Beş parasızım Çeviri Fransızca
284 parallel translation
Nerdeyse beş parasızım.
Je suis sans e soul
Dün gece her şeyimi kaybettim. Beş parasızım.
J'ai tout perdu hier soir, je n'ai plus un sou.
Oh, hayır hayır. Hayır, Buralara gelmek için arenaları terk ettim - Beş parasızım.
J'ai quitté l'arène sans un sou.
- Muhtemelen tahmin etmişindir... Şu an beş parasızım.
Je suis fauchée.
Beş parasızım.
- Sortir! J'ai pas un sou.
Beş parasızım.
Je suis fauché.
Ne yazık ki beş parasızım.
J'ai pas d'argent.
- Beş parasızım.
- Je suis fauché.
Bak, beş parasızım ve bir içki alamam!
Ecoutez je suis fauché alors j'évite de boire.
Korkarım ki beş parasızım. Bu yüzden götürmenizi rica ediyorum.
Je suis fauché c'est pour ça que je demande.
Milyon dolarlık biriymiş gibi davrandım ama uzun zamandır beş parasızım.
J'avais avancé un million de dollars, mais je n'avais plus l'argent depuis longtemps.
Beş parasızım.
Complètement foutu.
Beş parasızım, bir çöplükte yaşıyorum...
Je suis fauchée, je vis dans un endroit sordide...
Beş parasızım. Dünya turu 25 sent olsa gidemem.
J'ai même pas une flèche pour foutre le camp d'ici!
Hep yorgunum, meşgulüm, beş parasızım.
Je suis tou jours trop fatigué, trop occupé, trop fauché.
Devam et, çünkü zaten beş parasızım.
Vous gênez pas, parce que je suis déjà sur la paille!
Beş parasızım.
Je n'ai plus un sou.
- Beş parasızım.
Je suis fauché.
Beş parasızdım ve 12 kişiyle aynı odada kalıyordum... sonra fark ettim ki... beş parasızım ve 12 kişiyle aynı odada kalıyorum.
J'étais fauché et je partageais ma chambre avec 12 inconnus. Pour découvrir que j'étais fauché... et que je partageais ma chambre avec 12 inconnus.
Sahip olduğum bütün mirası kızıma bırakarak... Bay Darcy'i beş parasız bırakabileceğimin farkında mısınız?
Savez-vous qu'en tant qu'administratrice de la fortune de ma sœur, je peux laisser M. Darcy sans un shilling?
Evlenirseniz sizi beş parasız bırakırım!
épousez-le et vous serez pauvres.
- Evlenirseniz... sizi beş parasız bırakırım.
Je lui ai dit que je pouvais vous retirer votre fortune, si je le voulais.
O gece beş parasız olduğumu anlamam çok zor olmadı. Bert gidince öyle kalacaktım.
J'ai très vite compris que j'étais fauchée et que sans Bert, ce serait pire.
Bir sinema dergisinde, Hollywood'a beş parasız bir şekilde adım atan ve bir milyon kaldıran bir adam hakkında yazı okudum.
J'ai lu dans le journal de cinéma qu'un type a cassé la baraque. Il a empoché un million.
Ama beş parasız kaldım.
Et je suis ruiné.
Söylesene, beş parasız kalmış olmalısın... Sana yardım etmemi ister misin? Ne kadar lazım?
Dis-moi, tu dois être à sec... tu veux que je te dépanne?
Pekâlâ, beş parasız kaldım.
C'est vrai, je suis fauché.
Tokyo'ya beş parasız mı gideceğiz?
Vous voulez partir pour Tokyo sans un sou?
Beş parasız kaldım.
Sur le trottoir, fauché comme les blés.
# Beş parasız bir dilenci gibi buralarda kaldım #
♪ Et je suis laissée derrière ♪
Aksine, sizi İngiltere'ye beş parasız getirdiğim için ben size bir özür borçluyum.
Je m'en veux de vous avoir amenée ici sans argent.
Beş parasız kaldım.
Je suis fauché.
Beş parasızım.
Oui, monsieur, je...
Jerry, beş parasız mısın?
- Jerry, vous êtes fauché?
Beş parasız mı?
Et sans rien?
Hayır, beş parasızım.
Non, je suis fauché.
Harika! Tek sorun beş parasız olmam! Ve 2 yıldır tek satır yazmadım.
Mais ça n'a pas réglé mon problème et j'ai toujours pas d'inspiration.
Beş parasız bir yurtsever olmaktan bıktım.
J'en ai marre d'être patriotique pour pas un rond.
Senin bildiklerini bilsem, asla beş parasız kalmazdım.
Si je savais ce que tu sais, je serais jamais fauché.
Beni ve kızımı beş parasız bıraktı.
- Si vous n'aviez pas été là...
Bu oteli işletemezsem beş parasız kalırım.
Soit je rénove cet hotel, soit je vais droit dans le mur.
Beş parasızım.
Je suis à sec.
Hiçbir şey anlamadım, beş parasız mı kalacağız?
Bref, on sera fauchés.
Üzerimdeki şık takıma bakıp aldanmayın. Beş parasız ve zavallıyım.
De plus il ne faut pas vous offusquer de mon beau costume, je suis complètement pauvre et sans perspectives.
Beş parasız kaldığımı mı?
Que j'ai pas un rond?
Beş parasızım, oğlum.
Je suis fauché, fiston.
Beş parasız kaldım ve olduğum yerde sayıyorum.
Je suis fauché et je ne sais pas où aller.
Kitapları kenara koyalım, eski, harabe evimizde, beş parasız olduğumuzu ve cebimizde unuttuğumuz parayı bulduğumuzu varsayalım.
Laissons les bouquins de côtés, faisons semblant d'être dans notre appart pourri, fauchés et d'avoir retrouvé du fric dans une poche.
Çocuklarımın sokakta beş parasız kalmasını istemezdim.
Je n'aimerais pas savoir mes enfants sans un sou en poche.
Hey, beş parasız da kalsan beni ilgilendirmez ama iflas etmeden önce ki yakında edeceksin,..
Je m'en fiche que tu fasses faillite.
Görüyorsunuz zamanında beş parasız bir satıcıydı, gaz sancısı karışımı, bilirsiniz, bebeklerin karınları için.
Il n'avait pas d'argent, il était représentant à l'époque. Pour des médicaments anti-coliques, pour les nourrissons.