English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ A ] / Aileme

Aileme Çeviri Fransızca

2,100 parallel translation
Aileme bir şey yaptırmanın tek yolu budur. - Egolarını cezp et.
C'est la seule façon de faire faire un truc à un membre de ma famille.
Benim de aileme zarar vermek isteyecek birisini Tanrı bile kurtaramaz.
Dieu lui-même ne pourrait pas sauver quelqu'un qui voudrait blesser ma famille.
Bütün büyüklerimi birlikte görmek kendimi aileme bağlanmış hissettirir.
Voir mes quatre grands-parents me fait me sentir proche de ma famille.
Aileme laf mı attın sen?
Tu parles de ma famille?
Ama tanrı yardımcım olsun, benim normal ve geleneksel aileme bak!
Et malheureusement, vous êtes ma famille.
Aileme bile.
Même pas mes parents.
Aileme bakmak zorundayım.
Je dois subvenir aux besoins ma famille.
Küçük yaşta babamı kaybettim borçlarımı ödemeye çalışırken aileme bakıyorum. Ayrıca evimde, uzun bir süre bakıma muhtaç hasta bir insan var. Demek, ilaç parası kazanıyorsun bunu yapma nedenin bu.
J'ai perdu mon père étant jeune et je nourris ma famille tout en essayant de payer nos dettes. alors... c'est ce qui vous a poussé à faire ça.
Bazıları, bir sokak çocuğunu aileme katmamın mantığını sorgulamıştı.
Certains m'ont jugé imprudent d'accueillir un enfant des rues dans ma famille.
Efendim, ben aileme burada sadece bir yıl duracağımızı söyledim.
J'ai fait déménager ma famille ici pour un an.
Aileme ne olduğunu soruyorum.
Dites-moi ce qu'il s'est passé avec mes parents?
30 yıldır aileme ait.
C'est à la famille depuis 30 ans.
Gidelim. Aileme göz kulak ol!
- Prenez soin de ma famille!
Biliyorum, benim aileme ihtiyacım var.
Je lui ai dit que j'avais besoin d'être avec ma famille à Lowell.
Evet, kendimi bir çoban olarak görüyorum. Aileme, hayatın otlaklarında rehberlik ediyorum.
Oui, je me considère comme un berger qui guide notre famille à travers les pâturages de la vie.
Aileme. Ailem her zaman her şeyden önce gelir.
Je fais toujours passer ma famille en premier.
Liz'in koması yetmezmiş gibi bir de bütün eyalet 1860'lardan beri aileme ait olan 25.000 dönüm el değmemiş arazinin kime satılacağı ile ilgili vereceğim kararı bekliyor.
Comme si le coma n'était pas assez, l'État entier attend que je décide qui achètera 25 000 acres de terres vierges sur Kauai dans ma famille depuis 1860.
Lütfen ne istiyorsanız alın. Aileme zarar vermeyin.
S'il vous plaît, emporter tout ce que vous voulez, juste ne faites pas de mal à ma famille.
Ben aileme dönmek istiyorum
Je veux juste revoir ma copine.
Aileme zarar veremeyecekler.
Ils ne feront pas de mal à ma famille.
Ne istersen veririm! Lütfen aileme zarar verme!
Je vous donnerai tout ce que vous voulez.
Neyse, benim kafası karışmış aileme dönmem gerek, size iyi günler.
Notre famille déboussolée m'attend. Au revoir!
Aileme beni böyle bir ıssızlığın içinde yaşamaya zorladığı için biraz kızıyordum.
J'en voulais à mes parents de m'avoir faire vivre dans ce coin désolé...
Ben her zaman bunları söyleyemem, hatta kendi aileme bile.
Je ne peux pas dire ça de quelqu'un d'autre, même pas mes propres parents.
Aileme geri dönebilir miyiz?
Pouvons-nous revenir à mes parents?
Aileme ulaşabilirseniz korkak olmadığımı söyleyin.
Si vous pouvez dire à ma famille... que je ne suis pas un lâche.
Aileme bulaşırsan, yemin ediyorum ki seni öldürürüm.
Si vous tentez de brisé ma famille, je jure, que je vous tuerai.
Önümüzdeki hafta aileme onları ziyarete geleceğimi söyledim.
Ecoutez, je suis chez mes parents la semaine prochaine.
Adanın tamamı aileme ait.
L'île entière appartient à ma famille.
Aileme dokunmayın yeter.
Mais ne faites pas de mal à ma famille.
Ne olur, aileme dokunmayın.
Ne faites pas de mal à ma famille.
Hayatımı değiştirmekle ilgili önemli kararların arifesindeyim. Daha kendi aileme bile söylemedim bunları. Kendimi toplamama yardım edersen çok yardımı dokunur.
Tu vois pas que ma vie est bouleversée, que je dois l'annoncer à mes parents et que ça m'aiderait super méga-giga de récupérer mon bordel, si je puis dire?
Bunun benim aileme nasıl yansıdığı konusunda fikriniz var mı?
Avez vous la moindre idée de tout le stress que tout ça a causé à ma famille?
Aileme daha iyi ve daha sakin bir hayat sağlamak için geri döndüm.
Je cherchais le calme pour ma famille.
Aileme bir şeyler sağlamak için mümkün olan her şeyi yapmaya gayret ediyorum.
Je fais tout pour subvenir aux besoins de ma famille.
Aileme senin bize yardım edeceğini ve iş sağlayacağını söylemiştim.
J'ai dit à ma famille que tu nous aiderais.
Rapor hakkında yalan söylemek Tanrıma ve aileme karşı saygısızlık olur.
Ce serait déshonorer mon Dieu et ma famille que de mentir.
Aileme yardım etmeye çalıştığını sanıyordum.
Vous deviez aider ma famille.
Aileme!
Ma famille!
Bu yüzden aileme yardım etmek için senden hamileymiş numarası yapmanı istiyorum.
Vous devez simuler cette grossesse pour ma famille.
Bütün gün burada iş aileme yardım etmeyi seviyorum.
Je suis ravi de passer mon temps à aider ma famille de bureau.
Ama beraber olmamız demek, aileme karşı gelmek demek. Ve bunu yapacaksam senin de kesin olarak benim gibi hissettiğini bilmem gerek.
Mais être ensemble veut dire être contre ma famille, et si je dois prendre ce risque, je dois savoir de façon certaine, que tu ressens les mêmes sentiments que moi.
Doğduğumda kan uyuşmazlığım vardı. Aileme üç haftalık yaşamım olduğu söylenmişti.
On a dit à mes parents qu'il me restait trois semaines.
Aileme, arkadaşlarıma, en önemlisi, en kral sağdıcıma, teşekkür etmek istiyorum. Bay Tom Haverford.
Je tiens à remercier ma famille, mes amis, et avant tout, mon meilleur témoin, M. Tom Haverford.
Kardeşim bana beni aileme kavuşturacağına dair söz verdi.
Mon frère m'a promis de m'amener aux miens.
Aileme karşı saygısız ve bana çocukmuşum gibi davranıyor.
Elle manque de respect à ma famille et te traite comme un enfant.
Biliyor musunuz? Son iki günü Jason'a, bana, aileme saygısızlık ederek geçirdiniz.
Écoutez, ça fait deux jours que vous manquez de respect à Jason, à ma famille et à moi...
Aileme bundan bahsettiniz mi?
Vous en avez parlé à mes parents?
Bazen aileme ait olamayacak kadar aptal hissediyorum kendimi.
Parfois, je pense que je suis trop bête pour ma famille.
Sydney aileme sızdığı için buna memnun olacak değilim.
Sydney a peut-être réussi à s'immiscer dans ma famille mais, moi, je ne l'aime pas.
Bütün aileme kavuştuktan sonra sor bunu bana.
Demandez-le moi quand j'aurais ma famille entièrement de retour.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]