Bath Çeviri Fransızca
249 parallel translation
Aşkım, sana söylemeye korktum... babam yarın beni Bath'a götürüyor.
Je redoutais de vous le dire, mais Père m'emmène à Bath demain.
Bath'tan mektup var, efendim.
Une lettre de Bath.
General Danvers Carew ve kızları Muriel, Bath'da bir ay kaldıktan sonra Londra'ya döndüler.
Le général Sir Danvers Carew et sa fille Muriel sont rentrés à Londres après un mois à Bath.
- Ne güzel kıvrımların var!
Oh! mais, dis donc, il est bath ton défrisage.
Biliyorsan bana birkaç tüyo ver.
Tu t'étais bath... tu... tu m'indiquerais!
Tiyatroda oturduğundan çok daha güzel görünüyorsun!
T'es encore plus bath que dans la salle!
Van Bath'la telefonumuz kesildi.
- On m'a fait quitter le Van Barth.
Van Bath barıyla konuşuyordum.
Je parlais avec le Van Barth, le bar. J'ai été coupé...
Sir Rodney Leighton, Bath ve Tower Şövalyesi, Portekiz'in Kılıcı.
Sir Leighton, chevalier de Bath, de la Tour et de l'Épée du Portugal.
- Çok sağlam bir yer.
Elle est bath, cette bicoque!
Genelde hepsini okudum.
Drôlement bath. Tous! De plus.
Güzel makaleydi, değil mi?
Bath. hein. l'article?
- Müthiş!
- C'était bath.
Bana inanmıyorsan arkadaşlara sor.
Une plus bath que l'autre. Demande à mes amis.
Tanıdığım bir Sophie Western var ki Bath'deki erkeklerin yarısıyla yatmıştır.
J'ai connu une Sophie Western qui a couché avec la moitié des hommes de Bath.
Bizim birlikten Tom French hem onu hem teyzesini birlikte becermişti.
Tom French, de notre régiment, les a eues ensemble, elle et sa tante, à Bath.
Senden iyi feminist olur Alfie.
Tu ferais une bath suffragette, Alfie.
Müthiş bir gece olacak.
Ça va être bath, notre soirée.
- Tabii, birinin okuması iyi olur.
- Ce serait bath, d'être lu!
Ancak Bath Chronicle hiç coşkulu değildi.
Le Chronicle était moins enthousiaste.
"Bölüm 34, Bay Pickwick" kaplıcaya gitmeye karar verir ve gider.
Chapitre 34. Où M. Pickwick pense aller à Bath... et y va donc.
Bath Beach'teki adamdan bahsediyoruz sanırım.
Je pensais que tu parlais du type de Bath Beach.
Lezzetli, Winslow, lezzetli.
C'est bath, Winslow!
Bath Şövalyesi... birkaç Avrupa sarayında III.
Chevalier de l'Ordre du Bain... Ministre de George III auprès de plusieurs cours d'Europe.
" Bath Şövalyesi, Parlamento üyesi...
" Chevalier de l'Ordre du Bain...
" Hotsy-totsy. ( Seksi kız ).
" C'est bath.
İyi gidiyorsun! Haydi hayatım!
Plus bath que Ben Hur, Coco!
Hartum Lordu GCB, GCMG, RE Güney Afrika'daki İngiliz ve Sömürge Kuvvetlerinin komutanı Horatio Herbert.
Horatio Herbet, Lord Kitchener de Khartoum, Grande Croix de l'ordre de Bath, commandant des forces britanniques et coloniales en Afrique du Sud.
- Kuşkusuz, Bath and Wells'in kıdemli Başdiyakozu, bağırsak yiyici kafir Canon Jack Smulley de değildir?
- Quand même pas le Chanoine Jacques Smulley, Archidiacre hérétique qui se nourrit d'entrailles?
'Bath and Wells'Piskoposu...
Oh, l'évêque de Bath et Wells...
Ah,'Bath and Wells'!
Oh, Bath... et Wells!
Vay canına, çok güzel!
Elle est bath!
Eğer yine gelip yalvarırsa onu, vaftiz ederken bebekleri boğup, sonra da giyinme odasında yiyen Bath and Wells piskoposuna şikayet edeceğimi söyle.
Autre chose... S'il revient mendier dis-lui que je le signalerai à l'Evêque de Bath and Wells, qui noie les bébés qu'il baptise et les bouffe le soir dans la sacristie.
Bath and Wells'in bebek yiyen piskoposundan bahsettin mi?
Tu lui as parlé de l'Evêque mangeur de bébés?
Şöyle dedi : "Bath and Wells'in bebek yiyen piskoposu benim!"
Il a dit "C'est moi l'Evêque mangeur de bébés!"
Lordum, Bath and Wells Piskoposu.
Mylord... l'Evêque de Bath and Wells.
Çok güzel bir kız!
Rudement bath!
Majesteleri Kraliçe Anne'in temsilcisi olarak memnuniyetle ve onur duyarak İngiliz Yüksek Şövalyeleri'nin en asil hediyesini sadık hizmetkarı olarak yaptığı büyükelçiliğin karşılığı olarak hükümdar ve Tanrı'nın zaferi adına...
En tant que représentant de Sa Majesté, la Reine Anne... je suis heureux et honoré... de remettre le très noble Ordre de Bath... à ce fidèle serviteur... pour services d'ambassadeur rendus... à la Couronne et... pour la gloire de Dieu.
Brighton'ı, Bath'ı bilirsiniz, evet.
- Brighton, Bath, oui.
Ne demişler, "Dışı seni içi beni yakar."
T'es marié avec la plus jolie fille de Bath.
O kasabadaki en aptal adam olmayabilir.
C'est peut-être pas le mec le plus con de Bath.
Sen bu kasabadaki.. en güzel kadınsın.
Tu es... la plus belle... femme de Bath.
İlki, 1963'te, İngiltere, Bath'daki Tottingham ormanında satanist bir tarikatın yaptığı bir tür ayinde öldürülen bir grup çocuğun isimlerinin bulunduğu listedeydi.
Sur une liste de certificats de décès, d'enfants morts durant le sacrifice rituel d'un culte satanique, en 1963, dans la forêt de Tautingham près de Bath, en Angleterre.
Bath, Kellynch'ten 50 mil uzakta. Ve bana kalırsa sizin gibi zor durumda olan bir beyefendi için tamamen güvenli bir yer.
Bath n'est qu'à 50 miles de Kellynch et, si je puis me permettre, sied mieux à un homme en proie à des difficultés.
Bath'da nispeten az masrafla önemli biri olabilirsiniz.
A Bath vous conserverez votre position tout en réduisant les dépenses.
En uygun yer Bath.
Bath est une ville sympathique.
Ben... Ben Bath'dan yanayım.
Bath a... toute ma sympathie.
İyi akşamlar.
Le Bath Chronicle ne fût pas si élogieux.
İşte bu çekişmeli bir spor.
Ça, c'est bath!
Percy tanıştırayım, Ekselansları Bath and Wells Piskoposu.
Percy, je te présente sa Grâce l'Evêque de Bath and Wells.
İngiliz Yüksek Şövalyesi.
L'Ordre de Bath.