Ailesi Çeviri Fransızca
10,836 parallel translation
Çocuğun ailesi belediyeye dava açıyor.
Les parents de l'enfant ont porté plainte contre la ville.
Ailesi... Ailesi Michigandan geliyor.
Ses, heu... ses parents arrivent du Michigan.
Anladığımız kadarıyla ailesi onun ölümüyle ilgili olarak seni suçluyorlar.
Nous avons cru comprendre que ses parents vous ont reproché sa mort.
Ailesi neredeydi?
Où étaient ses parents?
Komutanım, bunlar Audrey Sabatini'nin ailesi.
- Commandant, ce sont les parents d'Audrey Sabatini.
Bu "insanlar" onlarda etten kemikten onların da ailesi var.
Ces "personnes"... ils sont en chair et en sang... possèdent des familles.
Jake ve ailesi, benim için büyük zevk.
Jake et la famille, tout le plaisir est pour moi.
- Greggson Ailesi.
La famille Greggson.
Kızın kimsesi yok. Ne ailesi ne de arkadaşları var!
Elle n'avait pas de famille, pas d'amis.
Aynı zamanda Liz'in ailesi ve dostlarına olan sevgi ve desteğimizi göstermek için buradayız.
On est aussi ici aujourd'hui pour témoigner de notre amour et de notre soutien à la famille et aux amis de Liz.
Ve bilmelisin ki sürekli tekrar eden en büyük kâbusum Adams Ailesi'ndeki Lurch'ün karlı havada ben ve Noel Baba'yı kovalaması.
Oh, et pour ta gouverne, mon pire cauchemar, qui est aussi récurrent, est que moi et le père Nöel nous fassions poursuivre dans la neige par Lurch de la famille Adams.
Ailesi yerli.
Sa famille ne vit pas ici.
White'ın ailesi California'da oturuyor.
Les parents de White habitent en Californie.
Ve Emmet'in ailesi ondan uzak durman için karar aldırıyor.
Et les parents d'Emmet ont rempli une injonction de mise à distance.
Rheanna hiçbir zaman ailesi olmadı.
Rheanna n'a jamais eu de famille.
Yani o kurbanların, ailesi olduğunu düşündüğü için mi tek başına hareket ediyor diyorsunuz?
Tu crois que c'est à cause de cette histoire qu'elle est solitaire?
Çalışanları Malachi'nin ailesi gibidir.
Malachi veille sur ses employés.
Ailesi evimize gelmesine izin veren tek arkadaşımdı.
Il était le seul que les parents laissaient venir chez moi.
Biz onun ordusuyuz, ailesi değiliz.
Nous sommes son armée, Nous ne sommes pas sa famille.
Spencer'ailesi ramsey scott ı tanımadığını söyledi. spencer ın tanığı ile.. .... onun hiçbir ilgisi yoktur.
Les parents de Spencer disent qu'ils ne connaissent pas Ramsey Scott, l'homme qui a été témoin de la mort de Spencer, et ce Spencer n'a aucun lien avec lui, non plus.
- Peki ya ailesi?
Et sa famille?
- Ailesi yoktu, bu yüzden görev için kusursuz bir adaydı.
Aucune, ce qui fait de lui le candidat parfait pour la mission.
Bay Reyes'in ailesi vardı.
M.Reyes avait une famille.
Bu Wayne Ailesi'nin arması.
C'est la crête de la famille Wayne.
Galavan neden Wayne Ailesi'ne ait antik bir bıçağı istesin ki?
Pourquoi Galavan veut un ancien poignard qui appartenait aux Wayne?
Wayne Ailesi, öfkeden kudurmuştu.
Les Wayne... ils étaient pris d'une folie enragée.
Peki ya ailesi?
Qu'en est-il de sa famille?
7 kuşaktır Wayne ailesi ahlaksızlık ve yolsuzluk içinde yuvarlandı.
Depuis sept générations, la famille Wayne croupit dans le vice et la corruption.
- Eğer bunu gerçekten düşünüyorsanız, onu ailesi öldürdü.
Si on y réfléchit vraiment, ce sont ses parents les coupables.
McCawley ailesi insan olabilir ama bizim insanlarımızdı.
Les McCawley avaient beau être des humains, c'étaient nos humains.
O adamın bir ailesi, bir hayatı vardı.
Cet homme avait une famille. Il avait une vie.
O kız sırf ailesi Olive Garden'ı kurdu ve öğürme refleksi yok diye kendini bir şey sanan kaltağın tekiydi.
C'était une salope qui se sentait supérieure parce que sa famille a fondé l'Olive Garden et elle ne vomissait pas.
Ama ailesi onu aramaya gelmeyecek mi?
Mais ses parents ne vont pas venir la chercher?
Bu Sandberg ailesi.
C'est la famille Sandberg.
Bekle, Gary Coleman'nın ailesi onun böbreğini mi çalmış?
Attends, les parents de Gary Coleman lui ont volé ses reins?
Tüm ailesi Ohio'da.
Sa famille est dans l'Ohio.
Olumsuz. Ailesi ölünce 18 yaşına dek koruyucu aile sistemindeymiş.
Après leurs morts, il a été placé dans le système d'adoption jusqu'à ses 18 ans, et la piste se finit là.
Ailesi bir yerde birinin onunla ilgili bilgi sağlayacağı konusunda ümitli.
Sa famille garde l'espoir que quelqu'un, quelque part, apportera des informations permettant de la localiser.
- Rosenberg ailesi siz misiniz?
Vous êtes les Rosenberg? Oui.
Ailesi boşanıyormuş ve özür dilemek için bana tatlı yapmış.
Ces parents sont entrain de divorcés, et il m'a fait un dessert d'excuse,
Bu insanlar onun ailesi gibi olmaya en yakın kişiler.
Ils sont ce qui se rapproche le plus d'une famille.
Ailesi ölünce 2.5 milyon miras olarak ona kalacak.
Il attend 2,5 millions de dollars une fois que ses parents ne seront plus là.
Konuşacağı bir ailesi yok.
Aucune famille à qui parler.
Ben küçükken ailesi ailemle arkadaştı.
Quand j'étais plus jeune, sa famille était amis avec ma famille.
Evlerine uğradım fakat ailesi görüşmek istemiyor.
Sa famille refuse de me parler.
Ailesi fidyeyi ödemiş fakat yine de öldürmüşler.
Pourtant la famille avait payé la rançon.
Ne zaman Bay Florencio ailesi ile birlikte denize açılmaya gitse evi bana emanet eder.
Chaque fois que Florencio part en bateau avec sa famille, il me confie sa maison.
Hwang ailesi için ben de bu kökler gibiyim.
De la force... Hyungnim.
KENYON AİLESİ
La famille Kenyon
Ben Bente'nin ailesi değilim.
Bente, c'est pas ma famille.
Bu çocuğun ailesi burada mı?
- Aah!