Audrey Çeviri Fransızca
3,753 parallel translation
Audrey'i sevdiğini söyledin.
Tu as dit que tu aimais Audrey.
Audrey'nin şu anda burada olmasını çok isterdim.
J'aimerais vraiment que tu sois Audrey en ce moment.
Audrey? Evet.
Audrey?
Çünkü Audrey olduğumu söyleseydim insanlar seni vurmamı isteyeceklerdi.
Parce que les gens voulaient que je te tue si j'étais Audrey.
Biliyorum Audrey.
Je sais, Audrey.
Sorunları bitirmek için yeni bir planım vardı ama şimdi Audrey olduğunu bildiğime göre daha kesin bir yöntem olan orijinal plana geri dönebiliriz.
et j'ai un tout nouveau plan, pour mettre fin aux Perturbations, mais maintenant que je sais que tu es Audrey, on peut reprendre le plan d'origine.
Ayrıca ben Audrey değilim.
Non, et je ne suis pas Audrey.
Audrey, bu son şansımız!
- OK, chut. Audrey, c'est notre dernière chance!
Audrey, gitmene izin veremezdim.
Audrey, je ne pouvais pas te laisser partir.
Benim Audrey olduğumu öğrenmeyecekler.
Ils ne sauront pas qui je suis.
Edeceksin çünkü etmezsen daha çok insan ölecek ve bunlar Audrey Parker'ın değer verdiği insanlar olacak.
Si, tu le feras, parceque sinon beaucoup plus de gens vont mourir... et des personnes auxquelles Audrey Parker tient.
Keşke Audrey için yapabileceğim daha fazla şey olsaydı.
J'aurais souhaité faire plus pour Audrey.
Audrey ve William arasındaki bağ hakkında bilse bilse Vince ve Dave bir şeyler biliyordur.
Si quelqu'un sait quelque chose sur cette connection entre Audrey et William, C'est Vince et Dave.
Audrey'e çok üzülüyor ve ben ona yardım edecek birine ihtiyacı olacağını düşünüyorum.
Il est très inquiet pour Audrey, et je veux juste... je crois qu'il va avoir besoin de quelqu'un pour le soutenir...
Ona zarar vermek, Audrey'e de zarar veriyor. Bu da onu üstünden gelinmesi güç biri yapıyor.
Ecoutes, si le blesser fais du mal à Audrey, ça va être dur de faire avec.
Audrey, nasılsın?
Audrey, comment tu vas?
Audrey, ne oldu?
Audrey, qu'est ce que c'est?
Unuttun galiba, Audrey o ahıra girdi.
Dans le cas où tu aurais oublié, elle a été dans la grange.
O Audrey'i tanımıyor.
Il ne connait pas Audrey.
Audrey de William'ın, küreleri sorunlu insanlarda kullanarak onları kontrol edebildiğini söylemişti.
Et Audrey a dit que William contrôle les orbes, en les utilisant sur les personnes perturbées.
O da Audrey gibi iyileşmiş.
Guéris, tout comme Audrey.
Aslında Dorrit Audrey'in ailesiyle birlikte uzaktayken kendime ait bir yerim olması eğlenceliymiş.
C'est sympa d'avoir la maison pour moi tout seul pendant que Dorrit est avec la famille d'Audrey.
Dorrit'in Audrey'le kumsalda olduğuna eminsin değil mi? Miller'la değil yani?
Et tu es sûr que Dorrit est avec Audrey à la plage, et pas avec Miller?
Giderken onu izledim. Audrey'in anne babası arabanın içindeydi.
Je l'ai vue partir, et les parents d'Audrey étaient dans la voiture, donc...
Burası kraliçesi olduğum krallığım, Bayan Audrey.
C'est mon royaume, Miss Audrey, et j'en suis la reine.
Sanırım haklısın, Bayan Audrey.
Sans doute avez-vous raison, Miss Audrey.
Ne onu ne de Bayan Audrey'i bulamıyorum.
Je ne peux le trouver, ni Mlle Audrey.
İçeri girebilsem söylerim, Bayan Audrey ölçü alıyor!
Si je pouvais franchir la porte, Monsieur, je vous le dirais. Miss Audrey fait des essayages.
Bayan Audrey en son ölçü aldığında ben bezle gezerdim.
La dernière fois, j'étais en culottes courtes!
O zaman Bayan Audrey'in görevini kim üstlenecek?
Qui va faire le travail de Mlle Audrey, alors?
Sadece sorayım dedim, Bayan Audrey.
Je dis seulement, Mlle Audrey.
Sizin adınıza çok sevindik, Bayan Audrey.
Nous sommes contents pour vous, Mlle Audrey.
The Paradise'a bu ilk gelişim ama burayı siz olmadan hayal edemem, Bayan Audrey.
Mais, Miss Audrey, je ne peux imaginer cet endroit sans vous.
Düğünümüzde böyle havai fişekler atılsa nasıl olur, Audrey?
Ne serait-il pas merveilleux d'avoir des feux d'artifice comme ceux-ci à notre mariage, Audrey?
Bir kadın çocuk yapmaya niyetliyse anlarım ama sizin öyle bir durumunuz yok, değil mi Audrey?
Peut-être pourrais-je comprendre si la femme avait l'intention d'avoir des enfants, mais ce n'est pas votre cas, n'est-ce pas, Audrey?
Bayan Audrey'in durumu için ne düşünüyorsun, Denise?
Que pensez-vous de la situation de Mlle Audrey, Denise?
- Bayan Audrey, bize katılır mısınız?
Mlle Audrey, vous joindrez-vous à nous?
- Bayan Audrey mi?
Mlle Audrey?
Kendin söyledin, Audrey "bizim yaşımızda" diye.
Vous l'avez dit vous même Audrey - "A votre âge".
- Bir kadının yaşam amacından. - Benim için önemsiz değiller, Audrey.
Il n'y a pas de bagatelle pour moi Audrey.
Audrey aniden evliliğin cinsiyetine ihanet olduğuna inanmaya başladı.
Audrey semble tout à coup croire que se marier serait une trahison envers son sexe.
- Audrey, Three Crowns'a mı gitti?
- Audrey au Trois Couronnes?
- Bayan Audrey gittiğinde görevi sana verilecek mi?
- Quand Miss Audrey partira, vous donnera t-on sa place?
Bayan Audrey, tereddüt edip beklemenin sizi üzdüğünü söylememiş miydiniz?
Mlle Audrey, n'avez-vous pas dit que ce sont les doutes et les retards qui vous rendent si malheureuse?
Bayan Audrey, burada hiç kimse bir kadının gitmeye zorlanmasını doğru bulmuyor. Ancak söz verdiğiniz halde Edmund amcama böyle yapıyorsunuz.
Mlle Audrey, personne ici ne pense qu'il est juste qu'une femme soit forcée à partir, mais faire cela à oncle Edmund après lui avoir promis?
- Bize getirdiğiniz standartları korumaya çalışacağız Bayan Audrey.
Nous allons tous nous efforcer de maintenir les standards que vous avez mis en place, Mlle Audrey.
Bizim yaşımızda, Audrey, mutluluk ayağına geldiğinde onu kabul etmelisin.
A votre âge Mlle Audrey, vous devriez prendre le bohneur quand il frappe à votre porte.
- Audrey yok artık.
Audrey est partie.
Audrey.
Audrey.
Audrey nasıl?
Comment va-t-elle?
Tukyu ~ twitter : tukyussi
Nous avons pris des demandes toute la semaine... pour le poste vacant de Mlle Audrey.