English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Badge

Badge Çeviri Fransızca

2,535 parallel translation
Silahını ve rozetini almam gerekiyor.
Je dois prendre votre revolver et votre badge.
Bir sürü dedektiflik yapıyorum altın bir nişanı olmayan birine göre.
Je fais beaucoup de boulot d'inspecteur pour quelqu'un qui n'a pas son badge doré.
Ziyaretçi kartı var.
Il a un badge visiteur. Il est ici.
Teller'ın ziyaretçi kartı.
Le badge de visiteur de Teller.
- Rozetim var benim.
- J'ai un badge.
Bitkileri bırak, rozetini ver.
Laisse les plants. Donne moi ton badge.
Şimdilik öyle ama bir rozetini alsın ve New York'taki tüm karakollarda arkadaşı olsun da gör.
Oui, pour l'instant, mais attends qu'il ait un badge et des amis dans chaque département à New York.
Bunu geçirdiğiniz zaman resminizi çekiyorlar.
Vérifiez. Ils prennent une photo quand on badge.
Daha önce karşılaşamadık.
On ne s'est pas encore vu. Nouvelle sorte de badge.
- Yeşil rozetli mi? ( CIA'ye dışarıdan iş yapan )
- Il a un badge vert?
- Daha çok kara rozetli.
- Plutôt un badge noir.
Eğer bir daha burada dua ederken araya girersen, rozetini alırım.
Pardonne-nous nos péchés et apporte-nous la vie éternelle. Si jamais vous m'interrompez encore, j'aurai votre putain de badge.
Sahte bir şerif rozeti hazırlıyorum.
Je fais un faux badge de Marshall.
Bizim gibi, hayatını mahvetmek yerine rozetini tekrar aldın.
Mais au lieu que ta vie soit ruinée comme la notre, tu, euh... tu as récupéré ton badge?
Evet, ben detektif Kevin Ryan rozet numaram 4-2-3-4-4.
Yeah, c'est le détective Kevin Ryan, numéro de badge 4-2-3-4-4.
İsim kartı mı takıyor?
Attend. Est-ce qu'il porte un badge?
Bak, o da aynı tür isim kartı takıyor.
Regarde, il porte le même type de badge.
Ama yine de rozetini kaybetti ve ölene kadar sarhoş gezdi.
Mais il a toujours perdu son badge et a bu jusqu'a la mort.
Elinde bu mor VIP kartından vardı.
Il avait un badge VIP.
Ryan ve Esposito Creaver'ımızın kimliğini tespit etmek için mor VIP karta sahip herkesi araştırıyor.
Ryan et Esposito recherchent tous ceux qui portaient ce badge violet pour identifier notre Creaver.
Katie, bunu on yıldır yapıyor ve ben ona korumasını verdikleri günden beri, içimde bir hisle yaşıyorum.
Kate fait ce métier depuis plus de 10 ans maintenant et j'ai.. et j'ai ce pincement dans les trippes depuis le jour où on lui a remis son badge.
Rozetle içeri giren ceset torbasında çıkar.
Vous vous promenez ici avec un badge... Laissé dans un sac.
Bana rozetini gösterdi.
Il m'a montré son badge.
O zaman neden rozetini burada bıraktın?
Donc c'est pour ça tu as laissé ton badge ici?
Bu bir RFID kopyalayıcı. Aktif bir kartı taratıp boş kağıda kopyalayacaksınız.
Scannez un badge d'employé avec ce lecteur RIFD et copiez les données sur un badge vierge.
Aktif kartı nereden bulacağım peki?
- Et pour le badge d'employé?
Bu da sadece ikinizde rozet olmadığı anlamına geliyor.
Ça veut dire que vous n'êtes pas les seuls à avoir un badge.
Tanrım yine o kendi rozetini kendi yapan marketçi aptal.
Seigneur. C'est le crétin du supermarché qui s'est fait un badge.
Açık yakan ve iliklenmemiş düğmenden.
Pantalons et un porte badge.
Altın.
Or- - Est ce que tu parles de mon badge?
Sen rozetini Fremont sokaklarında sallarken çiftliği kim işletiyor sanıyorsun?
Pendant que tu te pavane avec ton badge de haut en bas sur Fremont Street, que pense-tu qu'il se passe dans ton ranch?
Saunadayken rozeti asmak için bir yer gerekiyor da.
J'ai besoin d'une place pour mon badge quand je vais au sauna.
Bakalım bu rozet bana indirim kazandıracak mı.
Je vais voir si ce badge spécial me permet d'avoir une remise.
Tamam, soldan yaka kartinizi bulun.
Vous trouverez votre badge à gauche.
Yaka kartini bana ver.
Donne-moi ton badge.
Ama o rozetin yükü bir gün ağır gelirse bizi nerede bulacağını biliyorsun.
Et si ce badge venait à peser trop lourd tu sauras où nous trouver.
Kimlik.
Badge.
Kimlik.
Votre badge.
- Pardon Bambi. - Merhaba.
Bambi, ton badge...
Size bir güvenlik kartı verilmesi gerekiyordu.
Votre badge de sécurité?
Bir şey daha var. Herkesin yaka kimliğini takmasını sağlayın.
Et que tout le monde porte un badge.
Kartım çalışmıyor.
Mon badge est en panne.
Rica etsem kartını alabilir miyim? Tabii.
Votre badge, je vous prie?
Birini gördün mü, bin tane gördün demektir.
Si j'ai vu un badge, j'en ai vu un millier.
Baba, liyakat rozeti kazanmama yardım eder misin?
Hey, papa, tu veux m'aider à avoir un badge du mérite?
Erkeksi bir rozet kazanmanı sağlayacağım.
Je vais t'aider à gagner un badge viril.
Güvenlik kartınızı görmem lazım.
Je dois voir votre badge.
Rozetimi kaybettim!
J'ai perdu mon badge!
Kimlik beyler.
Badge, les gars.
- Karta ihtiyacın var.
- Faut un badge.
- Giriş kartınızı görmeliyim.
- S'il vous plaît! Votre badge.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]