Anavatan Çeviri Fransızca
392 parallel translation
Dünyadaki bütün Almanlar için anavatan.
La Patrie de tous les Allemands dans le monde.
Anavatan İngiltere.
La mère patrie.
Anavatan veya değil, hepsi aynıdır!
Pour les riches, mère et marâtre c'est pareil.
Bir insan nerede kazanıyorsa, orası anavatanıdır.
La patrie, c'est là où est le profit.
Memleketimiz Fransa'ya iyi günde de kötü günde de sevdiğimiz anavatanımıza iyi günde de kötü günde de sevdiğimiz anavatanımıza ulaşmak için elimden geleni yapacağıma söz veriyorum.
"Promets de faire tout mon possible." ... pour rejoindre la France, notre pays... "Pour rejoindre la France, notre pays."
Anavatanım ay! O bizden biri değil.
C'est mon pays, la lune.
Anavatanımız dalları budaklanmış bir ağaç gövdesinden başka bir şey değildir.
Or la terre de nos pères a les membres coupés aux coudes et aux genoux.
Size kendim ve oğlum için değil ama anavatanımızın birliği için yalvarıyorum.
Je parle non pour moi, non pour mon fils... mais pour l'unité de la terre russe.
Siyah kanatları cesaret edemez, Anavatanımız üzerinde uçmaya.
Les ailes noires ne doivent pas survoler notre Patrie.
"Yaşam Anavatanına hizmet etmen demektir".
Vivre c'est servir son pays.
Ama anavatanınıza dönebilirdiniz, Fransa'ya.
Mais vous auriez pu retourner dans votre pays, la France.
Anavatanını tekrar sevmeye başladın.
Vous aimez encore votre pays.
Anavatan.
La patrie.
"Anavatanı yabancı elmas bağımlılığından kurtaranlara."
"A ceux qui ont délivré la Patrie de sa dépendance aux diamants étrangers."
Anavatan, burası Sekiz Düzlemli.
Patrie, ici Octahedron.
Anavatan, Sekiz Düzlemli arıyor.
Patrie, ici Octahedron.
Burası Anavatan, Sekiz Düzlemli cevap ver.
Ici Patrie, appelle Octahedron.
"Anavatan, bir yuva arıyor."
"une patrie, un foyer."
Buraya Filistin'e bir Yahudi anavatanı kurmaya geldiniz.
Pour bâtir une patrie juive en Palestine.
Ve son olarak... anavatanı Avrupa'da kralların huzurunda... gösteriler yapmış... ve sihirbazlık maharetiyle ünlenmiş, Bayan Angela Rossini.
Dernière mais non des moindres, elle jouait il y a peu devant les têtes couronnées d'Europe, sa terre natale, renommée pour ses tours de prestidigitation, Mlle Angela Rossini.
Sonra Anavatanı kurtarmak mümkün olmayacak.
Personne ne pourra plus sauver notre patrie.
Evine dönmek nasıl bir duygu? Anavatanına.
Comment te sens-tu depuis ton retour au pays?
Ah, evet. Anavatanım...
La terre natale est bonne.
Burası Anavatan'ın kalbinden yayın yapan, Norddeich Radyosu uzak ve ıssız denizlerdeki kahraman savaşçılarımıza müzik ve kişisel mesajlar getiriyor.
C'est la radio Norddeich, du cœur de la patrie, apportant musique et messages personnels à nos vaillants combattants loin dans des mers solitaires.
Oğlunun acımasız bir tutucuya dönüştüğünü görüp hala Anavatanın küflü kavramlarına inanmak gerçek manada cesaret gerektirir.
Ça demande du courage de voir son fils devenir un fanatique sans merci et de continuer à croire aux concepts moisis de la patrie.
İmparator ve anavatanımız için!
Pour le Kaiser et le Vaterland.
Fransa anavatanınızdır.
Vite, vite, descendez.
Anavatan'da durum nasıl?
Comment se porte la patrie?
Anavatanımıza dönmemiz yolunda bize liderlik etmesi için kaderin seçtiği adam daha önce olduğumuz ve tekrar olacağımız isimler ile kendi ismi eşanlamlı olan yeni liderimiz, büyük Martin Bormann.
L'homme que le destin a choisi pour nous ramener dans notre patrie. Celui dont le nom est devenu synonyme de tout ce qu'on a été et peut être à nouveau. Notre nouveau chef, le grand Martin Bormann.
# Anavatanım #
Mon pays /
Anavatanım İspanya'dan ithalat işindeyim. Bu dairede yalnız yaşıyorum...
" J'habite seul cet appartement trop grand pour un célibataire.
Anavatanım.
Ma patrie!
Çünkü, baylar, anavatan için böyle muzaffer birs avaşta şehit olmak, hele ki İtalyan halkı için bizzat savaşan Majestelerinin zeki ve yiğit Komutanı ile beraber tam anlamıyla bir şereftir.
Parce que, Messieurs, il est beau de mourir pour la patrie dans la guerre glorieuse que livre le peuple italien sous le commandement génial et héroïque de Sa Majesté le Roi!
Bugün anavatanımız için bir zafer olmak üzere.
Aujourd'hui, nous assisterons au triomphe de notre pays.
"Fransa'yı muzaffer Anavatanın bir parçası yapmaktaki rolü için."
"pour avoir inclus la France dans la glorieuse patrie."
Artık anavatan değil, mezarımız.
Elle n'est plus notre mère, mais notre tombe.
# Sadece varsıl insanların anavatanı vardır #
Seuls les riches ont une patrie
İşçiler için anavatan!
Une patrie pour les ouvriers!
Hepinize sesleniyorum. "Buğdayın anavatanı." Mısır... Buğday...
Il veulent créer une région pour le blé et le bétail!
Anavatan'ın mimberi.
L'Autel de la patrie.
Bütün şehir, anavatanın görkemli, yola giren kaderiyle liderimizi kutlamak ve ona olan güvenini göstermek için oradaydı.
La ville a entouré le chef, proclamant sa foi en la destinée invincible et glorieuse de la patrie impériale.
Anavatanımız ve Milli Şefimiz için müthiş bir zafer. "
"Pour la gloire de notre patrie et de notre Duce!"
Yani, anavatanını kurtaran bir adamın.
ET SAUVER SA PATRIE.
- O domuza anavatanını satmak yetmez. Sizi de satar.
APRÈS LA PATRIE, C'EST VOUS QUE CE PORC TRAHIT.
Bugün ülkemiz, anavatanımız için çok önemli bir gün...
Aujourd'hui, c'est un grand jour pour notre patrie.
Anavatanımız için.
Pour la Mère Patrie.
Anavatanı elbirliğiyle saflaştırdığımızda...
Quand nous serons purs Pour la mère patrie
Anavatan için büyük bir fedakarlık yaptın.
Tu as fait un grand sacrifice pour la mère patrie.
Annenizin babanızın kardeşizin adlarını unutabilirsiniz. Ama, bayrağın neyi işaret ettiğini : Sevgili anavatanımızın ulusumuzun sembolü.
Vous pouvez oublier le nom de votre mère.... celui de votre père, de vos frères... mais pas le drapeau, symbole de la patrie.... notre mère à tous.
Barakadaki bir adam bile anavatanını düşündüğünde saraydaki bir kral gibi, hisseder kendini.
L'homme qui vit dans une cabane dans l'idée de la patrie... habite le Quirinal ou Villa Torlonia.
Kemiklerimiz un ufak olsa bile anavatanımız Negoro'ya geri döneceğiz.
Même au prix de notre mort, nous devons retrouver notre patrie!