Beurre Çeviri Fransızca
3,626 parallel translation
Bu, çıkarırken de yağ gibi akar.
Oh, les mouvements de l'intestin doivent être lisses comme du beurre.
Selam, Darryl. Buraya sadece alnıma fıstık ezmesi sürmek için geldim.
Je viens là pour... m'étaler du beurre de cacahuètes sur le front.
Geçen hafta buzdolabında bir kalıp sabun ve duşta bir kalıp margarin buldum.
La semaine dernière, j'ai trouvé un savon dans le frigo... et une motte de beurre dans la douche.
Şatafatlı mı? İşten her gün kağıt torbada fıstık ezmesi ve havyar getiren ben değilim.
Ce n'est pas du beurre de cacahuètes et du caviar que j'apporte au boulot tous les jours dans mon sac.
Konuşmamı yaptığımı hatırlıyorum bir sürü fıstık ezmesi yemiştim ve bir de konuşamıyorum çünkü sütüm bitti taklidini yapmıştım.
Je me souviens, j'ai fait mon discours, J'ai mangé un pot de beurre de cacahuète et j'ai mimé comme si je ne pouvais pas parler parce que je n'avais plus de lait.
Sanki biri bir bifteği alıp tereyağına çevirmiş gibi.
C'est comme si quelqu'un prenait un excellent filet... et le transformait en beurre.
Bu gece, yüzümdeki tereyağını bir ekmekle sildim. Sonra da o ekmeği yedim.
Ce soir, j'ai essuyé du beurre sur mon visage, avec du pain, et je l'ai mangé.
Yani, temel olarak yüzümü bıçak yerine kullandım.
En gros, j'ai utilisé mon visage comme couteau à beurre.
Misal, fıstık ezmesinde böcek parçaları var.
Il y a des morceaux d'insectes dans le beurre de cacahuètes.
Hayatım, sakladığın fıstık ezmelerine ihtiyacım var.
Bébé, j'ai besoin de savoir où tu caches ton beurre de cacahuète.
Hodgins, fıstık ezmelerimi ara sıra ferahlatıcı gıdalar için getirdim.
Hodgins, j'ai amené mon beurre de cacahuète pour donner un peu de réconfort de temps en temps.
Şimdi, eğer bana bir fıstık ezmesi verirsen o zaman Jeffersonian zararını karşılar.
Maintenant, si tu me dis où tu caches le beurre de cacahuète, Le Jeffersionian te remboursera.
Hayatım, fıstık ezmesi.
Bébé, beurre de cacahuète.
Fıstık ezmesi.
Beurre de cacahuète.
Fıstık ezmesi mi?
Beurre de cacahuète?
Fıztık ezmesindeki yağlar siyanoakrilatdaki yapışlanları ayrıştıracak.
L'huile de beurre va stopper l'adhésion des cyanoacrylates.
Bu adam beni fıstık ezmesi ile ovacak mı?
Ce gars va m'enduire de beurre de cacahuète?
Beni mecbur edemezsiniz ve fıstık ezmesini özel yerlerime fazlaca süremezsiniz.
Vous ne pouvez pas me coincer et badigeonner de beurre de cacahouète. mes parties intimes.
Bu fıstık ezmesini Angela'nın ellerinden zorla aldım.
J'ai dû arraché ce beurre de cacahuète des mains d'Angela
Onu fıstık ezmesinden ona bolca sürdüm ve durmadan ilaç verdim şimdi ona sünger banyosu mu yapacağım?
Je l'ai déjà enduit de beurre de cacahuète, assommé de médicaments, et maintenant je dois lui donner un bain?
Fıstık ezmemden deri böceklerini çıkaracaksın.
Tu vas mettre des bestioles dans mon beurre de cacahuète.
Fıstık ezmesi için, hiçbir şey Gromphadorhina portentosa'yı yenemez yani Madagaskar tıslama böceği.
Et pour le beurre de cacahuète, rien ne bat Gromphadorhina portentosa, alias le cafard siffleur de Madagascar.
Steve inekle fotoğraf çektirmek istedi.
Bien, Steve voulait prendre des photos avec la vache à beurre.
Ne, İnekle mi sevişecekmiş!
Tu veux dire, faire l'amour avec la vache à beurre!
Kâsenin içinde kek yaparken kullandığım yağ vardı.
Elle est dans le beurre J'en ai utilisé pour faire des cupcakes
İyi bir mor gözün olacak.
Tu vas avoir un œil au beurre noir.
Pijamalarını giydirmeden önce popoşuna kariye yağı süreceğim ses ve harf bilgisi kitabını okurken de 20 dakika nebulizatör.
Et du beurre de karité sur les fesses avant le pyjama. Ensuite, 20 min de nébulisateur pendant que je lui lis son abécédaire sonore.
Bu gece tereyağlı sos ve şarap ile kaynatabileceğimizi düşündüm.
On pourrait les cuire à la vapeur et les servir avec une sauce au beurre et du vin.
Vücudun kakao yağıyla pürüzsüzleşmiş. Aklımı alıyor.
Ta chair luisante de beurre de cacao, elle me hante.
Ekmek ve yağ.
Pain et beurre.
Bir kavanoz fıstık ezmesini içine dolduruyorsun ve bir kavanoz reçel ile dolduruyorsun
et tu tartines dessus un pot entier de beurre de cacahuète et un pot entier de confiture.
Biliyorsun, fıstık ezmesinin bir kavanozunda 6000 kalori var.
Un pot de beurre de cacahuète, ça fait 6 000 calories.
Hatta ekmeği yağla kapladım.
J'ai même enduit le pain de beurre, comme le dit la recette.
Bacaklarına bakmanı kesmeni istiyor yoksa gözünü morartırmış.
"Arrête de regarder mes jambes ou je te fais un œil au beurre noir."
Fıstık ezmesi ve bal. Tezgahın üstünde buldum.
C'est juste du beurre d'arachide et de la gelée que j'ai trouvé sur le balcon.
O şey, surları orada yokmuş gibi aştı.
Il est rentré dans le mur comme dans du beurre.
Mantar kızarmış ekmekle daha iyi gider.
Le "Zona cardiaque" c'est du pain grillé avec des tonnes de beurre.
Bunu yapmak istemezsiniz.
Allez chercher le beurre à l'ail.
Bu biraz eşeğin götüne su kaçırmak!
Ca va ajouter un peu de beurre au biscuit.
" Bir sürü sandviç, fıstık ezmesi, jöle var.
" des sandwichs au beurre d'arachide et à la confiture,
Biftek de tereyağı gibi kesiliyor.
L'onglet est comme du beurre aujourd'hui.
Bir kutu bisküvite, bir kutu karışık bisküvite ve bisküvit mixerine ihtiyacım var?
Petit pot de beurre, quand te dé-petit-pot-de-beurre-riseras-tu?
Bana mı fıstık ezmesine mi konuşuyorsun?
Tu parles au beurre de cacahuètes?
Tereyağı.
Beurre.
Tanklar, füzeler, ekmek ve yağ.
Les chars et missiles, le pain et le beurre.
İkinci ziyaret indirimi ve kendi fıstık ezmemi getirdiğim için beleş yemekler.
Ristourne très bon client, repas gratuit parce que j'apporte mon propre beurre de cacahuète.
Üstüne fıstık ezmesi de sürdük mü bir güzel doyurur seni.
Tu mets un peu de beurre de cacahuète dessus, c'est très nourrissant.
Sarhoşum, aksiyim ve bu fıstık ezmesini yiyeceğim.
Je suis bourré, grincheux, et je vais manger ce beurre de cacahuètes.
Yağdan iğrendirdiğin için sağol.
Merci d'avoir gâcher le beurre pour moi.
"... küfelik, dut gibi, zil zurna, çakırkeyif, sırılsıklam...
" ivre, bituré, rond, pété, beurré,
Fıstık ezmeli ve muzlu kızarmış sandviç yerken.
... beurre de cacahuètes-banane.