English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ A ] / Arsenal

Arsenal Çeviri Fransızca

779 parallel translation
Bu silahın amacı nedir?
Pourquoi cet arsenal?
Elbette öyle ama cumartesi günü Arsenal Birmingham'a kaybederse çok da memnun olunmamalı.
Bien sûr, si Arsenal perd contre Birmingham samedi, je ne serai pas content.
Arsenal mi?
Arsenal?
Arsenal'i takip etmediğinizi biliyorum, ama inanın onlara oynamak iyi kazandırıyor.
Tu ne parles pas sur Arsenal mais ils ont des chances.
Elinizde fırsatlar var.
À Paris, vous avez tout un arsenal à votre disposition.
Sizin tek çareniz bizden, yani muhbirlerden alacağınız bilgiler.
Votre arsenal à vous... c'est notre intelligence à nous... les indicateurs.
Sanki koca bir cephane taşıyorsun.
Vous transportez un arsenal.
Çünkü hazine bir silah deposu gibidir.
Le Trésor est un arsenal.
Klasik cephanelik.
Tout un arsenal.
Fakat gelmeden önce, izinsiz Massachusetts'de Springfield cephaneliğinde durdum.
Mais en venant, je me suis arrété à l'arsenal de Springfield.
Atölyeye yerleştirdiğin cephanelik ne alemde?
Et vous faites quoi avec tout cet arsenal caché dans mon atelier?
Harita üstünde gösterilen cephanelik ve köşede tarih var.
Elle servait d'arsenal. La date se trouve au coin.
- "Demokrasinin silah deposu." - Ne?
- "Le grand arsenal de la démocratie".
Bir Arsenal...
Tout un arsenal...
İşte cephanelik, 64. Cadde ve 5. Bulvar.
L'arsenal se trouve ici au coin.
Belki cephaneliğe vardığımızda bize çay verirler.
A l'arsenal vous aurez du thé.
Cephaneliğe gidiyoruz.
A l'arsenal!
"New York Fizik Enstitüsü." Burası cephanelik değil.
Ça ne ressemble pas à un arsenal.
Banka muhafızından çok silahınız var.
Vous avez tout un arsenal, Commandant.
Elimizdeki her şeyle saldıracağız.
- Nous enverrons tout l'arsenal.
- Ama bunun için tüm donanmanın seferber olması gerekiyor.
Un arsenal pourrait la faire.
Buraya oldukça fazla cephane yığmışlar.
- lls ont un vrai arsenal là-dedans.
Parmaklarımı kırdım.
Je suis monté avec la moitié de mon arsenal.
Bu arada soruyu tekrarlamak istersen yarın 4'de cephaneliğe gel.
Mais vous pourrez réitérer votre question demain à 16h devant l'arsenal.
Zırhın yok biliyorum üniforman üzerinde ama sevgilime asılmak senin işin değil.
Je sais qu'on n'est pas devant l'arsenal et que vous êtes en uniforme, mais je doute qu'on vous ait donné l'ordre d'embrasser ma bonne amie.
Bir orduya yetecek kadar silahları var.
avec un véritable arsenal
Kraliyet şehri yakınlarında Çinlilerin mühimmat deposu var. - Yapabiliriz.
Les Chinois ont un arsenal près de la Ville impériale.
Tuan kraliçeye yenildiğimizi anlatırken tam o sırada havaya uçururuz.
Et on ferait sauter l'arsenal pendant la fête.
Silah fabrikası işçileri olarak, dikkatli olması sırası bize geldi. Haklısın.
A l'arsenal, va falloir qu'on se tienne à carrot.
Radarda uçakları görünce çılgına dönecekler ve bize saldıracaklar.
Ensuite, ils paniqueront et enverront tout leur arsenal.
- Şubatın 10 unda, eskortlar eşliğinde altı araba
- Un convoi de six chariots a quitté l'arsenal de St Louis.
SİLAHLIK
ARSENAL
Ve eklemeliyim ki : Mısır'ın varlığı ne olacak Eğer Mehdi Hartum'u ve Hartum cephaneliğini ele geçirirse?
Et que deviendra l'Égypte si le Mahdi prend Khartoum et son arsenal?
Bonnie'nin. Onlari Bonnie seçti. Silah fabrikasini soydugumuzun ertesi günü.
C'est Bonnie qui a choisi... le lendemain du vol de l'arsenal.
Dan, sezyum-138 ile düşük maliyetle atom bombası yapmak mümkün.
Dan, le césium 138 est l'élément clé d'un arsenal nucléaire à bas prix.
Senatör Townsend coşkulu konuşmalarından birisini yerel silah deposunda yapmış.
Le sénateur Townsend venait de finir l'un de ses discours enflammés à l'arsenal local.
Cephanelik?
L'arsenal?
Cephane.
Arsenal. Ici Khan.
Benimle cephanede buluş.
Retrouvez-moi à l'arsenal.
Vestiyer silah dolu.
Le vestiaire est un arsenal.
Cephaneliği kontrol et.
Vérifiez l'arsenal.
Metal değişime uğramış sanki. - Ya cephanelik?
- Et l'arsenal?
Ama öyle. Yıldız geminize bak, silahlarla dolu.
Votre vaisseau détient tout un arsenal.
- Silah deposuna gitseniz?
- allez donc à l'arsenal.
Meyers, bu insanları silah deposuna götür.
Meyers, accompagne ces gens à l'arsenal.
Uyku bastı. Silah deposuna kadar dayanamayacağım.
Je tombe de sommeil, je n'arriverai pas jusqu'à arsenal.
Silah deposuna iki kişi götürüyoruz.
Nous emmenons deux personnes à l'arsenal.
- Silah deposu burası mı?
- C'est ici, l'arsenal?
Onlara, bizi Silah deposuna bırakmaları söylendi.
ils devaient nous emmener à l'arsenal.
Duramayız şimdi, silah deposuna gitmeliyiz.
Ce n'est pas Ie moment de s'arrêter. Nous devons aller à l'arsenal et je pourrai dormir.
Askerler, cephaneliğe gidin.
À l'arsenal. Prenez fusils et munitions.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]