Akiko Çeviri Fransızca
110 parallel translation
Biraz çay alsaydın, Akiko
Akiko, viens prendre du thé.
Bu arada, Akiko nasıl?
Pendant que j'y pense, que fait Tokiko?
Akiko hiç sözünü etmedi.
Akiko ne m'en a jamais rien dit.
Akiko ne yapmış?
Qu'est-ce qu'elle a fait, Akiko?
Akiko, gel yanıma otur.
Akiko, vient t'asseoir près de moi.
Ben Akiko Sugiyama'nın kız kardeşiyim.
Je suis la sœur d'Akiko Sugiyama.
Neyin var, Akiko?
Akiko, qu'y a-t-il?
Akiko, sen de.
Toi aussi, Akiko.
Akiko'dan ne istiyorlardı?
Qu'est-ce qu'ils voulaient à Akiko?
Akiko, seni neden karakola aldılar?
Akiko? Pourquoi as-tu été emmenée au poste de police?
Akiko, sana soruyorum.
C'est à Akiko que je m'adresse.
Akiko, orada ne işin vardı?
Akiko, qu'est-ce que tu faisais là-bas?
Akiko, en iyisi sen git yat.
Akiko, tu ferais bien d'aller te coucher.
Akiko yalnızlık çekiyor.
Akiko se sent seule.
Akiko?
Et Akiko?
Akiko için uygun mu yani!
Comme mari pour Akiko.
Akiko'ya annesi olduğunuzu söylemeyin.
S'il te plaît, ne révèle pas à Akiko que tu es sa mère.
Akiko sizi hiç hatırlamıyor.
Akiko ne sait pas qui tu es. Elle n'a aucun souvenir de toi.
Akiko Sugiyama
Akiko Sugiyama.
Akiko...
Akiko...
Sen misin, Akiko!
Oh! C'est toi Akiko?
Ama Akiko, çok sayıda mutlu evlilikler var.
Mais Akiko, il y a beaucoup de mariages heureux.
Baksana, Akiko bizim eve gelip, borç para istedi.
Au fait, Akiko est venue nous demander de lui prêter une somme d'argent.
Bak Akiko, bundan babama asla bahsetme.
Mais, écoute-moi, Akiko, n'en parle jamais à Père.
Akiko, o ne demek öyle?
Akiko, qu'est-ce que tu racontes?
Akiko!
Akiko!
Beni affet, Akiko
Je suis désolée Akiko.
Akiko, buna tüm kalbinle inanmak zorundasın.
Akiko, ce que je viens de dire, tu dois le croire.
Akiko, müşterilerimizden biri senden bahsediyordu.
Akiko, un des clients a parlé de toi.
Neyin var, Akiko?
Qu'est-ce qui se passe, Akiko?
Yaşayacaksın tabii.
Mais tu vas vivre, Akiko.
Akiko öldü.
Akiko est morte.
Bunu Akiko'nun mezarına koymanı istiyorum.
Je veux offrir ceci... c'est pour Akiko.
Michiko'nun da Akiko gibi hissetmesini istemiyorum.
Je ne veux pas que Michiko ait les mêmes problèmes qu'Akiko.
Ona karşı iyiydin ama Akiko yine de yalnız hissediyordu.
Tu as été merveilleux pour elle. Pourtant, Akiko a ressenti un manque.
Akiko artık yok.
Akiko n'est plus là maintenant.
Diğer taraftan, Akiko kırkını devirmiş bile.
Je ne dis pas le contraire. D'ailleurs, Akiko a plus de 40 ans.
Akiko ve Ayako da geldi.
Akiko et Ayako nous ont rejoints.
Mamiya, Akiko'nun daha iyi olduğunu söyledi.
Mamiya dit qu'il préfère Akiko.
Hangisini seçerdin? Akiko'yu, değil mi?
Laquelle choisirais-tu?
Her şeyi biliyorum.
Tu préférerais aussi Akiko.
Olurda Ayako evlenirse, Akiko külliyen yalnız kalacak.
Au fait, quand Ayako sera mariée, que deviendra Akiko?
Akiko eskisi gibi güzel mi?
Elle est toujours aussi belle?
Taguchi hala Akiko'yu tercih ediyor.
Taguchi dit qu'il préfère la mère.
Evet, kıvırabiliriz. Akiko hala güzel bir kadın. Birini bulması zor değil.
Akiko est si belle qu'elle ne manquera pas de candidats.
ona açabilirsin.
Demande à Akiko.
Kiminle deyince, yüzsüz yüzsüz, "Akiko'yla tabii." dedi.
Akiko s'il était veuf.
Akiko'nun kızından söz ediyorduk.
On parlait de la fille de Miwa.
Akiko'nun gençliğine mi benziyor?
Ressemble-t-elle à sa mère au même âge?
Akiko'yu.
Akiko, bien sûr.
Akiko.
Écoutez-moi bien...