English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ A ] / Arrête

Arrête Çeviri Fransızca

97,574 parallel translation
Ed Burnett, Trish Winterman tecavüzüyle bağlantından dolayı seni tutukluyorum.
Ed Burnett, je vous arrête officiellement en lien avec le viol de Trish Winterman à Axehampton House.
Buna son veriyorum.
J'arrête.
Clive Lucas 28 Mayıs Cumartesi günü Axehampton'da Patricia Winterman'a yapılan tecavüz saldırısıyla ilişkili olmaktan dolayı seni tutukluyorum.
- Que faites-vous là? - Clive Lucas, je vous arrête en lien avec le viol de Patricia Winterman, commis à Axehampton House samedi 28 mai de cette année.
- Az önce okuldan ayrıldım.
- J'arrête mes études.
Bırakıyorum. Tercih benim!
J'arrête mes études.
Yapma Mikey!
Arrête, Mikey!
Mikey Michael Politano, kes şunu!
Mikey Michael Politano, arrête!
Met Kafa Charlie Adderall'la besledi diye zıplayıp duran o tatlı tavşan gibisin.
Tu es comme le lapin qui n'arrête pas de sauter, car il a été dopé par Charlie La Défonce.
Beni durdurmaya çalışma çünkü asla durmam!
Une fois que je suis lancée, on ne m'arrête pas!
Seth, hadi ama.
Seth, arrête.
Hadi ama.
Arrête.
- Ruthie, yeter.
- Arrête.
Kevin! Yeter!
Kevin, arrête!
Dur be!
Arrête!
Yeter be!
Arrête ça!
- Yok daha neler!
- Arrête avec ton mélo.
Sen de kusma.
Arrête de faire ça.
Durdur beni.
Arrête-moi.
Sakın ol canım.
Arrête, chérie.
Kes şunu!
Arrête!
Meşgul olduğunu söyledim ama arayıp duruyor.
Je lui ai dit que tu étais occupé, mais elle n'arrête pas de rappeler.
"Babacık" filan deme, anladın mı?
Arrête avec les "papa".
Boyuna kadar boka battığında dört elle sarıldığın film yıldızı kelamlarını es geçip sana bir şey anlatacağım.
Arrête ces conneries de vedettes de cinéma auxquelles tu t'accroches lorsque tu te sens dépassée et laisse-moi t'expliquer une chose.
Sürekli düşünüyorum da...
Je n'arrête pas de penser que...
Başka bir yolu var mıydı diye düşünmeden edemiyorum.
- J'arrête pas de penser... Y avait-il un autre moyen?
Yüzündeki o sefil ifadeyi de sil.
Et arrête avec ton air de chien battu. Allons.
Ne olur sus.
Arrête, s'il te plaît.
Seni hassaslaştırıyor.
Arrête de boire. Ça t'adoucis.
- Durdur.
- Arrête ça.
Hiç zahmet etme, Bob'a çoktan bundan sonra ayrılacağımı söyledim.
Pas la peine. J'ai déjà dit à Bob qu'après ça j'arrête.
- Bırak. Olmaz hayır.
- Non, arrête toi!
Scottie, dur!
Scottie, arrête!
Kes şunu.
Arrête ça.
Dur!
Arrête!
Seni tam orada durdurmama izin ver.
Je t'arrête tout de suite.
Artık bir River Vixen olduğuma göre ve sen de as takımda olacaksın Güçlü bir çift olacağımız fantezisi var kafamda...
Maintenant que je suis une Vixen et que tu vas jouer dans l'équipe, je nous vois comme ce couple populaire que rien n'arrête.
Zavallı çocuğu vuran kişiyi polis yakalayana kadar artık gece yarısı koşuları yok.
Plus de jogging à minuit avant que la police n'arrête le meurtrier.
- Kes şunu. - Tamam.
Arrête.
- Kes şunu.
- Arrête.
Gözaltında bir şüphelimiz var burada bulunamazsın.
- Taisez-vous. Nous avons arrêté un suspect. Vous ne pouvez être là.
Dün gece Ed Burnett'i tutukladıklarını duydum.
D'ailleurs, il parait qu'ils ont arrêté Ed Burnett hier.
- Ed Burnett'i gözaltına almışsınız doğru mu?
C'est vrai que vous avez arrêté Ed Burnett?
Leo Humphries'i tutukladık. Şu an evini ve iş yerini inceliyoruz.
Nous avons arrêté Leo Humphries et nous fouillons son entreprise et sa maison.
Leo, ilişkili bulunduğun üç ayrı tecavüz suçlamasıyla tutuklandığını biliyorsun.
Leo, vous savez que vous avez été arrêté pour trois autres chefs de viol :
Neden artık birlikte yaşamıyoruz demiştin?
Pourquoi on a arrêté de vivre ensemble, déjà?
Müvekkiliniz, bu anlaşmanın şartlarını ihlal ettiği veya herhangi bir sebeple burada itiraf ettiği gibi bir suç işlediği takdirde ek suçlamalarla birlikte tam olarak yargılanacağının farkında mıdır?
Votre client comprend que s'il enfreint ces conditions ou s'il est arrêté, les crimes qu'il confesse avoir commis feront l'objet de poursuites - auxquelles s'en ajouteront d'autres.
- Lütfen ya...
Arrête un peu.
Burası 1309, şüpheli göz altına alındı.
Équipe 1309, soyez prévenu, le suspect est arrêté.
Mesajlaşmamaya döndük yine.
On a arrêté de s'envoyer des SMS.
Tanrım. Pekala, bu kadar saçmalık yeter.
J'arrête.
Babam tutuklandı.
Papa a été arrêté.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]