Aristo Çeviri Fransızca
175 parallel translation
Ya da Plato, Aristo ve İsa'ya bakarsak onun bittiği yerde. Dünyevi problemlerimiz çözülür, ama daha büyük problemler başlar.
Nos soucis disparaissent pour de plus larges horizons.
Hayır, Aristo'nun da dediği gibi...
" Qui méprise le monde
Flostre çok akıllı olabilir, Aristo'dan bu yana en büyük filozof olabilir.
Flostre est peut-être le plus grand philosophe depuis Aristote.
bir 50 milyon yıl daha ve puf, Aristo olacaksın Galileo, Michelangelo, Mozart, Shakspeare.
50 millions d'années plus tard, tu seras Aristote, Galilée, Michel-Ange, Mozart, Shakespeare.
- Eğer yanılmıyorsam, Aristo şöyle demiş- -
Après tout, Aristote disait...
Ve Aristo'dan bahsetmeye başlayınca ben de odama çıkıyorum.
Et si vous commencez à citer Aristote, je vais dans ma chambre.
Aristo'nun yürüdüğü yerlerde yürümek istiyorum.
Je veux fouler Ia même terre qu'Aristote.
Bu demektir ki, Aristo tam da şu noktada ayakta durmuş olabilir.
Ça veut dire qu'Aristote s'est peut-être tenu ici-même!
Illia'nın Aristo'ya fazla sempati duyduğunu sanmıyorum.
Je ne pense pas qu'IIIia aimerait beaucoup Aristote.
Aristo mu hastaydı?
Aristote, malade?
Çünkü gelmiş geçmiş en büyük Yunan, Aristo, mantığı keşfetmişti.
Parce que c'est Aristote, Ie plus grand des Grecs, qui a inventé Ia logique.
- Aristo...
- Qui? - Aristote...
Ne dediği umurumda değil, Aristo'nun.
Je me fiche de ce qu'iI a dit.
Socrates, Plato ve Aristo.
Socrate, platon et Aristote.
Ve benim dostum, Aristo'dur.
Et ça, mon ami, c'est Aristote.
Kral Aristo'yu öldürüp tacını sen giyeceksin.
Tu tueras son roi Ariste et tu porteras sa couronne.
Burada Aristo'nun tacını elinden alacağın yazıyor, ama Zeus'a göre zamanı geldiğinde tacı Aristo'nun çocuklardından birine bırakacaksın.
Il est aussi inscrit qu'après avoir conquis le trône d'Ariste... tu en seras dépossédé quand ce sera la volonté de Zeus... par l'un des enfants d'Ariste.
- Aristo'nun çocuğu kalmayacak.
- Alors Ariste n'aura pas d'enfants.
- Sen Aristo'nun kızı mısın?
Es-tu Brisis, la fille d'Ariste?
Kızkardeşi ve öldürülen babası Aristo için dua ediyor.
Pour sa sœur et pour son père assassiné, Ariste.
En azından Aristo böyle düşünüyordu.
C'était en tout cas l'opinion d'Aristote et...
" Ve yüzde 0.1'i de Aristo üzerine ders işlenirken.
0,1 % durant les cours sur Aristote.
Şu Aristo'nun Wisconsin eyaletinde ders çizelgesinde olmasına şaşırdım.
Je suis surpris qu'Aristote figure au programme du Wisconsin.
Hem yürüyüp, hem de öğrencilerine tinsel konularda ders veren Aristo'ydu.
Ce n'était pas Aristote qui donnait ses cours en marchant... autour du Lyceum et en parlant de l'âme?
Kuzeyden Paris'e gelmişti. Zihni ise Aristo'nunki kadar düzdü. Ve bedeni şehvetle doluydu.
Il est descendu à Paris du nord avec l'esprit d'Aristote... et une forme de péché mortel.
Prizmanın renkli ışık oluşturduğu Aristo kadar eski bir bilgidir.
Maintenant, naturellement, le fait que le prisme vous donne une lumiere colorée est au moins aussi vieux qu'Aristote.
Gezegenlerin dünyadan görünüşünü modelleyen, Aristo ve Batlamyus gibi Yunanlılara benzer şekilde, mekanik bir harikadan çok,... entelektüel kavramsallık başarısı yakalamıştı.
mais plus que la mécanique merveilleuse est la conception intellectuelle, qui vient d'Aristote et de Ptolémée et des Grecs, qui est la vue des planètes comme vu de la terre.
Sonuçta Batlamyus ve Aristo'nun ateşli fikirleri de,... Hıristiyan öğretisine böyle dönüşmüştü.
Après tout, c ´ était comme les idées païennes de Ptolémée et d'Aristote sont devenue la doctrine chrétienne en premier lieu.
Aristo da öyle.
Et Aristote!
Petrarca Aristo ile konuşacağım. Ve seninle, Torquato Tasso sevgili dostum, bu trajik anda senin mısraların geliyor aklıma.
l'Arioste et toi, Le Tasse, mon tendre ami, dont les vers me reviennent en mémoire en ce moment suprême :
Platon ve Aristo döneminde Atina büyük bir köle nüfüsuna sahipti.
Au temps de Platon et d'Aristote, Athènes regorge d'esclaves.
Platon ve Aristo köle toplumunda konumlarını koruyordu.
Platon et Aristote se complaisent dans une société esclavagiste.
Aristo, insanlığın Yunanlılar ve Barbarlar olmak üzere ayrıldığını iddia ediyor idi.
Pour Aristote, l'humanité comprend les Grecs... et les autres, qu'il appelle les "barbares".
Ben Hegel felsefesi, Bruce Aristo felsefesi öğretiyor bu Bruce da koyun ilaçlamadan sorumlu.
J'enseigne la philo hégélienne, Bruce la philo aristotélicienne, et Bruce déparasite les moutons.
Aristo, Aristo Şişeyi elinden bırakmazdı
Aristote on le note a jamais bu de flotte
Platon kalede. Sokrat ön sahada. Aristo da geri defansta.
Aristote, c'est l'homme en forme.
Aristo. Acragus'lu Empedocles ve yanında Democritus. İşte Arşimet.
Aristote, Empédocle et Déraclite, avec Démocrite, puis Archimède, Socrate... voilà, Socrate...
Bruno'nun düşmanları dedi ki : " Böyle düşünceler Aristo'nun yıldızlarını bile düşürürdü göklerden!
les ennemis de Bruno disent que de telles idées vont faire choir des cieux les étoiles fixes d'Aristote
Üstadım Aristo'ya, Yunan filozoflarına ve kendi olağanüstü, mantıklı zekasının becerilerine güveniyordu.
Mon Maître se fiait â Aristote, aux philosophes grecs... et à son propre et très remarquable sens de la logique.
Tamamen Aristo'nun eserleri üzerinde çalışıyordu.
Il se consacrait aux œuvres d'Aristote.
Bir Aristo uzmanı onlara göre değil.
Rarement les spécialistes d'Aristote.
Yine de, Aristo ikinci Poetika kitabını bir hakikat aracı olarak komediye adadı.
Dans le tome II de la Poétique, Aristote dit que... la comédie est instrument de vérité.
Aristo'ya, Ovid'e, Virgil'e...
Aristote, Ovide, Virgile...
Aristo'nun Poetika kitabının ikinci cildinin belki de geriye kalan tek kopyasını.
Je veux voir ce qui est sans doute l'unique exemplaire... du Tome II de la Poétique d'Aristote.
- Çünkü o Aristo'nun eseri.
- Parce qu'il est d'Aristote.
Bütün yapacağımız bir haftalığına burada gizlenmek, sonra da Bayan Miggins'e gidip, eski bir Fransız aristokrat bulmak, adamı bir gölete sokup çıkarmak, sonra baloya götürüp, bin ginemizi istemek.
On reste planqués ici une petite semaine puis on enlève un aristo chez Mrs Miggins, on le trempe dans la boue, on va au bal... et je touche mes mille guinées.
Bayan Miggins'e gidip, bir Fransız kibarı bulayım.
Allons chez Mrs Miggins choisir un vieil aristo.
Ve, sen soylu-domuz, tuzağa düştün.
Et toi cochon d'aristo tu es cuit!
Bunu sen mi söylüyorsun, soylu yaban domuzu?
Ha! Tu t'es vu truie aristo?
Yapacak hiç bir şeyim yok. Demek, galiba işkence yapacağım sana seni soylu melez! Melez mi?
J'ai rien à faire alors je vais torturer... toi, macaque aristo!
- Aristo!
- Aristote!