English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Baca

Baca Çeviri Fransızca

345 parallel translation
Aşağıda mı? - Evet, yağmur yağdığında baca ıslanmasın diye.
- Nous gardons le toit dans la cave... de sorte que la pluie ne mouille pas la cheminée.
- Baca temizleyicisi görünce bile cinayet polisini ararlar! - Doğru.
Ils appellent la police dès qu'un éboueur traverse une cour!
Bana Centryi almak ve oraya bir sürü baca koymak istediğiniz söylendi.
Puisqu'on en parle...
Ve ihtiyaç duyulan yerde baca dikmek benim kuralımdır.
Les mots n'ont jamais rien cassé! J'en connais d'autres!
Şimdi beni komşu kabul ederseniz bende, Centry'i baca dikmeden yaparım.
Vous pouvez être désagréable! Vous êtes fini! J'apporte le renouveau ici.
Kaçıp gidiyorum çünkü korkarım Londra'daki evinde de bir baca vardır ve yağmurlu gecelerde o iblis -
"Je me sauve, car j'ai peur que ta maison à Londres ait aussi une cheminée, " et j'ai peur, les nuits pluvieuses, d'entendre...
- Beğenmiyorum. - Noel Baba'nın indiği baca bu.
Si tu n'aimes pas la vue de ce côté...
- Kapı açık. - Baca tütüyor.
La cheminée fume.
Güzel baca. Güzel yatak odası.
Il y a une cheminée, une chambre à l'étage.
Baca tıkalı.
Le conduit est bouché.
- Baca gibi tüten bu adam bana borçlu. O salaklar Ölünün Boğazı'nı sayemde devretti.
- L'argent que ce volcan me doit pour que ces idiots lâchent l'Abîme du Trépassé.
Hepsi de daha yapılmamış olan dumanlı bir baca sayesindeymiş.
Tout ca parce que de la fumee va sortir d'un batiment qui n'est pas construit.
- İşte geldik. Büyük kırmızı baca.
- Voilà, les cheminées de brique rouge.
Bu baca çekmeyecek. Ölü bir baykuş bulduk içinde.
- Cette cheminée tire mal.
İkisi de baca gibi sigara içip duruyor.
Elles fument comme des cheminées.
Adım Willie Willoughby, ama bana Baca derler.
Je m'appelle Willie Willoughby.
- Hey, Baca, gerisini sen hallet.
Remplacez-moi un instant.
Baca, sen hiç adam olmayacaksın. Bunu biliyorsun, değil mi?
Tu n'arriveras jamais à rien!
- Teşekkürler, Baca. - Rick de başarıIı oldu.
Rick marche bien aussi.
Uzun zamandır buraya uğramadı. Anlayacağın Baca, Rick değişti.
Vois-tu, il a changé.
Bu gece gidemem Baca.
Je ne peux pas y aller ce soir.
- Refakatçi ister misin? - İyi bir işin var Baca.
- Tu as une bonne place.
Hey Baca, bu gece çocuklarla birlikte toplanalım mı, ne dersin?
Tu ne veux pas qu'on sorte ce soir avec les copains?
Hey Baca, sen benimle kal, ha?
Continuons tous les deux.
Hey, Baca.
Tu sais ce qu'on devrait faire?
Sen benim dostumsun Baca.
T'es mon ami.
Sen, Baca, ben ve Art.
Vous, Cibiche, moi et Art.
Belki de bir baca külahıdır. - Çatı! - Baca külahı mı.
Peut-être une cheminee.
- Aşağı baca külahıyla indi ama.
Il est descendu avec la cheminee.
Baca mı?
Est-il blesse?
Trapez sanatçısı, itfaiyeci, baca temizleyicisi.
Trapéziste, pompier, ramoneur.
Yedi bin sekiz yüz kat ve bunun gibi 400 baca daha.
Il y a 7800 etages. Et 400 cheminees comme celle-ci.
Baca cereyan yapıyor.
C'est le tirage de la cheminée.
Küçük bir baca temizleyicisi gördüğünde yanına çağırtıyor ve ona para veriyordu.
Les bonnes gens disaient de lui... " Voilà un riche qui n'a pas l'air fier...
Burası volkanik bir baca gibi.
Ce courant d'air n'indique qu'une chose :
Bebek bekliyorduk. Ben baca ile uğraşırken aniden çığlık attı ve olan olmuştu.
J'étais sur le toit à finir la cheminée... et elle a crié... et c'était fini.
Şöminede ateş var ama baca tıkanmış.
L'âtre est allumé mais la cheminée est obstruée.
Sessiz ol... soba ve baca sonsuza kadar duracaklar.
Doucement, toi... Le poêle il a toujours été là et pas ailleurs.
Soba ve baca asla yanıp kül olmayacak.
Le poêle il est résistant. Le feu, il craint pas.
Belki de baca çıkışına bir kapak koymalısınız.
Mettez un grillage sur votre cheminée!
Baca temizleyicisi çağırmayı düşünüyordum.
J'avais d'abord pensé au ramoneur.
Bunun nedeni bugün baca temizleyiciliği yapmam.
C'est que je suis ramoneur maintenant.
Baca.
La cheminée!
Haklısın da. Baca harika bir yerdir.
Tu as raison, une cheminée, c'est merveilleux.
Yukarıda gri üniformalı baca temizleyicilerinin olabileceği.
Je cherchais d'éventuels ramoneurs... en uniforme gris.
- Ne alacağız? - Baca temizleyicisi.
- Que va-t-on acheter, Béda?
Bana, Baca derler.
On m'appelle Cibiche.
Görüşürüz, Baca. Biliyorum, bu bir dans orkestrası.
On se revoit, Cibiche!
- Olmaz, Baca... - Al şunu.
Prends.
Yakında görüşürüz Baca.
A bientôt Cibiche.
Özür diledi, Baca.
Il m'envoie à sa place.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]