English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Baın

Baın Çeviri Fransızca

360 parallel translation
Bak, baºka almam. Bu kadar kitap istemedim.
Après ça, je n'achète plus rien.
Doktor, unutmayin, size güveniyorum. Sanatoryumun baºarisi sizin ellerinizde.
Mais n'oubliez pas que notre sort est entre vos mains.
Bu durumda baºka ºansim kalmiyor.
Alors je n'ai pas le choix...
Hayir. Baºka kimse giremez.
Personne n'entrera.
- Dur bir dakika serif! - Kavga baºlatma Stewart!
N'essayez pas de m'arrêter.
Baºka bir ºey olmadan baslatin sunlari.
Vite, avant qu'il n'arrive autre chose!
Erimiş kurşun kalıba dökülür ve sertleşmesi beklenir. Soğur soğumaz altın yaldızla boyanır... Ve Fransa'ya gönderilmeye hazırdır.
On coule le plomb, on laisse durcir, on dore et c'est prêt à partir pour la France.
Belki de halkın yüreğini bir kalıba sokmak, ya da salt parayla yönlendirmenin mümkün olmadığını anlardınız.
On ne peut prévoir les élans du cœur du public ou le conquérir par de l'argent.
- Baºka yolu yok.
- Il n'y a pas d'autre moyen.
Bu pis, kokuºmuº, mavi bir paçavradan baºka bir ºey degil.
Ce n'est rien qu'un chiffon bleu, sale et crasseux.
Bakın. Ba-ba.
Papa.
Demek ki seni Lizer diye ba § kalarl konu § amlyor.
Les gens n'en parlent pas de crainte que ça vous bouleverse.
Bedenen ba § kaslna ba § ; lmll olmak insanln ézgiivenini artlrmlyor dogrusu.
Etre physiquement dépendante d'autrui n'améliore pas la confiance en soi.
Evde ba § ka § alabilen yok.
Personne d'autre ici n'en joue.
Bütün işleri kendi başına yapmaya karar verdi, kendi basım harflerini hazırlayıp, kalıba dökecek, ve hatta kendi kağıdını yapacaktı.
Pour tenter de redresser la situation, il décide de faire tout lui-même. Les caractères d'imprimerie, les lettres, vous savez, sont en plomb. Il va fondre lui-même ses propres caractères et bientôt, il décide de fabriquer son propre papier.
Bir kalıba sokamazsın, referans noktası bulamazsın.
Il n'y a rien de logique dans tout ça.
Ba Gunn ın aletlerini ahırın üstüne koyun.
Ramène la remorque de M. Gunn à l'écurie.
Ağlamayın, Bayan Jiao!
Ne pleure pas, Ba Jio.
Bayan Jiao, senin kılıcın ona geçmişini hatırlattı.. ... nasıl incindiğini görmüyormusun?
Ba Jio, sans le savoir, tu as dû raviver sa plaie en lui offrant ce sabre.
Bayan Jiao'yu düşünüyormusun babasını'da düşünmelisin, zavallı adam.
Je me demande si Ba Jiao quittera son père pour venir avec toi.
Ba-ba-ba bana kızgın mısın?
Es-tu... Es-tu en colère contre moi?
Kuzey batı yönünde... Tu köyünden başka köy yoktur
Dans cette direction, après Yuejia Ba, il n'y a que le village Du.
Yueh Bendinde yollarını kes peki
Tu vas les intercepter à Yuejia Ba.
Rachael bir deney, baºka bir ºey degil.
Rachael n'est qu'un modêle expérimental.
Her zaman baºka bir erkek olmayacak derdi.
Elle disait toujours qu'il n'y aurait personne d'autre.
".. düşüncesini en dar kalıba sokabilmesinde yattığını söylerdi. Teşekkür ederim.
"... consiste en sa capacité à élargir l'esprit le plus étroit "?
Ben kocamdan ba? ka bir adamla yatmadym!
Je n'ai pas couché avec un autre homme que mon mari!
Ba? ka bir yol oldu? unu biliyorum.
Tu sais qu'il n'y a pas d'autre moyen.
in ba? ka bir? ey yok.
Il n'y a rien a voir.
Ba Muy Ba birası, Vietnam'ın en iyi birasıdır.
Biére Ba Muy Ba, y a bon bière Vietnam.
Ba Muy Ba birası, Vietnam'ın tek birasıdır.
Biére Ba Muy Ba, seule bière Vietnam.
Mek'ba'dan önce gidecek olursan, sana hiçbir leke gelmeyecektir.
Si tu pars avant la Mek'ba, tu n'auras pas à rougir de honte.
Mek'ba daha tamamlanmadı!
La Mek'ba n'est pas terminée!
Kalıba yerleştirin dikkatlice hamuru yanlara doğru birer de badem koyun ve sonra fazla kaçmasın, ölçüyü kısın ihtimamla.
Mettez de la pâte à flan dans le flan de moules à tartelettes d'un doigt preste abricotez les côtés, versez goutte à gouttelette votre mousse à ces puits, puis que ces puits.
Kalıba kilitlenemiyorum.
Je n'arrive pas à les verrouiller.
- Finnigan. Ba - babasının adı Howard Finnigan, yardımı olacaksa.
Je ne sais pas son prénom, mais c'est le fils de Howard Finnigan.
Dikkatle dinleyin. Size söylüyorum ; benim adım Chiu Tim-ba.
Je m'appelle Chiu Tin-bai, et je n'aime pas me compliquer la vie.
Ona söyledim, adım Chiu Tim-ba.
Avec moi, Chiu Tin-bai, ce n'est pas compliqué.
Evet, bunlar Chiu Tim-ba'nın çetesi.
Les Ta-ping sont plus nombreux.
Evet, Chet, ba-ğır-saklarını dökmek suretiyle. AlışıImadık bir intihar ayiniyle bıçağı kendine saplamadan önce.
Oui, en les éviscérant avant de retourner l'arme contre elle-même pour un curieux suicide rituel
- Bir iyilik daha yapar mısınız?
- Une 2e BA, ça vous dit? - Bien sûr.
- Ve ba-bana tekrar şu'seni öldürecektir'kısmını söyler misin?
"il te tuera", il a dit?
Hatırladın mı? "Ba-dah boom"? - Büyük ba-dah boom? - "Boom"?
Badaboum? Big bada boom?
Gaz pedalını kayar kalıba bağladım.
J'ai connecté l'accélérateur à un obturateur.
- Bu insanların kültürel klişe kalıba indirme konusunda haklı olabilirsin Scully. - Mulder?
Vous aimeriez qu'on parle de vous comme ça?
Data, Baku köyündeki çalışmalara bir haftalığına gözlemci olarak katılmıştı.
Data devrait être ici. Ils n'observaient les Ba'kus qu'une semaine.
Baku'yu bir oyuna getirme amacının dışında neden köyün aynısını kopya etsinler ki?
Pourquoi faire une réplique du village si ce n'est pour duper les Ba'kus?
Baku'yu fark etmelerini sağlayın.
Décrivez les Ba'kus au Conseil.
Kaptanının cesurca karşı geldiği haberleri yayılırsa,... Federasyon politikacıları tereddüte düşerler. Halk arasında çekişmeler başlar.
Si l'Enterprise annonce que son vaillant capitaine défend les gentils Ba'kus, vos politiciens tergiverseront, l'opinion exigera un débat public, vos alliés y ajouteront leur grain de sel...
Bakuluların dinlenmeleri gerekiyor.
Les Ba'kus ont besoin de repos.
BA yapın.
Je vous le laisse.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]