Başçavuş Çeviri Fransızca
784 parallel translation
Başçavuş Masterson.
Sergent Masterson.
İzin verilmiştir, Başçavuş O'Rourke.
Oui, sergent-major!
Emredersiniz. Başçavuş, bir birliğin takımını hazırla.
Rassemblez un peloton...
Başçavuş O'Rourke bir subayın kartını bıraktıktan sonra uğraması gerekmiyor mu?
Un officier ne doit-il pas rendre visite à son supérieur?
Başçavuş O'Rourke, açık konuşacağım için beni bağışlayın. Bir astsubay olarak, sizin sınıfınızla benimki arasındaki sınırı biliyorsunuzdur.
Pardonnez ma franchise mais nous n'appartenons pas à la même classe.
Bu bir fark yapmaz. Orduda yapar, Phil. Başçavuş bunu biliyor, oğlu da öğrenmeli.
Il y a pourtant une différence et ils devraient le savoir.
Buna gerek yok başçavuş.
Ce n'est pas nécessaire.
Başçavuş, evinize davetsiz olarak girdiğim için beni bağışlayın.
Je m'excuse d'être entré sans y avoir été invité...
Başçavuş, bu akşamı nasıl iple çektiğimi bilemezsiniz.
Si vous saviez comme j'attendais cette soirée...
- Tabii ki, ben... - Başçavuş beni dansa davet eder misiniz?
Vous me ferez bien danser une fois, j'espère?
Şimdi de Başçavuş O'Rourke albayın sevgili kızı Bayan Philadelphia Thursday'i kaldıracak.
Le sergent-major va offrir le bras à la dame du colonel, en l'occurrence, sa charmante fille!
Başçavuş dansı durdurun.
Arrêtez le bal!
Başçavuş O'Rourke, özür dilerim.
Sergent-major, mes excuses.
- Başçavuş.
- Sergent-major.
Başçavuş, işareti siz verir misiniz?
Sergent-Major... à votre bon plaisir.
- Günaydın Başçavuş.
- Bonjour, sergent.
Kocam senden çok söz etti Başçavuş.
Mon mari m'a beaucoup parlé de vous, sergent.
Becerikliliğinin sırrı nedir Başçavuş?
- En quoi êtes-vous si efficace?
Pekala, hoşçakal Başçavuş.
Au revoir, sergent.
Hep iş olmaz Başçavuş. Tek yaptığın oturup evraklar arasında boğulmak.
Vous passez votre temps le nez dans la paperasse.
Bravo Başçavuş.
Bien joué, sergent.
Biliyorsun, şans eseri kente gelebildim. Başçavuş halime acıdı.
J'ai eu de la chance, le sergent m'a laissé sortir.
G bölüğü, ben Başçavuş Warden.
Garnison G, sergent-chef Warden.
Daha ne kadar onu mevcut göstereceksin Başçavuş?
On va cacher son absence longtemps?
Bu adamı tanıyor musun Başçavuş? Evet komutanım.
- Vous connaissez cet homme?
Bunlar sende kalsın Başçavuş.
Je vous confie ça, sergent.
Çok üzüldüm Başçavuş.
Désolé, Sergent.
Başçavuş!
Sergent-chef!
Başçavuş Kulab'ın el yazısı kusursuzdur.
Le sergent-chef Kula. Il a une belle écriture.
- Başçavuş!
Major!
Karışık bir grup düşman kuvveti yoldan yukarı geliyor başçavuş.
une colonne remonte la route.
- Geri çekilmişler başçavuş.
Ils reculent.
- Bekliyoruz. - Evet, başçavuş.
- Nous attendons, c'est tout?
Bir saniye bekle, başçavuş.
Une minute!
Bu söylentiyi yaymak iyi olur. Başçavuş bize yardım eder.
Je pensais que c'était la bonne rumeur à semer... avec l'aide du Major.
- Başçavuş Mitchell hastanede, efendim.
Le Sergent-Major Mitchell est à l'hôpital, mon Colonel.
Ne kadar kaldı, Çavuş? Başçavuş.
Encore combien de temps, Sergent-major?
- Başçavuş Hageman içeride mi?
Le sergent Hageman est là?
Her şey için teşekkür ederim, Başçavuş.
Merci beaucoup, sergent.
Başçavuş Walter Hageman itiraf etti.
Walter Hageman a avoué.
Alman Ordusunun'un pislikleri, Bir de sinsi hırsız Başçavuş!
La Wehrmacht polissonne et le Feldwebel escaladeur, hein!
Ben Başçavuş Strachwitz.
- Oui. Hauptfeldwebel Strachwitz.
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı'ndan Başçavuş Michael Patrick Gilhooly için onur ve cesaret madalyası.
Du Président des États-Unis d'Amérique au Premier Sergent Michael Patrick Gilhooly, pour sa bravoure dans l'exercice de ses devoirs et au-delà.
- Ben, Astsubay Başçavuş, Cruchot. - Şeref duyduk, şef.
Maréchal de Logis-Chef, Cruchot.
Emirleri uygulayın başçavuş.
Exécutez vos ordres.
Emirlerimi uygulayın başçavuş.
Exécutez vos ordres, sergent-major.
- Komuta hazır efendim. - Sağol başçavuş.
Les troupes sont prêtes.
Sağol Başçavuş.
Merci.
- Her şey yolunda mı Başçavuş?
- Impeccable!
Yaz hadi Başçavuş Antonio Carotenuto şövalye...
Le soussigné... Non, mieux encore...
Astsubay Başçavuş.
Maréchal des Logis-Chef.