Baharda Çeviri Fransızca
443 parallel translation
Baharda yeni eşi ile birlikte hemen şuracıkta kamp kurmuştu.
Il campe à la source là-haut avec sa nouvelle squaw.
Baharda Paris.
Ah, Paris au printemps.
Baharda Paris kestane çiçekleri arasında.
Paris au printemps. Avec les marronniers en fleurs.
Baharda çok güzeldir.
C'est charmant au printemps.
Baharda geri döndüğünüzde, bulduklarımı paylaşırız.
À votre retour au printemps, nous diviserons le butin.
"Baharda, genç bir adamın ilgisi" bütün kış düşündüğü şeye yönelir.
Au printemps, l'imagination d'un homme vagabonde.
Yazın beraber çilek toplardık. Baharda, kestane avına çıkardık.
L'été, on s'en allait ensemble chercher des fraises, et puis à l'automne, on allait chercher des marrons.
Baharda açılan yapraklar, sonbaharda yerlerde sürüklenirler.
avec les feuilles qui poussent aux arbres, et puis qui grandissent, et puis qui tombent,
Baharda bir sürü çığ olur. Kar boom yapar!
Au printemps nous avons beaucoup d'avale-lunch.
... bizim orada bir yer var. Baharda, yaban eriği ağacının, çiçek açtığı bir yer.
Au pays... il y a un prunier, qui fleurit au printemps.
Şirketin övgüsü olarak size özellikle bu banka için yapılan "Baharda Lompoc" adlı 1940 yılı takvimini hediye ediyorum.
Et vous remettre avec les compliments de la compagnie... un de nos calendriers de 1940... faits spécialement pour cette banque... et intitulés "Printemps à Lompoc".
Evet. Hemen herkes baharda cıvıltılı-kafa olur.
Oui, tout le monde ici perd la boule au printemps.
Baharda sürüsünü topladıktan sonra hiç satış yaptığını gördün mü?
Est-ce que tu l'as jamais vu vendre du bétail au printemps?
- Ya da baharda.
- Ou au printemps.
Baharda yaban sümbüllerini ve yabani kekikleri gördüğünüzde katırtırnağı ve fundaları gördüğünüzde onların gördüğü şeyleri görmüş oluyorsunuz.
Les jacinthes et le thym sauvages, la bruyère, que vous regardez, ils les ont vus de leurs yeux.
Yıllar yılı her baharda babamla buraya gelirdik.
Papa et moi venions ici à chaque printemps.
Baharda buraya geliyorum.
Je descends ici au printemps.
Her erkek, baharda, kış boyu düşündüğü şeyi arar.
- Mais on s'y sent seul. Au printemps, les désirs des hommes deviennent réalité.
Elde kalan para ile, baharda toprağa ekmek için biraz tütün tohumu alıcam.
L'argent restant achétera des graines de tabac qui nous rapporteront un peu.
Hep derdim, "Baharda erken dışarı çıkma." diye.
Je lui répète sans cesse de ne pas sortir si tôt au printemps!
Buraya baharda hiç gelmedim. Kışın daha güzel oluyor.
Je ne viens jamais en saison.
Belki de baharda nasıl olacağını hayal etmeyi tercih ettiğiniz içindir.
On peut imaginer ce que ce sera au printemps.
Çünkü baharda gitseniz hayal edebileceğiniz bir şey olmaz.
Au printemps, il n'y a rien à imaginer.
Baharda her şey canlanır. Ağaçlar çiçek açar.
" il y avait un canard sauvage sur le lac.
- Baharda Leydi Barbara.
Au printemps, Lady Barbara.
- Seni geçen baharda görmüştüm.
- Je vous ai vue le printemps dernier.
Nisanda ve baharda Paris gibisin
tu es Paris au printemps,
Baharda, Erland Amca beni uzun bir yolculuğa çıkardı.
Au printemps, l'oncle Erland m'emmena pour un long voyage.
Ama çok tatlılar. Baharda, ilk aşkları ile tanışmalarına şahit olmak, çok dokunaklı oluyor. Sanki daha önce kimse âşık olmamış gibi!
Mais ils sont si mignons, et au printemps, iI faut les voir découvrir l'amour, comme s'ils étaient les premiers.
Baharda güneş gökyüzünü alabildiğince ışıtırken, Sirk kış uykusundan uyanır, Yenilenmiştir,
Sous le soleil du printemps, le cirque sort de son hibernation, tout neuf et pimpant, prêt à vivre huit mois d'excitations et d'aventures.
Nedir bu baharda gelen? Hepimizi kaşındıran?
Quelle est cette chose qui vient avec le printemps et nous démange tous?
Eğer baharda başarılı bir taarruzla savaşı sonlardırmak istiyorsak o atlara ihtiyacımız var.
Si nous voulons vaincre cette guerre, il nous faut des milliers de chevaux.
Baharda yeni aşklar filizlenir.
Tiens, c'est le printemps, aujourd'hui.
Baharda kayıkları suya indirmek..... ve altlarını temizlemek için bir kayıkçı vardı.
Il y avait un batelier pour les bateaux, qui les mettait à l'eau au printemps et frottait les cales en hiver.
Baharda adliyemiz ve daha bir çok şeyimiz olacak.
Au printemps, on aura un tribunal et tout ça.
- Baharda.
- Au printemps.
Ölçü aletleri bazen akım kaydediyor. Sonbaharda erkek geyikler dövüşür ya da baharda kuşlar uçuşurken. Ve geminiz derin uzaydan ilk yaklaştığı zaman neredeyse ibre bir tam çevrim yaptı.
Parfois les compteurs enregistrent... les combats de cerfs a l'automne ou le vol des oiseaux au printemps... et un cadran s'est certainement active... a l'approche de votre croiseur.
Opera, ebedi arkadaşlık, yaz, mazurka dansı, baharda taşra ve askerlerin eve dönüşü.
L'opéra, une amitié éternelle, la mazurka, la campagne au printemps. Et le retour des soldats.
Yapacaklarını yaparsın. Evi hazırlar ve ben baharda gelirim.
Vous feriez votre travail, vous prépareriez la maison et je vous rejoindrais au printemps?
Geçen baharda onunla baloda tanışacağım aklımdan bile geçmemişti.
Pouvions-nous imaginer, au printemps dernier, qu'on se retrouverait à ce bal?
Geçen baharda kızım vefat etti.
Ma fille est morte au printemps dernier.
Baharda orada olacağız.
Nous y serons au printemps.
Baharda Tanrı'nın bana mesajını öğreneceğim, tıpkı peygamberler gibi.
Je vais répondre à l'appel divin du printemps, comme Ies prophètes l'ont fait.
"Baharda Tanrı'nın mesajı."
"L'appel divin du printemps."
"Baharda Tanrı'nın bana mesajını öğreneceğim." dedi.
"Je pars répondre à l'appel divin du printemps," a-t-il dit.
Baharda çağrı geldi.
Au printemps, j'ai entendu l'appel.
Baksana Paris'e baharda En güzel olduğunda
Pense à Paris, au printemps Et comme tout devient
Baharda grubu Bermuda'ya götürdüğünde Ricky'le evleneceğim.
J'épouserai Ricky quand il partira aux Bermudes avec l'orchestre.
Baharda satış senedi olmadan sığır almamayı akıl edemeyen bir koca için hiç fena sayılmaz.
Pas mal pour un gars qui oubliait de demander un reçu.
Baharda açan bir orkide gibi...
facile de s'en souvenir.
Baban baharda yola koyuldu.
Ton père est parti au printemps.