English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bağımsız

Bağımsız Çeviri Fransızca

2,541 parallel translation
- Ne? - Senden bağımsız bir şey var.
Arrête de dire ça, maintenant.
Üzgünüm, tatlım. Bağımsızlık Savaşı uzmanlık alanımızın dışında kalıyor.
On n'est pas vraiment des experts de la Révolution américaine.
Yani birbirinden bağımsız olaylar mı?
- Ce sont des incidents isolés?
Yoksa kesinlikle bağımsız olaylar mı?
Où c'est vraiment des incidents isolés?
Bağımsız müzisyenlerin müziklerini dağıtımını yapan bir websitem var. Güzel.
J'ai un site Web distribuant de la musique indépendante.
- Belki, bazen biraz fazla bağımsız belki biraz fazla cüretkâr oldun.
Même trop indépendante parfois, peut-être un peu trop méfiante.
Yavrum artık eve dönme vaktin geldi. Hayalini bulmak için bağımsız olmak istediğini biliyorum ama benim hayalim de capcanlı ve sesle dolu bir ev.
il est temps de rentrer à la maison.
- İnternetin sırları. klandestin ağı, Tekken'den bağımsız.
- Un internet secret... nouveau domaine, d'un sous réseau de Tekken.
Bin yılın en önemli bağımsız yapımcısı.
Le meilleur producteur indépendant au monde.
Gecenin sonunda kendimi bağımsız, nötr hissettim.
À la fin de la soirée, je me sentais détachée, neutre.
- Bağımsız girişimciler diyebilir miyiz?
- Des sous-traitants. - Quelle agence?
Silahlanmayı Engelleme Birimi, düşman devletlerin ve bağımsız grupların nükleer ve kitle imha silahları edinmelerini takip ederek, buna engel olur.
Ici, on lutte contre la prolifération des Armes de Destruction Massive dans les États voyous.
Bağımsız aday olan orospu çocuğu.
Indépendant. Comté de Trouduc.
Britanya'nın bağımsızlığı için, pound'un bütünlüğünü korumalıyız!
La souveraineté de la Grande-Bretagne l'intégrité de la livre...
Sonra bağımsız olarak...
Et je suis rentrée à l'hôtel...
Bilim adamlarımca tam bağımsız olarak yapılan tam panel de Allinol'un tamamen güvenli olduğu kararlaştırıldı.
Des experts indépendants ont décrété que l'allinol était sans danger.
Bu "bağımsız savunma koordinatörü" dür.
C'est un coordonnateur indépendant pour la Défense.
Şehir planlama normlarını açıkça ihlal eden, karanlığımıza mucizevi bir ışık demeti saçmamızı sağlayan bağımsız, düzensiz, biraz ufak pencereler var.
Par pure infraction au code d'aménagement urbain, on ouvre de minuscules fenêtres, irrégulières et irresponsables, pour qu'une lumière miraculeuse illumine ces endroits obscurs.
Bağımsızlığımızı.
Notre indépendance.
Janie, sen güçlü bir kadınsın, bağımsız bir bayansın.
Janie, tu es une femme forte, une jeune femme indépendante.
Bağımsız Gürcistan.
La géorgie souveraine.
Bağımsız Haber Merkezi, New York 8 Ağustos 2008
- New York Le 8 Août 2008 -'Je t'entends pas.'
Bugün burada gururlu ve bağımsız bir ulus olarak duruyoruz.
Nous nous tenons ici en tant que nation fière et indépendante.
Çok yaşa bağımsız Gürcistan!
Longue vie à la Géorgie libre!
Güçlerini bölüp bağımsız takımlar oluşturacaktır.
Nos apparences, nos habitudes. Ils vont diviser leurs forces, des équipes indépendantes.
Ben bağımsız olarak zenginim.
Moi, j'ai une fortune particulière.
Bağımsız bir kadınsın. Hoşuma gitti.
Vous êtes indépendante.
Bağımsızlığımızdan beri aldığımız yardımlar iyi işler için kullanıldı.
Depuis l'indépendance, l'aide qu'on reçoit est bien utilisée.
Benim tanıdığım kız, yetenekli, bağımsız bir iç tasarımcı.
J'ai rencontré une décoratrice talentueuse et indépendante.
Bağımsız eleman olacaksın. İşten işe geleceksin.
C'est un emploi non contractuel, au coup par coup.
Alan, artık bağımsız yazar bütçemiz yok denecek kadar az. Ayrıca H-1... Birkaç gün sabret.
On a sabré notre budget pigistes et vu le fiasco du H1...
Alan bağımsız bir gazeteci...
Journaliste free-lance.
Gözü kara bağımsız bir ajan.
C'est un agent d'opération indépendant.
Yaşamdan bağımsız, aşktan parçalanmış.
Détachée de la vie, et déchirée par l'amour...
Yani, senin ülken, bağımsız olacak, nükleer ile.
Ca veut dire que ton pays, va devenir une des nations... ayant ses propres armes nucléaires.
Biliyorum. Artık bağımsız üstenciyim.
Oui, je suis prestataire, maintenant.
Yani neşvetin içerikten tamamen bağımsız olarak yalnızca sinirlerinin boşalmasından mı kaynaklanıyor?
Donc, ta joie est simplement une décharge d'énergie nerveuse sans contenu sémantique
Yani neşvetin içerikten tamamen bağımsız olarak yalnızca sinirlerinin boşalmasından mı kaynaklanıyor?
Donc ton hilarité est juste une décharge nerveuse d'énergie sans contenu sémantique?
Bağımsız grup olayını çok seviyor.
Elle adore ces trucs indé.
Kendinize bağımsız bir hayat kurar, dünya ile aranıza mesafe koyarsınız.
Vous devez vivre sans attaches, en gardant le monde à certaine distance.
Birileri burada bazı bağımsız çalışmalar yürütmüş gibi görünüyor.
On dirait que quelqu'un a effectué des recherches ici.
Bağımsız bir CD.
C'est encore un CD d'"Indies"
Bağımsız ne demek?
Hé, qu'est-ce que ça veut dire de la musique "indies"?
Bağımsız ve güçlü bir kişiliği olduğunu siz de anlayacaksınız.
Vous verrez qu'il est têtu et indépendant.
Şey kendine göre sebeplerden ötürü, Veda bu aralar bağımsız bir birey olarak yaşıyor Bay Treviso.
Et, um... Pour des raisons qui la regardent, Mr. Treviso,
SEPET ÖRME Bağımsız Ruh Ödülü Yarın Grizzly Lake Bears barda Town Creek Beavers'ı oynayacak. Yarın Grizzly Lake Bears barda Town Creek Beavers'ı oynayacak.
TRESSAGE DE PANIER
Hayır, bağımsız bir özenti.
- Non. Un freelance ambitieux.
Herkes bağımsız olsun, kendi düşünceleri olsun ister gibisin ama aslında herkes seninle aynı fikirde olsun istiyorsun.
C'est comme si tu voulais que tout le monde pense indépendamment, mais au final tu veux que tout le monde soir d'accord avec toi.
Ve bağımsızlığımızı kutlamak için ilk kez yanımızda ailelerimiz olmadan hayatımızın tatiline çıkacaktık. Tabii ailelerimiz ödeyecekti.
Et pour prouver notre indépendance, nous partions en vacances sans nos parents... après qu'ils nous aient donné de l'argent.
10 bağımsız ülke birbiriyle laf dalaşında.
Dix États indépendants se chamaillent.
Bağımsız plak şirketi olur.
Trop indé.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]