Alcohol Çeviri Fransızca
13 parallel translation
Alkolle sinsilik yaptığında çok tatlı oluyorsun.
( chuckling ) tu es si mignon quand tu caches de l'alcohol.
Ama sistemlerine, alkol ya da uyuşturucu gibi zehirli bir şeyi sokmalarına bunları içlerinde tutmalarına inanmak zor.
But? Difficult to think that a person can enter stuff harmful as drugs and alcohol in his system and that the body the bear.
Kanındaki alkol seviyesi, limitlerin altında çıkarsa fena halde şaşırırım.
Je serais surpris que son alcoolémie descende en dessous de 1 gramme. ( NdT : BAC Blood Alcohol Content )
"Kapanış saati, alkol için son çağrı..."
"Closing time, one last call for alcohol..."
Bu şapkayı Brittany, Blame It On The Alcohol şarkısını söylerken takmıştı.
C'est le chapeau de Brittany dans Blame It ( On the Alcohol ).
Alkol Kulübü'nde Luwanda'yı bulmam lazım.
Je dois trouver Luwanda à l'Alcohol Club.
* Salt içki beni heyecanlandırmaz bile *
♪ mere alcohol never moves me at all ♪
My wife used to say the last bit of alcohol was the "angry inch" of the bottle, and it was that inch that cost me everything.
Ma femme disait souvent que la dernière goutte d'alcool était le millilitre de colère dans la bouteille, et c'est ce millilitre qui m'a tout coûté.
Her ne kadar içki içmesini bilmeseler de.
Même s'ils ne tiennent pas l'alcohol.
Denatüre alcohol, kimyasal dengeleyiciler...
Alcool dénaturé, stabilisateurs chimiques...
â ™ ª As she backed him up against the wall â ™ ª â ™ ª He can't explain this â ™ ª â ™ ª He's full of that juice and alcohol â ™ ª
♪ Comme elle l'a retourné contre le mur ♪ ♪ Il peut pas expliquer ça ♪ ♪ Il est rempli de jus et d'alcool ♪
Belki aşağıdaki likör dükkanına, bar söylersin.
Au fait, tu voudrais pas répandre la nouvelle, genre chez le vendeur d'alcohol, ou à la Palourde.
Dolayısıyla silkinip kendime gelmeli, yapabileceğimin en iyisini yapmalıyım.
♪ Mere alcohol doesn't move me at all ♪ Et, euh, je dois y faire attention, et je dois faire de mon mieux ce soir.