English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ A ] / Aramış

Aramış Çeviri Fransızca

5,621 parallel translation
Burada dediğine göre müvekkiliniz evinde Dwight'a saldırdıktan sonra sizi aramış.
Cela indique que votre client vous a appelé après avoir agressé Dwight chez lui.
Polisi aramış mı?
Il a appelé la police?
Bu arada sıcak yogadayken kıçımla sizi aramış olabilirim.
Au fait, mes fesses vous ont peut-être appelé pendant le yoga.
Ayrıca başka birini de aramış.
Mais aussi quelqu'un d'autre.
Sahil evindeki sabit hattan babasını aramış, bu şekilde öğrenmiş olmalı.
C'est elle qui a appelé son père depuis la ligne fixe de la maison de bord de mer, donc elle devait être au courant.
Benim için ofisi aramıştı, bu yüzden bende geri dönmeyi çalışıyordum
Elle voulait me parler, je suis allé la voir.
- Ve 911'i aramış.
Puis il a appelé le 911.
Ekibi bütün binayı karış karış aramış.
Son équipe a cherché partout.
Allison aramış olmalı.
Allison a dû appeler.
Birkaç kere Christine Locke adında genç bir kadını aramış.
Il a appelé une dénommée Christine Locke plusieurs fois.
Nighthorse Sam Poteet'i aramış, şimdi onun için çalışıyor.
Nighthorse a donc appelé Sam Poteet, qui travaille pour lui maintenant.
Bir kadın başkanlık ofisinden aramış.
Une femme qui disait être du bureau du Président.
S.P.K. Sidwell'i aramış ve Logan Sanders'ı da aradıklarından eminim ve bu da Harvey o hisseleri kullanamayacak ve ipleri benim elimde demektir.
La commission a appelé Sidwell, et je te garantie qu'ils ont appelé aussi Logan Sanders, ce qui veut dire que Harvey ne peut pas utiliser ces actions, et je mène la barque maintenant.
Teknelerden biriyle göle açılmayı planlayan Maddy'i aramış.
Elle a appelé Maddy qui allait prendre un bateau pour naviguer sur le lac.
Bakalım biz onu bulmadan önce kimi aramış.
Voyons qui est la dernière personne qu'elle a appelé.
Evet, senin olmadığın saatte Rose Marquez polisi aramış.
Oui, au moment où Rose Marquez a appelé la police.
- Alt kattaki birkaç kişi saat 19 : 50 civarında boğuşma sesleri duymuş ve 911'i aramış.
Le couple à l'étage du dessous a entendu une bagarre à 19h50 et a appelé le 911.
Anton o gece okulunun oradaki bir ankesörlü telefondan onu aramış.
Anton l'a appelé cette nuit-là depuis une cabine téléphonique située à côté de la fac.
Katil bir şey aramış.
Le tueur cherchait quelque chose.
Anton'un cep telefonu yoktu eğer acil telefon açması gerekiyorsa yakınlardan bir yerden aramış olmalı.
Écoute, Anton n'avait pas de portable, donc s'il avait vraiment besoin de téléphoner il ne serait pas allé loin.
- Kimi aramış?
- Qui?
- Emlakçı yine aramış annemi. - Ne olmuş?
Maman a reçu un autre appel de son agent immobilier.
Oscar polisi aramış.
Oscar a parlé à la police.
Polisi aramış izlenimi vermiş olabilirim.
J'ai peut-être fait semblant d'appeler les flics.
Boks salonuyla ilgisi olan birini aramış mı bilmek istiyorum.
J'ai besoin de savoir s'il a appelé quelqu'un lié avec le gymnase de boxe.
Dün 15.02'de Stan Kingston'ı aramış.
15h02 hier, il a appelé Stan Kingston.
- Bobby Moore dün saat 3'te sizi aramış.
Bobby Moore vous a appelé à 15h hier.
- Fırsat olmadı ama doktorlar aramış.
- Je n'ai pas eu le temps, mais les docteurs l'ont fait quand je suis arrivée.
Dün akşam beni aramış ama bu sabah fark ettim.
Il a essayé de m'appeler hier soir mais je n'ai eu le message que ce matin.
Üniversitenin son sınıfında eski sporcu erkek arkadaşı Paul Watson'un onu takip etmeye karar verdiğinde TAU'yu aramış.
Elle a contacté TAU il y a 2 ans quand son ex-copain Paul Watson a décidé Il l'a harcelait durant sa dernière année de lycée.
Aramızda sırlar varken bunu yapamayız.
Nous ne pouvons pas le faire avec des secrets entre nous.
Ama aramızdaki bu bağı kaybetmeyelim,... elimde o yazıyı tuttuğumdan ve birbirimize Houston Sokağı'nın karşısından gülümsediğimizden beri sahip olduğumuz bağı.
Mais ne renonçons pas à ça, nous, ce que nous avions quand je t'ai montré ce panneau et que nous nous somme souri à travers Houston Street.
Sanırım aramızda bir köstebek varmış.
On dirait qu'il y a une taupe dans l'opération.
Sanırım aramızda bir köstebek varmış.
Woodford.
Anne, Kya Teyze, aramıza biri daha katıldı. Bu heykel, bükücülerin yeteneklerinin sınırlarını genişleten ilk metal bükücü Toph Beifong anısına yapılmıştır.
on en a un autre! qui a élargi les horizons de tous les maîtres.
Harvey'i duygusal göstermeye çalışıyorsun çünkü bu kavganın aramızda yol açabileceği şeylerden korkuyorsun.
Tu essaies de rendre Harvey un peu humain, parce que tu as peur de ce que cette bataille pourrait nous faire.
Aramızdaki sır buydu işte.
C'était notre secret.
Sen DCS'deyken aramızda bir sürü sır vardı ama farklı hissettiriyordu, çünkü aynı çatının altında, aynı insanlarla çalışıyorduk.
Quand tu étais DCS, il y avait plein de secrets entre nous. Mais c'était différent, car on était sous le même toit, travaillant pour les mêmes personnes.
Sınavlar ve aramızdakiler yüzünden çok gergindim.
J'étais vraiment stressée... À propos des exams et de nous.
Bak Emily, Raj'la aramızda olan uzun zaman önceydi.
Ce qui s'est passé entre nous, c'était il y a longtemps.
Evet, para gibi salak saçma bir şeyin aramıza girmesini istemem.
Je ne veux pas que l'argent s'interpose entre nous.
Daha büyük Volm birliği aramızda olursa sınırsız bir destek sunabilirler.
Si les grands Volms sont à portée, ils pourraient nous offrir un support incommensurable.
- Belki de değilsin ama aramıza şüphe tohumları ekip amacı zayıflatmak için kadın eteğinin arkasından çalışıyorsun.
Mais vous semez le doute dans nos esprits, travaillant à couvert derrière vos jupes pour saper la cause.
Aramızdaki bu durum asla değişmez.
Et tout ce qui s'est formé entre nous, ça ne se terminera jamais.
Birlikte normal bir hayat yaşayabileceğim iyi birini bulmamı ve aramızdaki şeyin sonlanması gerektiğini söylemiştin.
Tu as dit que je doit trouver un homme bon. un homme avec qui j'aurais une vie normale, et ceux que nous vivons doit s'arrêtez.
Özür dilerim Majesteleri, ama istemeden kulak misafiri olduğum habere göre Avatar bugün aramıza katılamayacakmış.
Nos excuses, Votre Majesté. J'ai entendu que l'Avatar n'arriverait pas aujourd'hui.
Nusrat hamile kaldığında. Siz öğrendiğinizde biz de öğrenmeliyiz. Aramızda sır olmasın lütfen.
Dès que la conversation tourne sur les bébés, c'est le signal pour les hommes de partir.
Seni sevdim, ve sen kimseye söylemeyeceğim salak bir sırrın aramıza girmesine izin verdin çünkü bana güvenemedin.
Je t'aimais, et tu as laissé un stupide secret dont je n'aurais parlé à personne se mettre entre nous car tu ne pouvais pas me faire confiance.
Bu aramızdaki her neyse onu insanlara açıklamaya hazır mısın gerçekten?
Tu te sens vraiment prêt à expliquer le "truc" qui se passe entre nous?
Aramızda birşey yaşanmadı.
Rien ne s'est passé ici.
Mayans'la aramız iyi.
On s'entend avec les Mayans.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]