Başta Çeviri Fransızca
5,989 parallel translation
Başta, Saint Paul'den oyuncularınıza sözlü tacizden kovulmuşsunuz.
Viré de Saint Paul pour violence verbale envers vos joueurs.
Basitçe söylemek gerekirse, insanoğlunun başta gelen isimlerine potansiyellerini daha fazla kullanmaları için şans veriyoruz.
En d'autres termes, on offre aux grands esprits du monde plus de temps pour mettre à profit leur potentiel.
İlk başta işe yaradı, tatlım. Ama bir süre sonra işe yaramayı bıraktılar.
Ça a marché un bout de temps, trésor, mais... ça ne me guérit plus maintenant.
Başta kimse cevap yazmayınca canım acıdı.
Au début, personne ne me répondait. Ça faisait mal.
Bedford kasabasına karşı suçlardan başta soygun yalancı şahitlik zina ve bir asille dostluk olmak üzere seni August Benjamin Rutherford idama mahkum ediyorum.
Pour vos crimes envers le canton de Bedford, notamment des cambriolages, un faux témoignage, un adultère et une amitié illicite hors de votre rang, je vous condamne par la présente, August Benjamin Rutherford, à la mort par pendaison, en ce 29...
Başta yeni olması hoşuma gitti. İşten kaytarıyor gibiydim.
Au début, j'aimais cette sensation de faire l'école buissonnière.
Bak, çok meşgulüm ve mahremiyetimi severim. Başta bunların işe yaramayacağını düşündüm ama yanılmışım.
Je suis débordée, je protège mon intimité, et j'ai cru que ça n'irait pas, mais je me suis trompée.
- İlk başta bu pisliği dinlemeyi bırakın.
- Arrêter d'écouter ce crétin, déjà.
Böylelikle sizin iş yapamadığınızı ve başta olmadığınızı anlayabilirim.
Et je saurais que vous n'êtes pas les patrons.
Başta adam falan yok.
Il n'y a pas de patron.
İlk başta normal gibi gelen türden bir rüya. - Ama uyanınca...
Le genre qui a l'air normal au premier abord, mais quand tu te réveille...
Evet. İlk başta korkunç bir şey olacak sandım.
D'abord, j'ai eu peur.
Başta zor gelmişti. - Ama buna değmişti.
C'était dur, au début, mais ça en valait la peine.
Buraya geri döndüm çünkü biri beni öldürmeye çalışıyor, ve en başta beni gitmeye zorlayan olayla bir ilgisi var.
Je suis venu parce qu'on veut me tuer et que ça a un lien avec la raison pour laquelle j'ai dû partir.
Başta kil yüzünden kırmızı su akar ama kısa sürede normale döner.
Les conduites coulerons rouge au début a cause de L'Argile mais après l'eau sera limpide.
İlk başta bazı şeylerin nasıl bittiğini anlatmak istiyordum ama artık nasıl başladığını anlatmak istiyorum.
Elle devait raconter la fin de quelque chose, mais finalement, c'est peut-être le commencement.
Sisteme en başta nasıl girildiğini bilmiyoruz.
Comment il a pu entrer là, on l'ignore.
Bu sefer başta ben varım.
Cette fois, je mène.
Başta karışık başlayalım sonra toparlarız..
Ça donnerait de la matière au début. Mais tout en douceur.
Başta attığı kahkaha ve'Çok aptalsın!
Au début, elle en rigolait,
En başta Çin Seddi'ni neden inşa ettiğimizi hâlâ anlamıyorum.
Moi, je comprends toujours pas pourquoi on a construit la Grande Muraille.
En başta babamı kaçırmak konusunda özür dilesen nasıl olur?
Que dirais-tu de t'excuser d'avoir kidnappé mon père pour commencer?
Başta intihar olduğuna karar verildi, 2012'de davası yeniden açıldı.
L'enquête conclura d'abord à un suicide, mais sera rouverte en 2012.
Başta oksijen almam zor olacak, bu da beynime giden kanı etkileyecek.
Au départ, j'aurai du mal à être oxygénée, ce qui affectera l'irrigation du cerveau.
İlk başta bunu yazmamıza neden olan adam.
Celui qui, à l'origine, nous avait demandé de l'écrire.
Sonra Gary beni ofisine çağırıp başta beni istediklerini, sonra çekime başladıklarını, ama ellerindekinden memnun olmadıklarını söyledi.
Gary m'a appelé dans son bureau un jour et m'a dit qu'ils m'avaient contacté en premier. Qu'ils avaient déjà commencé à tourner et qu'ils n'étaient pas satisfaits.
Dürüst olmak gerekirse, başta konuştuğumuz gibi...
Nous devons être clairs sur ce sujet dès le début.
Yani, başta meme kanseriydi. Sonra ameliyatla memeleri alındı ama biraz daha takılıp ciğerlerine sıçramaya karar vermişler.
Eh bien, au début, il était sa poitrine et a eu une mastectomie, mais... décidé d'entrer dans vos poumons.
- Zaten başta penaltı değildi.
- Ce n'était pas un pénalti.
En başta insanlara neden bağlandığımızı.
Pourquoi on s'attache si rapidement.
Başta senin bir gönül macerası olduğunu düşünmüştüm. Ama şimdi daha fazlası olduğunu düşünüyorum.
Je pensais que c'était juste de la drague, mais maintenant je pense que tu es peut-être plus.
Hayır, değil. Keşke başta bana gelseydin.
Non, c'est vrai.
En başta haksızlık gibi geliyor.
Au début, on trouve ça injuste.
Bu yüzden en başta korkmuştum.
C'est pour ça que j'avais peur, au début.
- Başta hep öyle derler.
Ils disent tous ça au début.
En başta söylediğin gibi, o Şeytan benim. Hatırlıyor musun?
Vous aviez dit que c'était moi le diable, vous vous rappelez?
Orada başta neden istasyon kurdular ki o zaman?
Pourquoi alors avoir construit une station là-bas? Ils auraient dû le savoir avant.
Max'i en başta burada istemeyen bendim hatırlarsan.
Je ne voulais pas de Max, je te le rappelle.
Başta onu korkunç ve acılı bir şekilde öldürmek istemişti. Kardeşini acı çektirerek öldürdüğü gibi.
Au début, il voulait la tuer d'une façon horrible et douloureuse... comme ce qu'elle avait infligé à son frère
Başta tuhaf geliyor ama zamanla alışıyorsun.
C'est bizarre au début mais on s'y habitue
Başta aynı fikirdeydim, gerçekten öyleydim.
J'étais de votre côté, vraiment.
Black Jack Randall'ın dostu olan bir İngiliz Lordu'nun Jakobit olduğu bilinen Dougal MacKenzie gibi biriyle böyle iyi olmasını ilk başta şaşırtıcı bulmuştum.
Au début j'ai trouvé ça étrange... Un seigneur anglais, ami avec Jack Randall, qui s'entend si bien avec un jacobite comme Dougal MacKenzie.
İzlemeye gittim, ilk başta.
J'étais spectateur, au début.
Dürüst olmam gerekirse Gus, her ne kadar en başta senin olmanı istesem de şu an ilk gidenin Alan olmasından memnunum.
Honnêtement, Gus, même si c'est ce que je voulais pour toi, je suis contente qu'Alan passe en premier.
Corin, başta o kadar kötü değildi.
Corin n'était pas un mauvais gars, par contre.
- Başta yoktu. Ama 3. günde çığlıklar başladı.
Pas tout de suite, mais après trois jours, les cris ont commencé.
Seni oraya en başta götürmemeliydim zaten.
Je n'étais pas censée t'y emmener la première fois, Ok?
Tek vuruş, sonra konuşmayacağız.
- Un coup et basta.
İlk başta ben de böyleydim.
Je ai ressenti la même au début.
Baba!
Basta.
Yardım et!
Basta.