Aida Çeviri Fransızca
309 parallel translation
Aida, Almanca.
Aïda, en allemand.
Bay Perkins, 15 yıllık ev sahibimiz yardımcı olmak için elinden gelenin en iyisini yaptı.
M. Perkins, notre pensionnaire depuis 15 ans nous aida de son mieux.
Kısa bir süre sonra O da ailesine yardım etmeye başladı.
Elle aida bientôt ses parents.
Hatta Aida söylenirken, çok ustaca yönlendiriyordunuz.
Et le pot-pourri de Aïda! Vous l'avez dirigé magistralement.
Aida'yı düşünür müsünüz, çok iyi aşçıdır.. bir karga gibi mi göründü?
Serais-tu intéressé par A'ïda, qui cuisine si bien, que tu en oublieras qu'elle ressemble à un corbeau?
Verdi de ilk Aida gösterisinden sonra böyle hissetmiş.
Verdi était dans cet état après la première de Aïda.
Orada beni vahşileştiren bir esmer var Aida, 3000 lira.
Je connais, il y a une brune à peau laiteuse qui me rend fou Aida, 3000 lire.
- "2000" - "Olmaz, 3000" - "Hadi ama Aida, ben yabancı mıyım!"
"2 000." "Non, 3 000." "Allez, Aïda, sois gentille!"
Adı Aida. Michele dayı. Kadın esmer, kaymak gibi...
Aïda, une de ces femmes, brune à peau laiteuse, je t'expliquerai.
"Ey Rabbimiz! Geçmişteki yardımcımız."
O Dieu, qui nous aida au long des siécles.
Ey Rabbimiz! Geçmişteki yardımcımız.
" O Dieu, qui nous aida au long des siécles
Sonra elini tuttu ve soyunmasına yardım etti.
Puis elle lui prit la main et l'aida à se déshabiller.
Katarina onun kalçasını tutarak içeri girmesine yardım etti.
Elle l'aida à la pénétrer en lui tenant les fesses.
Sergio Citti fikir babalığı yapmış gıyabında
SERGIO CITTI, le philosophe, aida
Callas'ın söylediği Aida var mı? Tabii.
- Vous avez l'Aïda de Callas?
Sizi Aida ile tanıştırmak isterim, kocanızın sekreteridir.
Je voudrais vous présenter Aida, la secrétaire de votre mari.
- Aida size yardımcı olur, madam.
- Aida va vous y conduire, Mme.
Ona eğere oturması için yardım etti ve atını kamçıladı ; fakat at, adamın köyüne gideceği yerde mezarlığa giden yola döndü ve parmaklıkların dışında durdu.
Il l'aida à monter en selle et il fouetta le cheval, mais le cheval, au lieu d'aller au village, tourna pour prendre la route qui descendait vers le cimetière... et s'arrêta juste à l'extérieur des grilles.
Berlin'de kalarak Eva ile tanıştı. Vesaire.
A Berlin, elle rencontra Eva qui l'aida.
Aslında Aida'ı dinleyeceğim, size engel olmayacaksa.
Je vais mettre Aï'da, si ça ne vous gene pas.
Ama bunun faydası olmadı.
Mais celà ne l'aida pas.
Sonra Judy, Michael'a Sally'i unutmasına yardım etti. İşte başlıyoruz. - Tanrım, Judy.
Judy aida Michael à se remettre d'avoir perdu Sally. ça, c'est pour moi.
Herb amca. Aida Pearl hala.
Oncle Herb, Tante A : ï : da Pearl.
Marmee New York'ta bir yer bulmama yardım etti.
Marmie m'aida à trouver une place à New York.
Nog o sıralar artık Kaptan olmuştu mürettebatı toparlamama ve gemiyi tozların içinden çıkarmama yardım etti.
Nog était devenu capitaine et il m'aida à réunir l'ancien équipage et à sortir le vaisseau du hangar où il croupissait.
Aida, Suzuhara ile aran iyi, değil mi?
Aida, tu t'entends bien avec Suzuhara, pas vrai?
Doğru. Bunu planlayan ben Aida Kensuke!
Exact, tout a été pensé et planifié par Aida Kensuke, Aida Kensuke!
Aida-kun.
Merci, Aida!
Bugün olmayanlar her zamanki gibi Ayanami ve Aida mı?
Ayanami et Aida sont encore absents?
O, Frederick Douglass'a karşı olan savaşın kazanılması için onlara yardım etti ve Napolyon'un elinden İbranileri kurtardı ve Fransa'yı keşfetti.
Il les aida lors de leur guerre contre Frederic Douglas. Puis il libéra les Hébreux du joug de Napoléon et découvrit la France.
Gorbeck bize yardım etmeye karar verdi.
Gorbeck nous aida.
Peter Sisten, Bay Lisbon'un sınıfta bir Güneş Sistemi modeli kurmasına yardım etmişti.
Lisbon à installer une maquette du système solaire et Mr. Peter aida Mr. Lisbon l'invita à dîner.
Kaftanımı, Aida okurken kullanacağım kaftan ile değiştiriyordum.
j'ai changé de robe, celui de pharaon que je portais lorsque je chantais dans Aida.
Ve midye ona yardım etti.
L'huître l'aida bien.
Evet, Charlotte'u ekmek hiç de hoş değildi ama Aida'nın ikinci yarısı boyunca Büyük ve Natasha'nın karşısında oturmak katlanamayacağım kadar duygusal bir şeydi.
Oui, planter Charlotte, c'était légèrement hystérique, mais être assise en face de Big et de Natasha durant tout le second acte d "'Aida ", c'était plus que je ne pouvais en supporter.
Ama yine de kalabalığı coşturmayı başarabildi, 1929'daki ekonomik krizde utanmamaları için insanlara camdan atlamalarında yardim etti,
Lors du krach boursier de 1929... il aida des gens à sauter par la fenêtre pour éviter le déshonneur.
Şansımıza, Bob Frank'e hayvanat bahçesinde bir iş ayarladı.
Heureusement, Bob aida Frank à retrouver un travail au zoo.
Annem arkadaşlar edinmeme yardım etti.
Ma mère m'aida à me trouver des amis immédiatement.
Çekilin. Bütün aşıklar onun gibi midir Aida?
Sont tous les amants comme lui, Aida?
Jackie onu Aida'ya götürdü.
Jackie l'a emmenée voir Aîda.
Zavallı molla gidip yardım etmek istemiş ve İngiliz O'na : "Thank you" demiş.
Le pauvre Mullah l'aida à se relever et l'Anglais lui dit "Thank you."
Grace artık bir kuruş bile maaş alamadığı için. ... Tom olaya müdahale etmiş ve Ginger'ın vitrininde duran... yedinci bibloyu da almayı başarmışlardı.
Grace ne recevant plus aucun salaire, il l'aida et ils achetèrent triomphalement la dernière figurine du magasin de Ma Ginger.
Sonbaharda, yapraklar dökülürken dayanmasını sağlayan şey gurur değil hayatı tehlikede olan hayvanlar gibi duygularının uyuşmasıydı.
Ce n'est pas la fierté qui aida Grace à tenir durant ces jours où l'automne apparut, mais cet état de transe qui s'empare des animaux en danger.
- Eite.
- Aida.
Sendikada biraz hentbol oynardım.
Je jouerais au handball. J'irais voir Aida à l'opéra.
Aida operetini izlemeye giderdim.
Je mangerais chinois.
Kendisi, Molly Aida'nın yeni sahibi.
Voici le nouveau propriétaire du Molly-Aïda.
Bryan yalnızca iki yıl görev yaptı.
Bryan était personalité importante qui aida Woodrow Wilson a gagné la Présidence.
Yashima Operasyonu'nu başlatır 394 ) } Aida Kensuke'nin kişisel notlarından alıntı Ikari bir şey demedi ama... Birim 01'i korumak için canı pahasına araya girdiğini düşünüyorum.
La NERV exécuta l'Opération Yashima.
- Aida'yi.
- "Aida."
Aida sizinle yarışıyor. Anlayamadım hanımım.
Aida vous fait de la concurrence, M. le Peintre.