English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bent

Bent Çeviri Fransızca

239 parallel translation
Odasına girip yaşlı Bentley'e şöyle dedim, "Bent, seni ihtiyar mıymıntı —"
J'ai traité Bently de rabat-joie.
Kapaklı küçük bir bent.
C'est un petit barrage avec des écluses.
Colarado Bent Fort'da bir barda otururken sarhoşun teki yazdı.
Un ivrogne l'a inventé, assis dans un saloon à Bents Fort, au Colorado.
"Karanlık meyhaneden dışarı adımımı attım güneşin acımasızca yaktığı sokağa ve Bent haykırdı,'Çık dışarı, Kid Shelleen seni Tombstone'dan def edip cehenneme yollayacağım!"'
"Je quittai le bar sombre... et sortis dans la rue où le soleil tapait sans pitié... et où Bent hurlait :" Sors de là, Kid Shelleen... que je t'envoie directement de Tombstone en enfer! "
- Pazıbent nerede?
- Où est ton brassard?
İlkini çok önemli bir bent kapağına yerleştirdim. Chatsworth Su Deposuna.
Et j'en ai placé un sur la porte d'écluse principale du réservoir de Chatsworth.
Bent kapağında.
Porte d'écluse.
Bugün Nova Scotia'da, North Walsham Norfolk'tan Bay Roy Bent Atlantik'i üç tekerlekli bisikletle geçen ilk adam oldu.
En Nouvelle-Ecosse, M. Roy Bent de North Walsham dans le Norfolk est devenu le premier homme à traverser l'Atlantique sur un tricycle.
Bay Bent, Durham stüdyolarımızda. Büyük talihsizlik, çünkü biz burada, Londra'dayız.
M. Bent, dans nos studios de Durham, ce qui est malheureux puisque nous sommes tous à Londres.
Ben Peter Bent Brigham Hastanesi'nde hekimlik yapıyorum!
Je suis médecin au Peter Bent Bringham Hospital!
Suyu kesmek için buraya bir bent yaparsan... burada bir havuz yapabilirim.
Si on met un barrage ici, pour arrêter l'eau... je pourrai faire un étang.
Ulusal Güvenlik, Bent 263... ilk 1.000 askerin ülkeye dönmesini emrediyordu.
retrait des 1000 premiers personnels pour Noël.
Ben küçükken annem, verimli arazisini korumak... için bir bent yapmak istemiş.
Ma mère, quand j'étais petite, a voulu faire un barrage pour protéger ses terres cultivables.
Madde 14, paragraf 5, bent 6 ve 7.
Clause 14, Paragraphe 5, article 6 et 7.
Jingles, Bent, cevap verin.
Jingles, Bent, parlez.
Gerçekten Bent?
Allons, Bent.
- Hadi ama Bent!
- Voyons, Bent!
Bent ve Jingles, cevap verin tamam...
Bent, Jingles, répondez. À vous.
Etkileyici. Ama bent arkeoloji uzmanı değilim.
C'est fascinant, mais je ne suis pas experte en archéologie.
- Bent kapağını nasıl kapatabilirsin?
- Comment fermer un barrage?
- Bent.
- Vent.
Onun ad "Bent Twig".
Il s'appelle Brindille Tordue.
- Klima yok mu?
Non, il faisait très chaud dans la voiture. Mais Bent, elle est climatisée.
Arabanın anahtarları nerede acaba?
Bent, as-tu vu nos clés de voiture?
Merhaba Bent.
Salut, Bent.
Biliyorum.
Oui, c'est ça, Bent.
- Hiç bent diye bişey duymadın mı?
- Les barrages, tu connais?
Oh, gece ve gündüz nasıl kötü mavna burada her saat ortalama Bizi öldürmeye hell-bent?
Tu veux parler du mal qui s'abat ici nuit et jour, bien décidé à nous tuer?
Akşam altıdan kapanana kadar Bent Oak'da takıldıklarını söyledi.
Ils auraient fait lajava au Bent Oak de 18 h jusqu'à la fermeture.
Belki Bent Oak'ta olduğunuzu hatırlarsınız.
- Vous vous souvenez avoir été au Bent Oak?
- Hangi grup bu?
Comme nous toutes, et on joue au Bent Elbow.
- Hepimiz seviyoruz. The Bent Elbow'da çalacağız. - Orası çok ünlü bir yer.
C'est assez monumental, c'est pour ça qu'on a besoin d'une nouvelle chanteuse, une avec le talent sans le drame.
Kurşunlar her yerimi deldi Ama eski formuma kavuştum
Them hollow-tips bent me up But l'm back in shape
Merhaba, Yıkık Bent.
Salut, Digue rompue.
'Yıkık Bent'in ölesiye bıçaklanmasının üzerinden çok geçmemişti.
Il n'y avait pas si longtemps, Digue Brisée avait été poignardée à mort.
Ne mutlu ki, Yıkık Bent son dersini verdi.
Puis, Digue Brisée a présidé sa dernière réunion. Elle était de bonne humeur.
Yıkık Bent, Topal # 5, Uzun Boyun, Gece Yarısı... hepsi öldüler.
Digue Brisée, Boiteuse 5, Long Cou, Minuit, sont toutes mortes.
Yıkık Bent, bir otel odasında,... eşinden nefret eden bir müşteriyle görüşmeye gitti. Ben de yanındaydım.
Digue Brisée a eu comme dernier client un type qui détestait sa femme, j'étais avec elle.
Yıkık Bent...
Digue Brisée, c'est ça?
Mutlu bir katil. Tekrar tekrar'Yıkık Bent'dedi.
Digue Brisée n'avait cessé de répéter : "Pardonne-moi, chéri".
# Bahçemin gülü yapraklarını kaybetti ama # Yıkık Bent rolünü oynadı ve mutlu bir şekilde öldü.
Digue Brisée a joué son rôle et elle est morte heureuse.
"Joseph Diamond, ya da Sirus Bent, ya da Kelvin Adams..."
Joseph Diamond, alias Sirus Bent, alias Kelvin Adams.
Bent kapaklarının olduğu yol ; kaosa, düzensizliğe ve anarşiye neden olur.
Ce serait ouvrir la porte au chaos, au désordre, à l'anarchie.
"Bent" i yeniden sahneleniyor - "Bent?"
- Un nouveau spectacle, "Les Tordus". - Les Tordus?
Su da olmaz. Orası nehirden yapılmış bir bent.
Depuis qu'ils ont construit un barrage en amont, ce n'est plus qu'un petit ruisseau.
Hediyeden bahsetmişken lületaşı pipo için teşekkürler.
Parlant de cadeaux, merci encore pour ma meerschaum bent dimple.
Madde 6, bent A.
Article 6, alinéa A.
"Cyclone City", "Dream Angel", "Hell-bent for Texas" "Love on a Pogo Stick", "Moth and Rust", "Earthrise" "Crème de la Crème", "Tall Man from Tennessee" "Chicken at the Wheel", "Sea Dog" "Invasion of the Pickle People" "Odyssey of Pain", "The Pagan Plunder" ve onun en son, en büyük fantezi sinema filmi "Gece Rüzgarı".
"Cyclone City", "Chers anges", "Le Texas à tout prix",
Ve onu unutamamışsan, güm, bent kapakları açılır.
Ouvrez les vannes!
Bent takip etme!
- Ne me suis pas!
Daha çok bent kapısı gibi bir yer, bilmiyorum.
Ils m'y avaient amené une fois.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]