.
La famille dort dans l'écurie.
Ahırda ; vahşi, terbiye edilmemiş kızıl bir atım var.
J'ai un cheval bai hargneux au corral. Il a pas été monté des masses.
- Nerede büyüdün sen, ahırda mı?
- On t'a élevé à l'écurie? - Tout juste!
Ahırda uyuduğumuz zamanı hatırlıyor musun? Kuru otların üstünde.
Là-bas, on dormait dans une étable, sur la crotte, serrés ensemble.
Allison, sen ve adamın o ahırda ölmek istemiyorsanız silahlarınızı atın ve dışarıya çıkın.
À moins que votre ami et vous ne vouliez mourir dans cette écurie, jetez vos armes et sortez.
Hayır, ahırda saklanıyor.
Non, il est caché dans l'écurie.
Bir adam hayatını ortaya koymazsa o ahırda bu fırtına kopmaz.
On ne peut pas attaquer l'écurie sans se faire tuer.
- Güvecimiz masada, katırımız ahırda
- Ragoût sur la table, mule dans l'étable
Güvecimiz masada, katırımız ahırda Sıradan halkız biz
Ragoût sur la table, mule dans l'étable Des gens pauvres
Paylaşalım. Ses çıkartmam. Ahırda kimse yok.
Ne fais surtout pas de bruit, sinon les Thénardier te reprennent.
Büyük ahırda yük vagonları için atlarımız var.
Il y a un cheval de trait à la grange.
Ahırda uyuyabilirsin, Link.
Tu peux dormir dans la grange, Link.
Ahırda mı büyüdün?
Vous avez été élevée dans une écurie?
Bu at da bu ahırda, öyle değil mi?
L'écurie n'est pas sur les lieux?
Ahırda atlar vardı biri doru, ikisi siyah ve biri de bozdu.
Il y avait des chevaux dans les stalles un bai, deux noir et un gris
O ahırda, onu ilk gördüğüm yerde bu son için doğduğunu söyledi.
Il a dit qu'Il est né pour ça. Dans cette étable... où je l'ai vu la première fois.
Ahırda başladım işe, yıllarca orada çalıştım.
J'ai commencé comme valet d'écurie.
Dört sente ahırda bakarız. - Temiz bir ahır mı?
- Une stalle fraîche?
Ahırda hiç at yok.
Que se passe-t-il?
Geri kalanlar ahırda.
Les autres sont occupés.