English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ A ] / Açım

Açım Çeviri Fransızca

59,468 parallel translation
Söyledim ya, açım.
Je t'ai dit, j'ai faim.
Çok açım.
Qui a faim?
Hayata karşı kötü bir bakış açım olduğunu söylerler.
Il paraîtrait que je ne vois pas la vie en rose.
Her şeyi kendi bakış açımızdan görürüz.
Tout vient de notre perspective.
- Aç mısın?
- Vous avez faim?
Ama diğer tanrıların göremediğini sen görebilirsen eğer benim yanımda yer alıp, güçlerimizi birleştirebileceğimizi sebep oldukları onca acıyı, zulmü ve yıkımı sona erdirebileceğimizi biliyorum.
Mais je savais que si seulement vous aviez pu voir ce que les autres dieux n'avaient pas pu, alors vous vous seriez jointe à moi, et nos pouvoirs combinés, nous aurions pu enfin mettre un terme à toute cette douleur et cette souffrance, cette destruction qu'ils amènent.
Kapılar açık, hadi partiyi başlatalım.
Les portes sont ouvertes. Que la fête commence.
Birkaç şeyi açıklığa kavuşturalım.
Mettons les choses au clair tout de suite.
Pekâlâ, bu kadar konuşma yeter. Çantayı aç bakalım.
Trêve de baratin, ouvre la mallette.
Siz de acıktınız mı? Yemek için hazır mısınız?
Vous avez faim, les gars?
- Açık konuşacağım.
Je vais parler franchement.
- Acıktın mı? - Hayır.
- Vous avez faim?
- Hiç acıkmaz mısın?
Vous n'avez jamais faim?
Çünkü bunu yapmasaydım yanıma gelip yüksek sesle açıklamalar yapardın.
Parce que sinon, tu serais venu de toute façon. et tu aurais parlé fort.
Çok açık konuşayım!
Que je sois bien clair.
Diğerleri gibi ruh olmadığınızın açıklığa kavuşması gerek.
Je dois m'assurer que vous n'êtes pas un esprit, comme les autres.
O gruptan sadece benim hiçbir açıklama olmadan ortadan kaybolmadığımı fark etmişsindir belki. Bu yüzden Gordon yeni birini safımıza katmak açısından isteksizdi. Bu geceye dek.
Vous avez surement remarqué que je suis le seul de ce groupe qui n'ai pas disparu sans explications ce qui a conduit à une certaine réticence de la part de Gordon à apporter du sang nouveau à ce dossier jusqu'a ce soir.
Karnım aç.
J'ai faim.
Bak Charlie açık açık konuşalım.
Écoute, Charlie, Appelons un chat un chat.
Şöyle açıklayayım.
Je vous explique la situation.
Açık konuşabilir miyim komutanım?
Puis-je être franc, Mon Général?
Ver bana... Aç şu sıçtığımın torbasını.
Donne... ouvre le sac!
Tüm olanaklara açığım.
Tout est possible.
Bir şeyi açıklığa kavuşturayım.
Que ce soit bien clair...
- Ben aç değilim.
- Ça m'a coupé l'appétit.
Kusura bakma, çok acıkmıştım.
Excuse-moi, je mourais de faim.
Teşekkürler hayatım, iştah açıcı görünüyor.
C'est délicieux.
Hatlarımız aramaya açıldı.
On va prendre les appels.
Annemin içindeki nefreti ve kendine acıma duygusunu anlamıştım.
J'ai compris sa haine et son apitoiement.
Açık ve net bir şekilde anladım efendim.
Je comprends ce que vous dites, chef.
Acıktım.
J'ai la dalle.
Açık konuşalım.
C'est sérieux.
Açık konuşacağım.
Laisse-moi clarifier un truc.
- Canımı acıtıyorsun.
Tu me fais mal.
Senin benim canımı ne kadar acıttığını konuşalım mı biraz da?
On parle du mal que tu me fais?
Açılışı geleneksel güz dönemi bağış gecesiyle yapalım.
Le premier point à l'ordre du jour concerne la collecte de fonds.
Her şey bir yana şunu söylemek istiyorum, umarım açık fikirliyizdir.
Entre autres choses, j'espère qu'on est ouverts d'esprit.
- Acıktım.
J'ai faim.
Sanırım sana bir açıklama borçluyum.
Tu mérites que je clarifie les choses.
Ondan ayrıldığım düşüncesi gerçekten içimi acıtıyor.
L'idée de me détacher de lui, ce serait comme m'arracher un membre.
Yani canımı acıttın.
J'ai mal.
Sana acımıyorum.
Tu me fais pas pitié.
Şimdi hayattasın. İnternetin var. Yani sana acımıyorum.
T'es en vie, t'as Internet, alors tu me fais pas pitié.
Bir yerin acıdı mı? İyi misin?
Ça va?
Boyun eğene kadar aç bırakalım?
Tu veux les affamer?
Müsaadenizle açıklayayım şifonyeri silmek için cep telefonunuzu kaldırmıştım yanlışlıkla kablosu çıktı.
Permettez-moi de vous expliquer. J'ai soulevé votre téléphone pour essuyer le bureau, et il s'est débranché par accident.
Hey, aç mısın?
Hé, hé. Hé, vous-vous faim?
Aç falan değilim amına koyayım.
Ecoutez, je ne suis pas fuckin'faim.
Festival çadırımız 24 saat açık kalıyordu.
On jouait 24 heures sur 24.
Bunu önce psikiyatristlerime açıklamak zorundaydım.
J'ai dû l'expliquer à mon psy une fois.
Açık mı ki bu?
Ça enregistre?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]