English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bakacağım

Bakacağım Çeviri Fransızca

6,072 parallel translation
Bir daha parti verdiğimde, zil zurna sarhoş olmaya bakacağım.
La prochaine fois que je fais la fête, je me contente de me prendre une cuite.
Öyleyse umarım sende onu bulmak için bir yol vardır çünkü benim bakacağım yerler ve soracağım kişiler tükeniyor.
J'espère que tu as une idée de comment le trouver parce que je commence à manquer d'endroit où chercher et de personnes à qui demander.
Ben yatak odası çeyreğine bakacağım.
Je vais prendre la chambre à coucher.
Toplantıdan sonra annemi takip edip geceleri nereye gittiğine bakacağım.
Je suivrai ma mère après le rassemblement, pour trouver où elle va le soir.
Bu numaralara bir bakacağım.. .. eğer seninde söylediğin kadar iyiyse..
Si je vous donne ces nombres une fois de plus, et si ils sont aussi bon que ce que vous dites qu'ils sont...
- Neye bakacağım?
- Qu'est-ce que c'est?
- Pasta iyi gidiyor. Telefona bir bakacağım.
Montre-moi le téléphone.
Hemen bir bakacağım.
Montre-moi, vite.
Aramalar ne durumda bakacağım ama baştan söylüyorum, Sammy'i kim vurduysa onu da arayacak.
Je vais voir qui en est après lui, mais je te le dis, peu importe qui a tiré sur Sammy va le chercher prochainement.
Gidip bakacağım.
Je vais aller voir. Il me faut du renfort.
Bavulu evimde... içine bakacağım.
Sa malle est chez moi. J'y jetterai un oeil.
Hey amca... neden menü kartını yüzüne çekip öyle aradan bakacağım diye uğraşıyorsun?
Allez mon oncle... pourquoi percer un trou à travers cette carte de menu... juste pour un petit aperçu...
Eve bir uğrayıp çocuklara bakacağım.
Je vais rentrer à la maison un moment pour jeter un oeil sur les gosses.
Roman'ın icabına bakacağımı söylemiştim.
Je t'avais dit que je m'occuperais de Roman.
Gidip bakacağım.
Attends!
Peki... Modül modül tamamlamaya bakacağım.
D'accord, je vais faire ça module par module.
Bunun icabına bakacağım, Monsinyor.
Je vais m'occuper de ça, Monseigneur.
Annem için güzel bir ayakkabı bakacağım.
"l'm lookin'for a cool pair for my mum"
Annem için güzel bir ayakkabı bakacağım.
"l'm looking for a cool pair for my mum"
- Ömür boyu sana bakacağım.
Je vous soutiendrai toujours.
Yandaki birkaç bölüme daha bakacağım.
Je vais voir dans les autres compartiments ‎.
Ne gizlediğine bakacağım!
Que cache-tu?
Ne gizlediğine bakacağım!
Tu caches quoi?
- Peki Bay Danvers... Kontrol amaçlı bir bakacağım, tamam mı?
Bien, M. Danvers... je vais jeter un oeil pour être sûre, d'accord?
Aynı zamanda Katie'yi arayacağım ve bugün bize bir şeyler ayarlayabilir mi bakacağım.
En attendant, je vais appeler Katie pour voir si elle peut faire la cuisine aujourd'hui.
- Teçhizata bakacağım da.
Je retourne à l'ambulance.
Masanın başına oturup tüm oruspu çocuklarının gözlerine bakacağım ve beni çarpmaya çalışan kimmiş bulacağım, ilk ve son kere.
Je m'assieds à la table, je regarde tout ces fils de putes droit dans les yeux, et je trouve qu'elle est le connard qui me nuit, une fois pour toute.
Aşağıya bakacağım.
- Je vérifie en bas.
Sadece bir bakacağım.
D'accord les gars, je vais juste jeter un coup d'oeil.
Her şeyine yeniden bakacağım.
Ces pilules que j'ai volées, n'étaient pas pour moi
Senin icabına sonra bakacağım!
je monte voir maintenant!
Arkamı dönüp gitmeme izin vereceksin. Ben de sana buranın nerede olduğunu gösterip kendi başımın çaresine bakacağım.
Vous tournez le dos et me laisser partir, je vous montrerai où c'est et je m'occuperai de moi.
Pyke'lara gidip, icabına bakacağım.
J'irai chez les Pykes et m'en occuperai.
Deke'in dosyasını kontrol etmek istiyorum, burs alıp almayacağını bakacağım.
Je veux voir si Deke a obtenu une bourse.
İçeri gireceğim ve sana biraz daha zaman kazadırabilir miyim bakacağım.
Je vais entrer et voir si je peux vous faire gagner du temps.
Ofisime geçip ceketimin kâğıt öğütücüsüne sığıp sığmadığına bakacağım.
Je vais juste aller dans mon bureau et voir si ma déchiqueteuse peut détruire un blazer.
Stephen. Astrid'e senin için bakacağım.
Je protègerai Astrid pour toi.
Ben Astrid'e bakacağım.
Je vais aller voir Astrid.
Ama seni temin ederim Her taşın altına bakacağım.
Mais je vous assure... que j'ai une piste.
- Ben bakacağım, tamam mı?
- Je vais regarder, d'accord?
Size bakacağım.
Je vais prendre soin de vous.
Kardeşlerimle uzak bir yere yerleşip Sonra önüme bakacağım. Uzun süreliğine değil.
Pas pour longtemps.
- Bir bakacağım.
Je vais jeter un oeil.
Hayatıma bakacağım ben.
Je vais de l'avant.
Her şeyin icabına bakacağım.
Je m'occupe de tout.
Gidip bir bakacağım.
Je vais contrôler ça.
Artık çalışmamızı burada mı sürdürürüz, yoksa otelde mi devam ederiz bakacağız.
où allons-nous reprendre nos sessions? Ici ou... à l'hôtel?
Nasıl olduğuna bir bakacağım.
Je vais aller voir si elle va bien.
Blake, benzin istasyonu olay yerine git ve Sita Patel'i bulur bulmaz Reid ile onunla konuşmaya gideceğiz, şüpheliyle bağlantısı var mı bakacağız.
Morgan, toi et JJ allez au parc où les premiers coups de feu ont eu lieu. Blake, tu vas sur la scène de la station-service, et dès qu'on trouve Sita Patel, Reid et moi irons lui parler, voir si elle a déjà rencontré le suspect.
Eğer koro müziğini seviyorsan, bakacağız ve bir yerde iyi bir koro var mı göreceğiz, gospel ve jazz söylenmeyen bir yer,
Si tu aimes la musique chorale, nous allons chercher et voir s'il y a un bon chœur quelque part, où ils ne chantent ni gospel, ni jazz
Sadece gözlerinin içine bakacağım.
Je ne ferai que la regarder dans les yeux.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]